2005 yılında yapılan üç toplantı, hem çok bilimsel, hem de ülkemizde yapılan etik toplantılarının en iyileri olarak gözlemlenen etkinliklerdi. Bunlardan tarih sırasıyla söz edebiliriz.
27 Mayıs 2005’te İstanbul’da Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Katılımlı Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sempozyumu, bu derneğin ilk etkinliği olmasına rağmen uluslararası düzeyde ve çok kalabalık bir izleyici kitlesinin katıldığı ve 4’ü yabancı, 12 çağrılı konuşmacının bulunduğu bir etkinlikti. Bu sempozyum, tıp etiği ve tıp hukuku alanlarındaki bilimsel çalışmaların geliştirilmesine yardımcı olmak ve bu alandaki bilimsel etkinliklerin yapılmasını desteklemek, tıp etiği ve tıp hukuku eğitiminin çağın koşullarına uygun biçimde gerçekleşmesine yardımcı olmak ve uluslararası bilimsel ilişkilerde bulunarak, bilgi alışverişi sağlamak için kurulan Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği’nin ilk etkinliği olup 27 Mayıs 2005’te İstanbul’da İstanbul Üniversitesi Merkez Bina Doktora Salonu’nda yapıldı. Sempozyuma, hukuk ve tıp alanından çok sayıda araştırıcı katıldı. Türkiye’nin çeşitli etik kürsülerinden gelen öğretim üyeleri verdikleri konferanslarla yararlı oldular. Ayrıca, İsviçre, Almanya ve Belçika’dan gelen 4 değerli etikçi ve hukukçu araştırıcı değerli konuşmalarıyla sempozyumu aydınlattılar.
Sempozyum yürütücüsü ve Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği ve Türk Tıp Tarihi Kurumu Başkanı olarak yaptığım açılış konuşmasından sonra, Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği kurucu üyesi Prof. Dr. Artun Öncel, Hasta Hakları Derneği Başkanı Leyla Ezgi, Ankara Verem Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Hilmi Gürses, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy, İstanbul Barosu Başkanı yerine Yönetim Kurulu üyesi Dr. Av. Şükrü Alparslan, Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Taciser Onuk, İstanbul İl Sağlık Müdürü adına Dr. Gülsüm Önal, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tankut Centel açılış konuşmalarını yaptılar. Sempozyum sonrasında çeşitli dergi, gazete ve bilimsel mecmualarda sempozyum hakkında bilgi verildi.
Derneğin, İstanbul Tıp, Cerrahpaşa Tıp, Uludağ Tıp Fakülteleri’nin Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalları ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı’yla Türk Tıp Tarihi Kurumu’nun ortaklaşa İstanbul’da düzenlediği bu etkinlikte, tıp etiği, tıp hukuku, hasta hakları gibi konularda tüm ilgili kişilere değerli bilgiler verildi.
Yine İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı’nın düzenlediği Yurtdışı Katılımlı Tıp Etiği Günleri, 1 Kasım 2005’te, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Kliniği Konferans Salonu (1933 Reform Anfisi)’nda yapıldı. Kongre konuşma konuları, “Terminal Dönemde Çocuk ve Etik Sorunlar” üzerineydi. Kongreye 17 bildiri sunuldu. Almanya’dan gelen değerli konuşmacı, Prof. Dr. Med. Johann-Christoph Student’in konusu, “Hospice Düşüncesi ile Ölmekte Olan Çocuklara Yaklaşım” idi. Diğer konuşmacılar ise, Çocuk Kliniği’ne mensup ve ayrıca tıp etiği alanında uzmanlaşmış değerli öğretim üyeleri ve yardımcıları idi. Kongreyi hazırlayan anabilim dalı, İstanbul Üniversitesi’nin ve Türkiye’nin en eski anabilim dalıdır. Bu toplantı, bugüne kadar ilgili anabilim dalı tarafından hazırlanmış etkinliklerin en iyisi, en objektifi, en bilimseli olarak, gerek yurtiçinde ve gerekse yurtdışında ses getirdi. Kongre Başkanı Prof. Dr. Öztan Öncel ve kongre Genel Sekreteri Doç. Dr. Arın Namal, bütün verimliliklerini bu toplantıya verdiler.
14-18 Kasım 2005’te Şanlıurfa’da yapılan Uluslararası Birleşik Biyoetik Kongresi ise batı ve doğu ile ilgili bir çok özel tıp etiği konusunu bir arada işlemesi açısından önemliydi. Kongre Başkanlığını Doç. Dr. Şahin Aksoy’un yaptığı bu uluslararası kongre, yurtiçinden ve yurtdışından tanınmış araştırıcıları bir araya getirdi. Türkiye Biyoetik Derneği’nin 25-28 Haziran 2003’te Bursa’da başlattığı yurtdışına yönelim olayı, 2005’te Şanlıurfa’da da devam ederek, ilk kez Türkiye Biyoetik Derneği’nin Asya Biyoetik Derneği ile birlikte yaptığı uluslararası bir kongre özelliği taşıyordu. Sakin bir ortamda bilimselliğin görüldüğü bu kongre, tıp etiğindeki yeni boyutların öğrenilmesi açısından da önemliydi.