15 Temmuz tarihinde kendi milletine kursun sıkan, meclisine bomba atan bir çürümüşlük yaşandı. Aman allahım bu ne cinnetti. Devletin kurumlarına nüfuz edip kendi nüfuzunu artırmaya çalışan gruplara artık imkan verilmemelidir. Yoksa her zaman bir grupla mücadele etmek zorunda kalınır. Devletimizin muasır medeniyetler seviyesine çıkmasına engel olunur. Tek devlet anlayışı güçlenmelidir.
15 Temmuz’da binlerce yürek tek noktada atmıştı. O günde damarlarındaki kanı, vatan için feda edenleri görmüştük. Silahla ve zorbalıkla milletleri ayakta tutma dönemi artık bitmiştir. Artık bilgi, ikna ve demokratik dönem başlamıştır.
İktidar olmak isteyenler, milletten yetki almalıdırlar. Projelerini ortaya koymalıdırlar. Klasik dönemin çağ dışı uygulamalarını ne yazık. Batı da hala kullanıyor. Çift yüzlü Batı aslında bir kaza ürünüdür. Mısırda olduğu gibi güç kullanarak iktidarı kendi hizmetlerine sokmaya çalıştılar. Bugün sözüm ona Müslümanlar, Batı devlet adamlarından ABD ve İsrail’den menfaat dilenen zavallılar. Batının İslam dünyasına yaptıklarını da görmüyorlar. DEAŞ, PKK ve PYD Batı taş oranıdır. Bugün PKK ve içimizdeki din ve din dışı gizli örgütler başka yolları deniyorlar. Ekonomik darbe provaları yapmaktadırlar. Bugün kol kola yürüyenleri görünce bunu daha iyi anlıyoruz. İnsanlığa milli bir heyecan doğuran toplumlar, tarihe adlarını yazdırmışlardır. Bugün düne göre o heyecanı doğuran toplumları artık kimse ezemez. O tevhidin şafak vaktidir. Belli ki tevhidin kudret vaktidir.
Müslümanlar birbirlerini karalama ve yok etme savaşından vazgeçmelidirler. Vazgeçtikleri gün dünyada zulüm bitecektir. Kardeşine ok atan, mermi sıkan, dış güçlerin piyonları, bugün daha da örgütlenmişlerdir. Vahşi kapitalizmin bugün karnı daha da acıkmıştır. Vahşi kapitalizm aç kaldıkça orta doğu da kemik aramıştır. Bugün de ürettiği silahlarla orta doğu ve Türkiye’mizde kan dökme pesine düşmüşlerdir. Tek zemin olan Türkiye’mizde deprem çıkarma peşindedirler.
Ekonomik kaos çıkarma peşindedirler. Bu sömürgeci insanlık dışı devletler, hayatlarını mazlum insanların kanları üzerine kurmuşlardır. Mazlumların emeklerini ve servetlerini sömürdüler. Nefislerini bu mazlumlarla teskin ettiler. Bunu yapabilmek için Müslümanlar arasında kardeşi kardeşe düşürdüler. Gerici, ilerici, dindar, dinsiz, modernist, çağdaş, Kur’ancı, Sünnetçi gibi çağ dışı, insanlık dışı ve İslam dışı mafya grupları ürettiler.
Din kisvesi prim yaptığından cemaat ve tarikatlarla dini de kullandılar. Bu bölücü Müslümanlar, kendinize geliniz. Bu oyundan uyanınız. Neyi bölüşemiyorsunuz? Elin gavuru Ortadoğu’yu bölüştü siz hala dini kullanmakla meşgulsünüz. Tek devlet projesine sığınınız. Devletin altında kurulmuş pek çok devletçikler, devlete olan güveni sarsmaktadırlar. Devletin şefkatinden istifade edip kendi devletlerini kurma peşindedirler. Devletin kurumlarına nüfuz edip kendi söz hakkını ve örgütünü güçlendirme peşindedirler. Bu durum siyasilerin de belki hoşuna gidebilir. Fakat bugün bu milletin geleceği için bu alt kimliklerin güç elde etmelerine son verilmelidir. Bu gruplar, devletin kurumlarını işgal edilmesine bir daha fırsat verilmemelidir.
Devleti bütün vatandaşın ortak kurumu haline getirmek zorundayız. Halk artık bir devlet otoritesinin varlığına inanmalıdır. Yoksa her dönem bir grupla mücadele ederiz. Kendilerini İslam’a hizmet ettiklerini söyleyenlerin bir kısmı, DEVLET BAŞKANININ GÜNCELLEŞTİRME SÖZÜNE her biri gardını çekmişlerdir. Halkın dini duygularını kullananlar, din ile aldatanlara artık fırsat verilmemelidir. Kıymetli Diyanetimize bu konularda da ciddi görevler düşmektedir.
Saygılarımla.