Cumhuriyetin Yüzüncü Yılından İleriye Baktığımda Nasıl Bir Türkiye Görmek İsterim?
Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. Yılını kutlama hazırlıkları içinde bulunduğumuz şu günlerden ileriye baktığımda cumhuriyeti bize armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” sözüne uygun olarak; komşularımızla barış içinde ve insanların güven içinde yaşadığı; ayrım gözetmeksizin ülke nimetlerini eşit olarak paylaştığı; her türlü gereksiniminin eşit olarak paylaşıldığı bir Türkiye görmek isterim.
Eğitimin temelinin evde atıldığı bilinciyle, çocuğun evinde saygı ve sevgiyle büyütüldüğünü, eğitim kurumlarında öğrencilere saygı gösterildiğini, öğrencilerin derslere aktif katılımının sağlandığını ve teşvik edildiğini, ülke gelişiminde sorumluluğu olduğu hususunun vurgulandığı bir eğitim sistemi görmek isterim.
Üniversite eğitiminin öğrencinin ilgi ve yeteneği doğrultusunda seçtiği meslekle ilgili eğitim programına alındığını, bugünden yarına hızla değişen dünyaya uyum sağlamak için üniversitelerde öğrenmenin öğretildiği bir eğitim sistemi görmek isterim. Her yeni gelen Milli Eğitim Bakanı ile değişen bir eğitim sisteminin birbirinden farklı nitelikte mezunlar vermesi yerine, standart eğitim programının hedef aldığı davranışların gerçekleştiğini görmeden programın değiştirilmediğini, üniversite eğitiminin kitabi bilgilerin öğrenciye aynen aktarılması olmadığı idrakiyle yüz yüze yapıldığını görmek isterim. Üniversitelerin eleştirel düşünen, her duyduğuna inanmayan ve soran, sorgulayan, araştıran ve bilimsel bilginin dışına çıkmayan aydın insan yetiştirdiğini görmek isterim.
Adaletin eşit dağıtıldığı, mağdurların haklarının titizlikle korunduğu, cezaların adil ve ıslah edici olduğu, çeşitli vesileler bahane edilerek bazı suçluların mahkumiyetine son verilmediğini, karar vericilerin yansız davrandığını, düşünme, konuşma ve yazma hakkını kullananların cezalandırılmadığı ve halkın haber alma hakkının tanındığını görmek isterim.
Anayasal bir hak olan Sağlık Hakkının eşit dağıtıldığı ve sağlık hizmetlerinin her kes için her bakımdan ulaşılabilir olduğu bir sağlık sistemi görmek isterim. Başka ülkelere göç eden ve yerleri doldurulamayan değerli hekimlerimizi tekrar yurdumuza çekecek düzenlemelere gidilerek yapılan hatadan dönüldüğünü görmek isterim.
Bilindiği gibi televizyonlar yatak odalarına kadar girmiş durumda. Programlara bakıldığında hemen hemen tüm dizi ve filmlerin şiddet ve değerlerimize aykırı davranışlar sergilediği görülüyor. Tüm bunlar stres altındaki halkın stresinin artmasına neden olmakla birlikte şiddete eğilimi olanların çeşitli bahanelerle şiddete başvurmalarına ve hırsızlık olaylarında ise gördüklerini taklit etmelerine yol açmaktadır. Ayrıca haberlerde şiddet mağdurlarının görüntülerine yer verilmekte ve çocuklara şiddet uygulandığı haberleri de görüntülerde yer almaktadır. Bu yüzden halkın ruh sağlığını yakından ilgilendiren bu konunun Sağlık Bakanlığı tarafından ele alınarak televizyon programlarından sorumlu olanların göreve davet edildiğini görmek isterim.
Artık insanların evinde ve sokakta kendilerini güven içinde hissetmedikleri günler yaşamaktayız. Zorunlu nedenlerle dışarı çıktığımızda arkamdan kim geliyor tedirginliği, adres sormak için yaklaşan insanlara şüpheyle bakmamıza neden oluyor. Çok yönlü bu güven eksikliğinin giderilmesi için konuyla ilgilenildiğini görmek isterim.
Ruhsatsız silahların bu kadar kolay sağlanabildiği ve bundan her kesin haberdar olduğu halde alan ve satana yaptırım uygulanmaması şaşırtıcı. Sokakta omuz omuza yürüdüğümüz silahlı kişinin ne zaman silahına davranacağı ve kaç kişinin ölümüne neden olacağı da belli değil. Nasıl bir ruh hali içinde silahına davrandığı belli olmayan bu kişilerin bazen balkonda oturan ya da yoldan geçen bir kimsenin ölümüne neden olduğu haberlere sıklıkla rastlanmaktadır. Yine bu kimselerin düğünlerde havaya açtıkları tabancasından çıkan kurşunla bazı kişileri kazaen öldürdüğü sıklıkla medyada yer almaktadır. Bu nedenlerle ruhsatsız silah satışının engellenmesi için acil önlemlerin alındığını ve ruhsatlı satışların daha sıkı kontrolle gerçek ihtiyaç sahiplerine satıldığını görmek isterim.
Başta İstanbul olmak üzere deprem riski altında olan şehirlerde hasarlı ve yıkılma riski olan binaların doğru bir değerlendirme ile tespit edilerek acilen onarılmaya başlandığını görmek isterim.
Uzun süreden buyana sağlıklı konut, su, ısınma, tuvalet ve banyo sorunları yaşayan depremzedelerin konu edilen gereksinimlerinin en kısa sürede tamamlandığını ve sağlıkları ile ilgili gereksinimlerinin sağlandığını görmek isterim.
Rant uğruna Allah’ın bir lütfu olan ve dikildiği yıldan sekiz yıl sonra her derde deva ürünü zeytini vermeye başlayan uzun ömürlü zeytin ağaçlarının imar alanı açmak amacıyla kesildiği ve olanları protesto edenlerin cezalandırıldığı ve engellendiği günler yaşıyoruz. Bunlara son verildiğini görmek isterim.
Bizleri temsil etmek üzere seçilmiş millet vekillerinin bizlerden bekledikleri tasarrufu önce kendilerinin göstererek topluma örnek sergilediklerini görmek isterim.
Şirketlerimizin ve evlerin yabancılara satılması demek o şirket ve evlerin bizlere kapatılması demek olduğu için buna son verildiğini görmek isterim.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının denetimi altında bulunan özel yaşlı bakım evlerinin, yaşlılara söz verilen hizmetleri yerine getirip getirmedikleri hususunu kontrol ve doğru bilgi almak için, denetimlerde yaşlıların ifadelerine de başvurulduğunu görmek isterim.
Sağlıklı bir gelecek için görmezden gelinen açlık sorununun acilen çözümlendiğini görmek isterim.
Sağlıklı, huzurlu ve güvenli yıllara doğru, büyük umutlarla!