Yeni bir şey yapacaksanız “statik bir kalıp” kullanamazsınız. Çünkü “statik kalıbın” niteliği bellidir; sınırlıdır, durağandır ve “analiz edilemez”dir.
Şayet düşünceniz statik bir kalıbın kodlarını taşıyorsa her zaman 2×2=4 kalıbını kullanırsınız; ve bu kalıbı eşya ve olaylarda yasa olarak önerirsiniz.
Birinci “2”nin, ikinci “2” ile özdeş olup olmaması, aynı nitelikleri taşıyıp taşımaması sizi etkilemez; üzerinde “kafa yormazsınız”.
Örneklendirirsek:
2 öğrenci x 2 öğrenci = 4 öğrenci eder (!)
Bu durumda 4 öğrenciye de aynı mesajı vermeye kalkmanız statik yaklaşımla örtüşür.
2 insan x 2 insan = 4 insan eder (!)
Bu durumda 4 ayrı nitelikte olan insanı statik yaklaşımla aynı kabul etmiş olursunuz.
2 savaşan asker x 2 savaşan asker = 4 savaşan asker eder (!)
Derseniz, yine statik yaklaşmış olursunuz ve her üç örnekte de yanılırsınız.
Bu örneklerin sayısal değeri (aritmetik değeri) vardır, ancak “matematiksel düşünce” açısından değeri yoktur.
Sözle eylemin uyumlu olması…
Eşya ve olaylara şüphe ile bakmak…
Tecrübe birikimi…
Başarı ve başarısızlığın değerini ölçebilmek…
Hataları doğru yönetmek…
Doğru zamanda doğru insan istihdam etmek…
Doğru “ölçekle” doğru ölçmek…
Doğru “tartı” ile doğru tartmak…
Evet, bütün bunları yapmak, matematiksel düşüncenin temel dinamiklerini oluşturur.
Ve de “statik” yapının evrilerek “dinamik” yapıya dönüşmesini sağlar; yenilik getirir.
Bu yüzden yaşamsal değeri olan olayları değerlendirirken soracağımız sorunun “niteliği” de yaşamsal değer taşır.
Olay!
Ve de soru!
“Ordu Kuzey Irak’a neden girdi?”
Sözle eylem uyumlu mu?
Evet uyumlu. “Gireceğiz” dendi girildi.
Neden takvim belirlenmedi?
Çünkü: Düşmana adres gösterilmez.
“Ordu Kuzey Irak’tan neden çıktı?”
Sözle eylem uyumlu mu?
Evet uyumlu. “Çıkacağız” dendi çıkıldı.
Neden takvim belirlenmedi?
Çünkü: Savaşta düşmana “randevu” verilmez.
Evrensel düşüncenin ulusal hizmete dönüşmesi dileğiyle…
Tüm meslektaşlarımın ve sağlık emekçilerinin Tıp Bayramı\’nı kutlarım.
18
önceki yazı