CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINDA TÜRK TARIMI
Dün Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladık, Cumhuriyetimizin 100. Yılına şahitlik etmenin keyfini yaşadık. Daim olsun, kutlu olsun, nice yüzyılları olsun…
23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kuruldu. 12 bakandan oluşuyordu bu ilk meclis. Amacı, işgal altındaki vatan topraklarını Misak-ı Milli sınırları çerçevesinde bağımsızlığa kavuşturmaktı (Aydın, E., 2014). Fakat asıl yapılmak istenen Cumhuriyete zemin oluşturmaktı.
17 Şubat 1923‘de toplanan İzmir İktisat Kongresi (I. İktisat Kongresi) Türk tarımı için büyük önem taşımaktadır. Kongre sonunda; kongreye katılanların oybirliği ile Misakı İktisat kabul edilmiştir. Hammaddesi yurt içinde olan endüstri kollarının kurulması, büyük işletmelere geçilmesi gerektiği, özel girişimcilerin desteklenmesi, özel sektör tarafından kurulamayan teşebbüslerin devletçe kurulması, yatırımcılara kredi sağlayacak bir Devlet Bankasının kurulması gibi kararlar alınmıştır. Atatürk İzmir İktisat Kongresi’nin Açılış töreninde; “Dış siyaset iç siyasete dayandırılmak mecburiyetinde ve iç teşkilâtının dayanabileceği genişlik derecesinde olmalıdır. Kılıç ile fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye mecburdurlar. Efendiler, kılıç kullanan kol yorulur, sonunda kılıcı kınına koyar ve belki kılıç o kında küflenmeye, paslanmaya mahkûm olur. Lâkin saban kullanan kol; gün geçtikçe daha fazla kuvvetlenir ve daha çok kuvvetlendikçe daha çok toprağa sahip olur.” demiştir. Başka bir konuşmasında ise Atatürk; Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. Diğer unsurlar bu ana unsur için gerekli ve yararlıdır. Ancak hiçbir kuruntuya kapılmadan bilmeliyiz ki o asli unsur olmazsa diğer unsurlar da yoktur.” diyerek üretenin, tarımsal üretimin önemini her fırsatta dile getirmiştir. Birinci Türkiye İktisat Kongresi’nde özel sektör öncelikli bir ekonomik modelin uygulanması kararı alınmış olsa da yeterli sermayenin olmayışı yetişmiş, kalifiye insanların yokluğu ya da azlığı kongrede alınan kararları aslında fiilen işlevsiz hale getirmişti. 1929’da başlayıp kısa sürede Türkiye’yi de etkileyen “Dünya Ekonomik Krizi” ise kongrede alınan kararları uygulamadan kaldırmış; devletçi, planlamacı bir ekonomik modelin benimsenmesine yol açmıştır (Kayıran ve Saygın, 2019).
29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in ilanı.
17 Haziran 1927’de çıkarılan “Ziraat Eğitiminin İyileştirilmesi Kanunu” ile Ankara’da Yüksek Ziraat Mektebi ve Yüksek Veterinerlik Enstitüsü açılmıştır. İleri düzey teknik eğitim alması için yurt dışına çok sayıda öğrenci gönderildi. Bursa’da İpekböcekçiliği Enstitüsü; Antalya, Diyarbakır, Edirne ve Erzincan’da İpekböceği Okulları; İzmir’de, Erzincan, Kastamonu, Konya, Çorum, Sivas, Erzurum, Edirne ve Kepsut’ta çok yönlü ziraat okulları açılmıştır (Keykubat, 2018).
1928’te “Hayvan Sağlık Zabıtası Kanunu” çıkarıldı.
1 Haziran 1929’da tarıma kredi sağlayan kuruluşların fon miktarının artırılarak piyasadaki tefeci tüccarın kontrol alanının daraltılması ve kredi maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla “Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu” çıkarılmıştır (Tekeli ve İlkin, 1977).
10 Haziran 1930’da Atatürk’ün talimatları ve çağdaş tarımın eğitimle desteklenmesi gerektiği düşüncesiyle; “Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü” kanununun kabulü ile Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulmuştur (Çiftçi, C.Y., 2008).
1937’de köylüye örnek tarımsal işletmeler oluşturmak ve üreticinin girdi gereksinimini karşılamak üzere Zirai Kombinalar İdaresi kurulmuştur. Zirai Kombinalar İdaresi ve Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu, 1950 yılında Devlet Üretme Çiftlikleri‘ne dönüştürüldü. 1983 yılda ise, DÜÇ ile hara ve inekhaneler birleştirilerek TİGEM (Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü) oluşturulmuştur.
Atatürk, 1 Kasım 1937’de; “Milli ekonominin temeli ziraattır, bunun içindir ki, ziraatta kalkınmaya büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar, bu maksada erişmeyi kolaylaştıracaktır. Fakat, bu hayati işi, isabetle amacına ulaştırabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayalı bir ziraat siyaseti tespit etmek ve onun için de her köylünün ve bütün vatandaşların, kolayca kavrayabileceği ve severek tatbik edebileceği bir ziraat rejimi kurmak lâzımdır.” demiştir.
24 Haziran 1938’de, Toprak Mahsulleri Ofisi kurulmuştur.
10 Kasım 1938 Atatürk’ün vefatı.
Türkiye’de tarım alanına yönelik kamu politikaları, büyük ölçüde destekleme ağırlıklı olmuştur. Tarımsal destekleme politikaları 1930’larda buğdayın desteklenmesi ile başlamış ve bu destekler 1980’li yıllara kadar sürmüştür (Özdinç, 2010). 1970’lerde tarım sektörünün gayrisafi yurtiçi hasıladaki katkı payı %31 iken bu oran 1980’lerde %24’e; 1990’larda %17’ye, 2000’li yıllarda ise %12’ye gerilemiştir (Talim ve ark., 1995; Darıcı, 2008). 1980’lerde tarımsal nüfusun toplam nüfus içindeki payı %56’dan 1990’lara gelindiğinde %41’e kadar düşmüştür. Şimdilerde ise tarımsal nüfusun toplam nüfus içindeki payı %7’dir.
1980’li yıllar itibariyle Türkiye, her alanda olduğu gibi tarımda da önemli bir dönüşüm geçirmiştir. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın öncülüğünde yürütülen ve denetlenen 1980 sonrası iktisat politikaları, üretim ve sermayenin, işgücü piyasalarının ve sosyal politikaların yeniden yapılanmasını içermektedir. Tarımsal üretimde üretim süreci ile ilgili destekler (sübvansiyon) kaldırılarak “doğrudan gelir desteği”ne geçilmiştir. Tarımda desteğin kaldırılması, üreticiyi zor duruma düşürerek üretim olanaklarını kısıtlamış ve toprakların küçülmesi gibi diğer etkenlerle birlikte itici bir etken olarak, kırsal kesimden kente göçü hızlandırmıştır. Diğer taraftan özellikle 1980’li yılların ikinci yarısında ve 1990’lı yılların başlarında ihracata dönük fabrikalaşmanın teşviki ile birlikte, kentsel alanda yeni fabrikaların/iş alanlarının türemesi kentin çekme etkisini artırmıştır (Kök ve ark., 2007). 1927 yılında Türkiye nüfusunun yaklaşık %75’ini kırsal, %25’ini kentsel nüfus oluştururken; 2020 yılına gelindiğinde bu oran sırasıyla %7 ve %93 olmuştur. 2000 ve 2020 yılları arasında bitkisel üretimde özellikle kırmızı mercimek, nohut, pamuk, tütün ve patates üretiminde azalış meydana gelirken, hayvansal üretimde sığır, manda, koyun ve keçi sayısında ise artış meydana gelmiştir (Demir ve ark., 2023).
1990’ların başında GATT’a (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması) üye ülkeler “Tarım Anlaşması”nı imzalayarak korumacılığın azaltılması kararını almıştır. Türkiye ise, hazırlığını tamamlamadan geçtiği tarımsal serbestleşme sürecinde, 1990’larda tarım ürünlerinde kendi kendine yetebilirliğini kaybetmiştir (Şanlı ve Gülbahar, 2008).
1999’da “IMF ile Stand-by Anlaşması” imzalanmış ve tarımda yeni bir dönem başlamıştır. Bu kapsamda tarıma verilen desteklerin kaldırılması, tarım kooperatiflerinin ve birliklerinin özerkleştirilmesine yönelik adımlar atılmıştır (Akdeniz, 2019).
2000’lerde, tarım sektörünü teşvik edici, üretim kalitesini ve verimliliğini arttırıcı tedbirler uygulanmaya başlanmıştır. Teknolojilerin yenilenmesi, kalifiye eleman yetiştirilmesi, tarım ürünlerinin maliyetini düşürücü, rekabet gücünü arttırıcı tedbirlerin alınması yönündeki girişimler başlatılmıştır. Ancak, ekilebilir arazilerin küçük ölçeklerde olması, altyapının yeterince gelişmemesi, AB normlarına uygun hukuki düzenlemelerin eksikliği, destekleme politikalarının dünya şartlarına uygun düzenlenememesi Türk tarımının içinde bulunduğu sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır (Şanlı ve Gülbahar, 2008).
2001 yılında Dünya Bankası ile Tarım Reformu Uygulama Projesi (ARIP) Anlaşması imzalanmıştır. ARIP Anlaşması ile bütün tarımsal desteklemelere son verilmiş yerine Doğrudan Gelir Desteği getirilmiştir. 2008 yılından sonra DGD’de ödemelerin sadece tapuya bağlı olarak verilmesi tarım sektörünü olumsuz yönde etkilemesi üzerine desteklemeler doğrudan değil de alan ya da ürün bazlı desteklemeler şekline dönüştürülmüştür.
Sonuç itibariyle, 1923’ten 2023’e gelindiğinde Türk Tarımında iki temel dönem ortaya çıktığı görülmektedir. 1923-1980 dönemi, tarımın korumacı politikalarla desteklendiği dönem olmuşken; 1980-2023 dönemi, serbest ekonomiye geçiş süreci ile birlikte devlet tarımsal destekleme politikalarını azaltmış ve piyasa ekonomisi etkili olmaya başlamıştır. Devlet desteği Tarım Reformu ile birlikte doğrudan gelir desteği ve alan bazlı desteklemeler şeklinde sürmüştür.
29 Ekim 2023-Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında.
Cumhuriyetimizin daha nice yüzyıllara refah içinde ulaşabilmesi dileğiyle…
Kaynaklar
Akdeniz, Z., 2019. Türkiye’de Tarım Sektörü Ve 2000’li Yıllarda Tarımda İzlenen Politikalar. T.C. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı İktisat Politikası Bilim Dalı, Y.L. Tezi.
Aydın, E. 2014. Türkiye Büyük Millet Meclisi I. Yasama Dönemi 1920-1923 ve Dış Politika, Dış Politikanın Parlamenter Denetimi ile TBMM’nin Dış İlişkileri. Yasama Dergisi, (28), 104-141.
Çiftçi, C.Y., 2008. Kuruluşunun 75. Yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü (1933-1948). Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayın No:1496 Bilimsel Araştırma İncelemeler:820.
Darıcı, B. 2008. Türkiye’de Tarımsal Ekonomi Göstergelerinin Avrupa Birliği İle Karşılaştırılması. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Dergisi, 10(1-2), 117-136.
Demir, O., Gültekim, G. Ç., Uzundumlu, A.S. 2023. Türkiye Ekonomisinde Tarımın Yeri ve Önemi. Palandöken Journal of Animal Sciences Technology and Economics, 2(2), 62-69.
Kayıran, M., Saygın, S. 2019. İzmir İktisat Kongresi . Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Yakın Tarih Dergisi, 3(5), 27-70.
Keykubat, B., 2018. Atatürk ve Tarım, Apelasyon, 8 (57).
Kök, MY.İ.G.D., Yılmaz, M., Göktürk, İ., Dündar, K.Ö.K. 2007. Kahramanmaraş’ta 1980 Sonrası Tarım ve Sanayi Politikalarının İçgöç ve Kentsel İşgücü Piyasası Üzerine Etkileri. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, (1), 319-332.
Önder, İ. 2019. Aşarın kaldırılması. Mülkiye Dergisi, 43(2), 491-510.
Özdinç, H. K. 2010. Tarımda Kamu Politikalarının Başlangıcı:Buğday Meselesi, 1932-1945. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10(2), 1-12.
Şanlı F.B., Gülbahar, M.O. 2008. 1980 Sonrası Dönemde Türkiye’de Tarımın Gelişimi ve Uygulanan Tarım Politikaları, Journal Of Qafqaz University, 22, 34-152.
Talim, M., Saner, G., Atış, E. 1995. Ulusal ekonomide tarımın yeri ve önemi. Türkiye Ziraat Mühendisliği IV. Teknik Kongresi, 1. Cilt, 9-13 Ocak 1995, 1-20.
Tekeli İ., İlkin, S. 1977. 1929 Dünya Bunalımında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, Türkiye Belgesel İktisat Tarihi Serisi, No:2, Ankara: ODTÜ İdari İlimler Fakültesi Yayını