Hekimlik, evrende en değerli varlık olan insanın, en değerli varlığı olan beden ve ruh sağlığını koruyup geliştirmeyi amaçlayan yüce bir meslektir. Hiçbir meslek, hekimlik kadar vazgeçilmez değildir.
Hepimiz, hiç ummadığımız bir anda, hekim yardımına ihtiyaç duyabiliriz. Hekimler en yakın dostlarımızdır. Önceden bilip tanımasak da, ihtiyacımız olduğunda onları hemen yanı başımızda buluruz. Gece gündüz demeksizin kapılarını çekinmeden çalar; onlardan her işlerini bırakıp bize yardım etmelerini bekleriz. Buna hakkımız olduğunu düşünürüz. Onlar da bize hayır demezler. Uykularını bölerler, tatillerini yarıda keserler, dost sohbetlerinden kalkıp yardımımıza koşarlar.
Herkesten gizlediğimiz sırlarımızı onlarla paylaşırız. Bir dediklerini iki yapmayız. Özel yaşamımıza karışmalarına izin veririz. Ne kadar sevimsiz gelirse gelsin tavsiyelerine uyar, en sevdiğimiz şeylerden bizi mahrum bıraksalar bile yasaklarına uyarız. Çünkü onların, daima bizden yana olduklarını ve sadece bizim yararımıza çalıştıklarını biliriz. Bizi, bize rağmen korumak dürtüsüyle çalışırlar, buna içtenlikle inanırız. Koşulsuz güven duyarız onlara… Bizi hayata bağlayan soluğumuzu, ellerindeki ambuya emanet eder, yatarız ameliyat masasına… Hekimler kara gün dostudurlar, iyi günlerimizde onları hatırımıza bile getirmeyiz, yine de en zor anlarımızda bizim için ellerinden geleni yaparlar.
Sahip olduğumuz tüm değerlerin ve en yakın dostlarımızın işe yaramadığı anlarda, onları hep yanımızda görürüz. Diğer dostlarımız umudu kesip terk etseler bile, onlar sonuna kadar bizimle olurlar. Her gün vizitlerde hatırımızı sorarlar, bize iyileşeceğimizi söylerler, umut verirler. Onların bakışlarından, sözlerinden, belki de kastetmedikleri anlamlar çıkarır, geleceğe umutla bakarız. Son nefeslerimizi onların kollarında ve onların gözlerine bakarak veririz.
Onlar bizden bir karşılık beklemeyecek kadar erdemlidirler; biz ise, onlara layık oldukları teşekkürü yapabilmekten aciziz. Onların hakları, asla ödenmez. Varlıkları, bizim için bir güvencedir. Biliriz ki, zor anlarımızda onlar bize yardım etmek için hazırdırlar. Hiç işimiz düşmese ve bizim için hiç bir şey yapmamış olsalar bile, varlıklarıyla bize güven sundukları için onlara minnet borçluyuz.
Tarih boyunca, bütün toplumlar hekimliğin, bu vazgeçilmez öneminin farkında olmuşlar ve hekimlerden, gereken saygınlığı esirgememişlerdir. Hekimler de bu saygının gereği olan tıp mesleğinin etik değerlerini ve erdemlerini korumuşlardır.
Tıbbın insan odaklılıktan, teknoloji odaklılığa yöneldiği; hekim-hasta arasındaki birebir insani ilişkinin yerini kurumsal ilişkilerin almaya başladığı günümüzde, bu etik değerlere ve geleneksel hekim rolünün gerektirdiği erdemlere daha fazla önem vermek durumundayız. Mesleğimizin saygınlığını koruyabilmemizin, tamamen buna bağlı olduğuna inanıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle tüm meslektaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyorum.