İstanbul 2036 Yaz Olimpiyat Oyunlarına adaylarından birisi. Daha önce de aday olundu ancak başarılı olunamadı. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için rekabetin güçlü olacağı tahmin edilmektedir. Aralarında Endonezya, Suudi Arabistan, Hindistan, Katar, Polonya, Mısır ve Güney Kore’nin de bulunduğu ülkelerinde oyunlara ev sahipliği yapmak istedikleri dillendirilmektedir. İstanbul, adaylığını güçlendirmek için 2027 Avrupa Oyunları’na ev sahipliği yaparak büyük ölçekli uluslararası spor etkinlikleri düzenleme kapasitesini göstermeyi amaçlıyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi Olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olan kent ve ülkenin seçim sürecinde altyapı, büyük etkinliklere ev sahipliği yapma deneyimi, istikrar, altyapı, ulaşım olanakları ve kamuoyu desteği gibi çeşitli etmenleri göz önünde bulundurmaktadır. Bu belirtilenler güçlü bir planlama ve kaynak sağlamayla geliştirilebilir. Bunlarla birlikte İstanbul’un batı ile doğu arasındaki köprü görevi gören konumu, genç ve enerjik nüfus, güçlü siyasi irade, halkın spor tutkusu ve misafirperverliği avantaj olsa da ülkemizdeki spor kültürü, Olimpik anlayış ve fiziksel okuryazarlık durumu da seçim sürecinde dikkatle incelenecektir. Çünkü Olimpiyat Oyunları ile bir toplumun fiziksel okuryazarlığı arasında güçlü bir ilişki vardır.
Fiziksel okuryazarlık, yaşam boyu fiziksel aktiviteye değer vermek ve sorumluluk almak için motivasyon, güven, fiziksel yeterlilik, bilgi ve anlayışa sahip olmayı ifade eder. Bu, sadece atletik beceriyi değil, kişinin bütüncül gelişimiyle ilgilidir. Çünkü, doğduklarından itibaren dünyayı hareket yoluyla deneyimlerleyiz. Hareket etmeye başlarız ve doğumdan itibaren harekete çekiliriz, refleksif hareketlerle başlarız ve sonunda emeklemeyi, yürümeyi ve koşmayı öğreniriz, hareket yoluyla dünyayı ve kendimizi anlamlandırır ve çok şey öğreniriz, çevremizdeki nesnelere tırmanır, dokunur, hisseder ve manipüle ederiz. Bunları yaparken dünyayı ve onun içinde kendimizi tanımaya başlarız. Her bireyin çevreyle etkileşimi ve bu etkileşimi yorumlama şekli kişisel olduğundan hepimiz kendimiz için biraz farklı bir dünya yaratırız, etkileşime girmeye ve yorumlamaya devam ettikçe bu dünya ve onun hakkındaki anlayışımız değişir. Fiziksel okuryazar olan bireyler fiziksel olarak çok çeşitli zorlayıcı durumlarda dengeli, ekonomik ve güvenle hareket edebilirler, fiziksel çevrenin tüm yönlerini «okuyarak» kavrayabilirler, kendilerini dünyada somutlaşan iyi bir duyguya ve akıcı bir kendini ifade etme ve empatik etkileşime yol açan bedenlenmiş yeteneklere duyarlılık ve farkındalığa sahip olabilirler. Kariyerlerinin başlarında fiziksel okuryazarlık anlayışıyla güçlü temel hareket becerileri geliştiren elit sporcular da kendi sporlarında daha uyumlu, dirençli ve başarılı olma eğilimindedirler. Fiziksel okuryazarlığı programlarına entegre eden antrenörler daha uyumlu, dirençli ve yüksek performanslı sporcular yaratırlar. Her yarışma sporcuya, antrenöre ve spor yöneticisine çok şey kazandırır ancak spordaki başarının tepe noktası Olimpiyat Oyunlarıdır. Bireyin sporda mükemmele ulaşma yolculuğundaki asıl amaç Olimpiyat Oyunlarında katılmak olsa da gönülden geçen amaç, şampiyon olmak ve/veya madalya kazanmaktır. Bu nedenle, Olimpiyat sporcularının fiziksel okuryazarlık ve mükemmellik için daha özel çaba göstermeleri gerekir. Elit sporcunun başarısı genetik özellikler ve içinde bulunduğu çevre ile olan etkileşimle şekillenir. Genetik bir yere kadardır. Bunun ötesinde, sporcuyu şampiyon yapan şeyler; doğru sporu seçmek, fiziksel okuryazarlık temelli spor eğitimi almak ve yıllarca uzun süreli doğru şekilde antrenman yapmaktır. Bunun için öncelikle ülkemiz sporcu ve antrenör eğitimi sistemine fiziksel okuryazarlığın entegre edilmesi gerekir. Beden Eğitimi ve Oyun ile Beden Eğitimi ve Spor derslerine de tabi ki. Ayrıca, fiziksel okuryazarlık araştırmaları ve politika oluşturma konusunda güçlü küresel iş birliğine ihtiyacımız var. Çünkü, fiziksel okuryazarlık hem tabandan katılımda hem de elit sporcu gelişimini şekillendiren spor sistemlerinde küresel bir önceliktir.
Ülkemiz ve İstanbul Olimpiyat Oyunlarına aday olduğunda ve ev sahipliği yaptığında, bu durum vatandaşlara, özellikle de çocuklara daha aktif olmaları için ilham verir, ulusal sporcuların başarılarını görmek, rol modelleri ve spora katılımı artırabilecek bir gurur duygusu yaratır, yeni tesislerin, daha iyi spor programlarının ve rekreasyon alanlarına daha geniş erişimin önü açılır. Böylece bu yatırımlar fiziksel aktiviteyi teşvik etmek için uzun vadeli stratejilerin bir parçası haline gelebilir. Spor Kültürü ve Olimpizm okullardaki Beden Eğitimi ve Spor ile Beden Eğitimi ve Oyun derslerinin içeriğinde ana konulardan birisi olarak yer alır. Bu, okullardaki fiziksel okuryazarlık hedefleriyle uyumludur. Olimpiyat Oyunlarının sağladığı sinerjiyle insanları hareket halinde tutmak için spor kulüplerini, gönüllülüğü ve yerel girişimleri artırmak konusunda önemli bir altyapı sağlanır. Ancak şuna dikkat etmek gerekir: Olimpiyat Oyunlarını alabilmek bilinçli bir planlamaya bağlıdır. Bu konuda, özellikle fiziksel okuryazarlıkla ilgili olarak, uluslararası kuruluşların çalışmaları ile Olimpiyat yapmış ülkelerin sistemleri incelenebilir. Örneğin, spordaki fiziksel okuryazarlık anlayışı Uluslararası Olimpiyat Komitesi, UNESCO ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından desteklenmektedir. Konuya ilişkin kılavuzlarda sürdürülebilir egzersiz, beden eğitimi ve spor eğitimi ile antrenör eğitimine fiziksel okuryazarlığın entegre edilmesi önerilmektedir. Olimpiyat Oyunlarını gerçekleştirmiş ve gerçekleştirecek ülkeler olan Birleşik Krallık, Japonya ve Avusturalya’da okullarda yapılan çalışmalar konuya ikinci bir örnek olarak verilebilir. Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmak için teklif verirken Fiziksel Okuryazarlık, Spor Kültürü ve Olimpik anlayışın yaygınlaştırılmasına ilişkin yeni projeler üretilmesi de önemli bir değişken olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü bunlar, tek gereklilik olmamakla birlikte, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin oyunların başarılı, anlamlı ve halk tarafından benimsenmiş olacağına ve gelecekte de bu anlayışın sürdürüleceğine dair konuda ikna etmede destek olacaktır. Dahası, sporun tabana yayılması, bilinçli spor izleyen sayısının çoğalması, amatör sporlarla ilgilenme kültürünün yaygınlaşması, Olimpik eğitimin güçlenerek yaygınlaşması, ailelerin, okulların ve toplulukların düzenli olarak sporla ilgilenmesi anlamına gelir. Sonuçta, Hareket Etmek İçin Doğduysak VE FİZİKSEL OKURYAZARLIK Anlayışıyla Büyüdüysek Olimpiyatları Almak İçin Hazırız. Değilsek…!