1- “Tıp Felsefesi”ni tartışalım.
2- Tıp Eğitiminin metodolojisini tartışalım.
3-. “Somut Eğitim” kavramını tartışalım.
4- Sağlık hizmetinin akışını tartışalım.
5- “Alt yapı” kavramını tartışalım.
6- Tıpta çağdaş bilimsel disiplinlerin ve uzmanlaşmanın gelişim sürecini tartışalım.
7- Bireyin ihtiyacına dayalı sağlık hizmetini tartışalım.
8- Aile hekimliği kavramını tartışalım.
9- “Erken tanı” kavramını tartışalım.
10-Sosyal güvenlik-sosyal devlet kavramlarını tartışalım.
“Sağlık Ordusu”nun tartışıp uzlaşmadığı bu çağdaş kavramların eksikliğiyle bayramlara giriyoruz.
Bir aylık süre içinde üç bayram (Kurban Bayramı, 14 Mart Tıp Bayramı, Nevruz Bayramı) yaşayan bir toplumda, toplumsal hayatın daha güven ve huzur verici olması beklenen bir durumdur. Buna karşın, olayların, olguların başlama-gelişme ve sonuçlanma süreçlerini sorgulayarak sonuçlara göre yargıda bulunup fikir söylediğimizde, içeriğin bütünlüğünü kaçırmak da beklenen bir durumdur.
Kurban bayramının nedenini tartışıp olayın felsefesini yakalamadan, yaratıcıya ibadetin bir aracı olan “Hayvan” kesim işlemini yaşanan yanlışlardan soyutlandırmak olanaksızdır. Değerlendirmelerde her zaman yapılan araç ve amaç karışıklığının, “Kurban” olayındaki yansıması, gerçek sorun olan “Eğitim” ve “Altyapı” kavramının “Yaşam felsefesi” içindeki stratejik yerini almasını engellemektedir. Bu yüzden “Kurban”ın getirdiği Bayram sevinci yerine, bayramın getirdiği “Kurban” söylemlerinin dalgalanmasına -kurban- gidiyoruz. Olaylar ve olguların nedenleri somut olarak tartışılmadıkça ve birey için yaşam biçimi haline dönüşmedikçe, aynı durumlar 14 Mart Tıp Bayramı, Nevruz Bayramı içinde “sosyolojik gerçek” olarak yansıyacaktır.
14 Mart Tıp Bayramlarında, tıp biliminin her yıl gelişme sürecinin verilerini köken alarak, her görüşteki insanımızın katılımını gerçekleştiren bir platformda tartışmalıyız. Bu yaklaşım bile tıp bayramının somut olarak yaşandığının tarihi bir belgesi olmaya yetebilir. Tanımadığımız, yaşama bakış felsefesi açısından hiçbir somut tartışma yapmadığımız sağlık mensupları hakkında, varsayımlarla yargıda bulunursak, birey veya sivil örgüt olarak söylemlerimiz “soyut”, “sanal” olmaktan öteye geçemez. Dahası, bu söylemler bir bayram konuşmasında “Mars’tan bakış” yargılamasıyla süsleniyorsa, somut işlerle uğraşanlar tarafından somutlaştırılarak cevaplandırılacaktır; “Mars’tan bakmamalısınız, Kars’tan bakmalısınız; Soyut olmamalısınız, somut olmalısınız; Mars’ta bayram yapamazsınız, Kars’ta bayram yapmalısınız.” Bayramlarımız kutlu olsun.