Yunanca karaciğer anlamına gelen “hepar” dan türeyen “hepat” köküne, iltihaplanma anlamına gelen “itis” son ekinin ulanması ile oluşan “hepatit” karaciğer hücrelerinin iltihaplanması ile oluşan bir hastalıktır. Dünya genelinde ve ülkemizde en fazla hepatit virüsleri denilen bir grup virüs hastalığa neden olur, bunun yanında alkol birçok ilaç, ülkemizde özellikle aktarlarda satılan yada komşu tavsiyesi ile kullanılan “şifali bitkiler!” hepatit virüsleri dışındaki bazı virüs ve bakteriler, mantar enfeksiyonları ve otoimmün hastalıklar nedeniyle de meydana gelebilir.
Hepatit yanlış olarak halk arasında ve hatta bazen tıbbi otoriteler tarafından “sarılık” ya da “bulaşıcı sarılık” ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Hepatit bir hastalık iken sarılık birçok karaciğer ve safra yolu hastalığı ve bazen de kan hastalıklarında görülebilen bir bulgu (semptom) dur. Hepatit hastalarının önemli bir kısmında hastalık herhangi bir belirti vermeden ve sarılık görülmeden geçirilir. Bu nedenle sarılık ve hepatiti eş anlamlı olarak kullanmak doğru değildir. Sarılıkla seyreden “akut hepatit” dışında hepatitli hastaların çoğunda herhangi bir şikayet olmaz; tanı çoğu kez başka bir nedenle yapılan kan tetkikleri ile yada kan bağışında bulunanlarda yapılan tarama amaçlı hepatit virüs araştırması ile konulur.
Hepatit virüsleri içinde alfabetik sıraya göre bugüne kadar tanımlanmış, yaptıkları hastalık tablosu, virüslerin yapıları ve tanı testleri ortaya konmuş Hepatit A (HAV), B (HBV), C (HCV), D (Delta- HDV))ve E (HEV) virüsleri vardır. Virüsün bulaşması ile birlikte hastalık belirtileri ortaya çıkıp birkaç hafta devam eden klinik tablo “akut viral hepatit” olarak adlandırılırken, hastalığın altı aydan daha fazla devam edip karaciğerde fibrozis dediğimiz nedbe dokusu gelişmesine yol açan tablo “kronik viral hepatit” olarak adlandırılır. Kronik viral hepatitli hastaların bir kısmında zamanla karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri gelişir ve karaciğer nakli yapılamaz ise ölümle sonuçlanır.
Hepatit A ve E virüsü fekal-oral dediğimiz ağız-dışkı yolu ile bulaşır ve kronikleşmez iken; hepatit B, C ve D kan yoluyla geçer, kronikleşir, karaciğer sirozu ve karaciğer kanserine yol açar.
Ciddi klinik sonuçlara ve ölüme yol açan ve tüm dünyada karaciğer hastalıklarının en sık nedeni olan hepatit B ve C virüsleridir. Bu makalede daha çok bu iki virüsün yol açtığı hepatitlerden korunma ve farkındalık oluşturma stratejileri üzerinde durulacaktır.
Kısa bir tarihçeye göz atacak olursak ilk kez 1965 yılında Avusturalya’da Blumberg tarafından hepatit B virüsünün yüzeyindeki hastalık yapıcı belirteç (antijen) Avusturalya antijeni olarak tanımlanmış, sonrasında ve günümüzde İngilizce “Hepatitis B Surface Antigen” kelimelerinin ilk harfleri alınarak kısaca “HBsAg”olarak kullanılmaya başlanmıştır. Delta virüsü 1977 yılında İtalya’ da Rizetto tarafından hepatit B’li hastalarda saptanmış, noksan virüs olması nedeniyle hastalık yapabilmesi için HBV ihtiyaç duyduğu gösterilmiştir. 1989 yılına kadar kan yoluyla bulaştığı ancak etkeni HAV veya HBV olmayan bir grup virüsün yol açtığı hepatitli hastalar olduğu görülerek “ne A ne B hepatiti” anlamına gelen “Non A Non B Hepatit” olarak adlandırılmış, virüslerin genetik yapılarını deşifre eden teknolojik gelişmeler sayesinde bu hepatitin etkeni de 1989 yılında saptanarak HCV olarak adlandırılmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre toplam dünya nüfusunun %3 ü, yani yaklaşık olarak 120-130 milyon kişi HCV ile enfektedir ve her yıl yaklaşık 3-4 milyon yeni vaka beklenmektedir. Dünyada her üç kişiden birinin HBV ile karşılaştığı ve yaklaşık 250 milyondan fazla kişide HBV enfeksiyonu olduğu bilinmektedir. Dünyada her yıl 1 milyondan fazla kişinin viral hepatitlere bağlı siroz ve karaciğer kanseri gibi komplikasyonlar nedeniyle yaşamını yitirdiği tahmin edilmektedir. Ancak ne yazık ki tüm dünyada viral hepatiti olan 325 milyon insandan neredeyse 300 milyonu hepatit B veya hepatit C olduğunun farkında değildir. Ülkemizde de çoğu henüz tanı almamış 3,5 milyon hepatit B hastası, 750 bin hepatit C hastası olduğu tahmin edilmektedir. Günümüz şartlarında HBV enfeksiyonunun aşı ile önlenmesi, hepatit B ve C’nin etkin tedavileri mümkündür. Tedavi ve toplumsal koruma için, viral hepatitli hastaların saptanması gerekir. Bunun için geliştirilecek küresel ve ulusal farkındalık programlarına ihtiyaç vardır. Bu amaçla DSÖ 2016 yılında 194 ülkenin katılımıyla 2016-2021 yılları arasında uygulanacak olan bir “toplumdan hastalığı yok etme” (eliminasyon) programı başlatmıştır. Bu programın hedefi 2030 yılına kadar viral hepatitlere bağlı ölümlerin %65, yeni vaka sayısının ise %90 azaltılmasıdır. Bu hedefe ulaşmak için DSÖ tarafından öncelenen konular; yeni doğan bebeklerde HBV aşılaması, HBV taşıyıcısı annelerden bebeklere geçişin engellenmesi, güvenli kan ve kan ürünleri nakli, güvenli enjeksiyonlar, damar içi ilaç kullanıcılarında enjektör paylaşımının engellenmesi, kronik HBV ve HCV hastalarının tanı ve tedaviye ulaşımının sağlanması olarak seçilmiştir. Belirlenen hedeflere ulaşmak için öncelikle hem sağlık çalışanları hem de toplumda viral hepatitlerle ilgili farkındalığın arttırılması ve risk gruplarının belirlenerek bu kişilerde tarama çalışmalarının yapılması, tesbit edilen hastaların tedavi edilmesi özellikle önem taşımaktadır.
Küresel ölçekte farkındalığı artırmak için DSÖ tarafından 28 Temmuz “Dünya Hepatit Günü” olarak belirlenmiştir. Bugün aracılığı ile viral hepatitler konusunda toplumun eğitimine daha fazla yer verilmesi, ulusal taramaların artırılması ve toplumun bu taramalara katılımının sağlanması amaçlanmaktadır. DSÖ’nün viral hepatit eliminasyon hedeflerine ulaşabilmek için ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafından 2018 yılında, 2018-2023 yılları arasını hedefleyen “TÜRKİYE VİRAL HEPATİT ÖNLEME VE KONTROL PROGRAMI” yayınlanmıştır. Bu program çerçevesinde; toplumun viral hepatitlerin bulaş yolları ve korunma konularında bilgilendirilmesi, yüksek riskli grupların tanımlanması ve bu kişilerde viral hepatit taramalarının gerçekleştirilmesi, ülkemizdeki gerçek hasta sayısının belirlenmesi için taramanın etkin şekilde yapılması, hastaların tespiti sonrası tedavi için doğru yönlendirilmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır. Tüm bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için konu ile ilgili tüm sağlık birimlerinin koordine çalışması büyük önem taşımaktadır.
2019 yılı Aralık ayından itibaren tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi nedeniyle özellikle pandeminin başlangıcındaki birkaç ay “Viral Hepatitlerin Önlenme ve Kontrol Programları” tüm dünyada ve ülkemizde kesintiye uğramıştır. Aşılama ile kontrol altına alınmaya çalışılan COVID-19 pandemisi ile mücadele devam ederken; tüm dünyada milyonlarca insanın siroz ve karaciğer kanseri gibi ölümcül hastalıklara maruz kalmasına yol açan HBV ve HCV önleme ve kontrol programları etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
Bugün 28 Temmuz 2021 “Dünya Hepatit Günü” nedeniyle sağlık otoriteleri tarafından yazılı ve görsel basın aracılığı ile toplumda viral hepatit farkındalığını artırmak için bilgilendirme toplantıları, afişler, kamu spotları yayınlanmalıdır. Tüm sağlık çalışanları, özellikle aile hekimlerinin konu ile ilgili farkındalıkları artırılmalı, hastanelerde yapılacak her türlü girişimsel işlem ve ameliyat öncesi, kemoterapi veya bağışıklık sistemini etkileyecek ilaçlarla tedavi olacak tüm hastalarda hepatit B ve C için çok basit testler olan HBsAg, anti HBc, anti, HBs ve anti HCV bakılmalı, pozitif çıkan vakalar için laboratuvarlarda uyarı sistemi olmalı ve hastalar bilgilendirilerek tedavi için ilgili branş doktorlarına yönlendirilmelidir. Sağlık Bakanlığı Viral Hepatiti Önleme ve Kontrol Programında ayrıntısı ile bahsedilen hepatit B ve C için risk grupları taranmalı ve gerekenlerde hepatit B aşısı yapılmalı, tesbit edilen hastalar tedavi edilmelidir. Günümüzde hepatit C için ağızdan alınan ilaçlarla üç aylık bir tedavi ile %95’ten fazla tam iyileşme mümkündür. Hepatit B için ağız yolu ile alınan ilaçlarla tedavi imkanı vardır, ancak şimdilik virüs parçacıkları tümüyle karaciğerden temizlenemediği için tedavi süresi belli değildir, ömür boyu tedavi önerilmektedir. Ancak hücresel düzeyde yapılan ileri çalışmalar ile virüs parçacıklarını karaciğer hücresinden temizleyecek ilaçların geliştirilmesi ile daha etkin tedavi imkanı sağlanacaktır.
Tüm dünyada ve ülkemizde başarı ile yürütülen hepatit B aşılama programına kesintiye uğramaksızın devam edilmelidir.
Sağlık otoriteleri başta olmak üzere küresel ve ulusal ölçekte viral hepatitlerin farkında olunmalı, önleme ve tedavi programlarına gereken uyum gösterilmelidir.
KAYNAKLAR
- WHO releases first-ever global guidance for country validation of viral hepatitis B and C elimination WHO Departmental news 25 June 2021
- Kronik viral hepatitler önlenebilir ve tedavi edilebilir hastalıklardır. pandemide viral hepatitleri unutmayalım! KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu 28 Temmuz 2020
- TÜRKİYE VİRAL HEPATİT ÖNLEME ve KONTROL PROGRAMI PROGRAMI TC Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Bulaşıcı Hastalıklar Dairesi Başkanlığı ve Aşı İle Önlenebilir Hastalıklar Dairesi Başkanlığı 2018-2023. Ankara 2018
- AKUT VİRAL HEPATİTİN TARİHÇESİ Prof Dr Süleyman YALÇiN KLIMİK Derg 1(1): 4-5 (1988)
- Morozov VA, Lagaye S. Hepatitis C virus: Morphogenesis, infection and therapy. World J Hepatol 2018; 10(2): 186-212 [PMID: 29527256 DOI: 10.4254/wjh.v10.i2.186]
- Hepatits D. World Health Organisation 27 July 2020