İlk kez 29 Mayıs 1958 yılında Washington DC de yapılan Dünya Gastroenteroloji Kongresinde gerçekleştirilen “Dünya Sindirim Sistemi Sağlığı Günü (World Digestive Health Day-WDHD)” uzun süre ihmal edilmişken, 2004 yılından sonra nihayet, tüm dünyada Dünya Gastroenteroloji Örgütü (WGO) tarafından “Dünya Sindirim Sağlığı Günü (WDHD)” olarak kutlanmaktadır. Amaç; dünya çapında sindirim hastalıkları veya bozukluklarının önlenmesi, yaygınlığı, teşhisi, yönetimi ve tedavisi konusunda farkındalığı artırmaktır. Bunun için her yıl farklı bir tema seçilerek konu dünya çapında bir halk sağlığı kampanyası olarak kutlamaktadır. Bu yılki tema; “Sindirim Sağlığınız: Öncelik haline getirin”(“Your Digestive Health: Make It A Priority”)dir.
Peki sindirim sistemi sağlığı neden önemlidir ve önceliklidir:
Sindirim sağlığına öncelik vermek, genel refahı ve yaşam kalitesini artırmak için çok önemlidir. Sindirim sistemi, vücut fonksiyonlarının sürdürülmesi ve genel sağlığın desteklenmesi için gerekli olan hayati besinleri emerek beslenmeye açılan bir kapı görevi görür. Sindirim sağlığını bir öncelik haline getirerek, bireyler refahlarını önceden önlem alarak (proaktif olarak) yönetmek için kendilerini güçlendirir, gastrointestinal bozukluklar ve ilişkili komplikasyon riskini azaltır. Dengeli ve besleyici bir diyet, sindirim sağlığını destekleyen yaşam tarzı seçimleriyle birleştiğinde yalnızca fiziksel sağlığı iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda zihinsel ve duygusal dengeye de katkıda bulunur.
Ayrıca, sindirim sağlığına öncelik verilmesi, sağlık hizmetlerine proaktif bir yaklaşımı teşvik ederek olası sorunların erken tespit edilmesini ve müdahale edilmesini sağlar, böylece uzun ömürlülük ve sağlıklı yaşamı teşvik eder. Nihayetinde, sindirim sisteminin genel sağlıktaki önemli rolünün farkına varan bireyler, bütünsel sağlığa doğru bir yolculuğa çıkabilir ve hayatın tüm yönleriyle tam anlamıyla ilgilenip tadını çıkarabilirler. Tıp Fakültesi öğrencilerine eğitimleri sırasında öğretilen bir özlü söz (aforizma) vardır: “Sağlığı korumak tedavi etmekten hem daha kolay hem de daha ucuzdur” diye. O halde sindirim sistemi sağlığını nasıl koruyabiliriz.
Sindirim Sistemi Sağlığını korumak için yapılması gereken önleyici önlemler (proaktif yaklaşım) nedir?
Genel olarak sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmazımız yeterli miktarda içilebilir temiz su, temiz, güvenli ve yeterli gıdayı almaktır. İçtiklerimiz ve yediklerimiz vücudun yapı taşları olan ve yaşamın devamını sağlayan mineraller, vitaminler, protein, yağ ve karbonhidratları içermelidir, ne bir eksik ne bir fazla. Besinlerin ve içeceklerin eksiklikleri kadar fazlalıkları da zararlıdır, kuşkusuz. Örneğin karbonhidrat ve yağları fazla tüketmek hazımsızlık, bağırsak düzensizliği veya reflü gibi çeşitli sindirim sistemi bozuklukları yanında, obezite ve bununla ilişkili başta yağlı yağlı karaciğer hastalığı olmak üzere bir dizi metabolik bozukluğa yol açarken, gereğinden fazla alınan A ve E vitamini gibi yağda eriyen vitaminler karaciğeri yağlandırabilir, prostat kanserine yol açabilir. Gündelik beslenmede en fazla tüketilen karbonhidratlar; başta rafine şeker ve bundan yapılan her türlü tatlı olmak üzere meyvelerde bulunan früktozdur. Şekerli ve gazlı içeceklerde yaygın tüketimi ile önemli bir karbonhidrat kaynağıdır. Karbonhidratlar sağlıklı bir yaşam için gerekli olan bağırsak mikrobiyotası ve bağırsak bütünlüğünü bozan besin kaynaklarıdır. Kontrolsüz antibiyotik kullanımı da bağırsak mikrobiyotasını bozan ülkemize özgü bir diğer önemli etkendir. Sağlıklı bireylerde doğumdan itibaren bağırsaklarda sağlığı koruyucu mikroorganizmalar gelişmeye başlar. Bağırsak mikrobiyotası olarak adlandırılan bu yapı çevresel faktörler, beslenme şekli, antibiyotik kullanımı gibi etkenlerle bozulur ve sağlıklı mikroorganizmaların yerini patojen bakteriler alır. Bağırsağın doğal yapısı olan sıkı bileşkelerin bozulması ile de bağırsak geçirgenliği artar ve bu patolojik organizmalar ve toksinleri vücudun tüm organlarına yayılarak iltihabi bağırsak hastalıkları, irritabl bağırsak sendromu, yağlı karaciğer hastalıkları, kolon kanseri gibi pek çok sindirim sistemi hastalıkları yanında; migren, otizm, depresyon, anksiyete bozukluğu, şizofreni, Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi psikiyatrik ve nörolojik hastalıklara kadar değişen vücudun hemen tüm organlarını ilgilendiren pek çok hastalığın oluşmasına katkıda bulunur.
Genel vücut sağlığı için bu kadar yaşamsal önemi olan sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası için yapılması gereken sağlıklı ve yeterli beslenmedir. Bunun içinde aşırı karbonhidrattan kaçınmak başta gelir. Sonrasında, sebze, bakliyat ve ölçülü meyve tüketimi hem mineral ve vitamin hem de bağırsakların sağlıklı çalışması için gerekli olan lif desteği için gerekli ve öncelikli besinlerdir. Bunların yanında yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi fermente ürünler; siyah çikolata (ölçülü), badem ve yaban mersini gibi polifenol içeren gıdalarda sağlıklı bağırsak mikrobiyotası oluşmasına katkıda bulunan besinlerdir. Kuşkusuz sağlıklı bir yaşam için sağlıklı ve yeterli beslenme yanında hareketli yaşam da önemlidir.
Dünya sindirim sistemi sağlığı gününde son sözde şöyle olsun “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” atasözünü destekler nitelikte; ilerleyen yaşlarda dahil başkalarına bağlı kalmadan sağlıklı bir yaşam için “sağlıklı bir sindirim sistemi” ve “sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotası” gereklidir. Bozulanı yapmak çoğu kez zordur, bu nedenle sindirim sistemi ve bağırsak mikrobiyotası bozulmadan onu koruyalım, ömür boyu sağlıklı yaşayalım…
Kaynaklar
- https://www.worldgastroenterology.org › History of WGO | World Gastroenterology …1958 in Washington, DC
- https://wdhd.worldgastroenterology.org/ongoing-wdhd-campaigns/wdhd-2024