ÇANAKKALE ŞEHİT VE GAZİLERİMİZE İTHAFEN
Beyin cerrahileri sonrasında rehabilitasyonun ne zaman başlaması gerektiği, panik halindeki hasta yakınlarının şifa arayışları içerisinde sorgulaması gereken en önemli hususlardan bir tanesidir. Beyin cerrahileri sonrasında hastaların fiziksel yetilerinde çok ciddi azalmalar meydana gelmektedir. Bu anlamda dahi rehabilitasyonun çok hızlı başlaması gerektiği aşikardır. Bununla birlikte hastanın cerrahi öncesi varolan semptomlarının her zaman azalmaması da söz konusudur. Hatta ve hatta cerrahi komplikasyonlarla birlikte hastalar cerrahi sonrasında daha kötü bir tabloyla karşılaşabilmektedirler. Bu yüzden cerrahi sonrası rehabilitasyon süreçleri hasta odaklı olarak tarafsız bulgularla yönetilmelidir.
Cerrahi işlemlere çok girmeden kısaca değinmek gerekirse, hastanın beyninde var olan problemin iyi tanımlanması ve cerrahiye verilecek yanıtın iyi değerlendirilmesi rehabilitasyon başarısını artırmaktadır. Küçük bir lezyon varlığında sadece o lezyonun tedavi edilmesi yeterli olabilirken, daha büyük ve farklı sinir hücrelerine bası yapmaya başlamış bir durumda çevre dokulara da müdahale edilmesi gerekebilir. Kanama tablosunda bölgedeki kanın boşaltılıp, kanayan damarın tamiri ve çıkarılan kemiklerin tekrar takılması gerekirken, bazı durumlarda kanama ihtimali devam edebilir. Bununla birlikte bir tümör cerrahisi yapılacaksa tümörün sınırlarının belirlenip, metastaz riskinin öngörülerek hastanın en iyi fonksiyonel sonuçlarla cerrahisinin sonuçlandırılması arzu edilir.
Cerrahiden sonra artık süreçte fizyoterapist yer almaktadır. Fizyoterapist eşliğinde çoğu hasta için aylarca belki de yıllarca sürecek bir rehabilitasyon serüveni başlar. Sinir sisteminin cerrahi sonrası erken dönemde yüksek yenilenebilirlik özelliği göz önüne alındığında sürecin çok hızlı başlaması gerektiği inkar edilemez. Ancak rehabilitasyonun birincil ilkesi hastaya fayda sağlamadan önce hastaya zarar vermemektir. Bu yüzden fizyoterapistler rehabilitasyona başlamadan evvel hastanın klinik durumunu detaylı olarak incelemeli, hasta rehabilitasyona uygunsa tedavi başlatılmalıdır. Tedaviye uygunluktan temel kastımız ise hastanın yapılan müdahaleleri kaldırabilmesidir. Beyin cerrahileri sonrası hastalar yorgun ve verilen çoğu uyarıya kapalıdırlar. Bu yüzden hastadan net bilgi alabilmemiz pek mümkün değildir ki alsak dahi bunlar sübjektif bilgiler olacaktır. Hastanın özellikle kanamasının devam etme ihtimali fizyoterapistler olarak en çekindiğimiz husustur. Kanama devam etmese dahi, hastanın öksürme, ıkınma, sinirlenme vb. durumlardaki kan basıncı değişiklikleri ikinci bir kanamayı beraberinde getirebilir. Var olan kanama ise rehabilitasyonla birlikte artabilir. Bu yüzden tedaviden önce hastanın kliniği iyi okunmalı ve hastanın kanamasının durduğundan emin olunmalıdır.
Cerrahi sonrası kanamanın durduğunu gösteren en önemli ve elimizde olmadan tedaviye başlamamamız gereken temel veri görüntüleme sonuçlarıdır. Post-op (cerrahi sonrası) kesinlikle hastanın BT ve/veya MRG ‘ı istenerek cerrahi sonrası kanamanın tamamen kontrol altına alındığından emin olunmalıdır. Kanamanın kontrol altına alındığından emin olduktan sonra eğer hastanın kan basıncı, solunum sayısı, kalp hızı ve oksijen saturasyonu değerleri normal sınırlarda veya rehabilitasyon için engel teşkil etmeyecek değerlerdeyse rehabilitasyon vakit geçirmeden HASTANE ORTAMINDA BAŞLATILMALIDIR. Hastanın birkaç gün beyin cerrahi servisinde tedavisi devam ettikten sonra, mümkünse çok hızlı bir şekilde tedavisinin FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON SERVİSİNDE devam etmesi önerilir. Hastanın rehabilitasyonu kesinlikle nörorehabilitasyon alanında uzmanlığını almış fizyoterapistlerce eğer mümkün değilse de nörorehabilitasyon alanında deneyimli fizyoterapistlerce gelişebilecek komplikasyonlara karşı hastane ortamında başlatılmalıdır. Bu süreçte, sinir hücrelerinin kendini yenileme özellikleri göz önüne alındığında nörofizyolojik yaklaşımlar kullanılarak yapılacak tedaviler hastadaki sekel oranını azaltacak ve iyileşmeyi hızlandıracaktır. Hastaların normal eklem hareketi gibi geleneksel ve iyileşmeye katkı sunmayan egzersizlerle tedavi edilmesi kesinlikle yanlıştır. Rehabilitasyonun hastane ortamında başlatılmaması ciddi riskler teşkil edebileceği gibi nörorehabilitasyon prensiplerinden uzak bir programa alınması da sadece zaman kaybı olacaktır.
Günümüzde cerrahi sonrası hastaların beyin görüntülemelerinin yapılmadan rehabilitasyona başlatılması çok üzücü ve hasta açısından çok tehlikeli olabilmektedir. Bu yüzden hastasını ve dolayısıyla kendisini güvene almak isteyen bir fizyoterapist, bilimsel veriler ışığında kesinlikle görüntüleme sonucuna göre kanaması kesilmeyen bir hastada rehabilitasyon uygulamayı reddetmelidir. Mevcut yönetmeliğe göre, tedavinin başlatılması şart koşulursa da bunu kayıt altına almalı, resmi olarak tedavinin riskli olduğunu bildirmelidir. Ötesinde beyin cerrahisi sonrası kanaması devam eden bir hastada özellikle ev ortamında yapılan rehabilitasyonun risklerinin farkında olunmalıdır. Nörorehabilitasyon alanında ehil ve tecrübesi olmayan fizyoterapistler bu hastalara karşı çok cüretkar davranmamalı alanda uzman meslektaşlarına bu hastaları yönlendirmelidirler.
Bu yazım beyin cerrahisi sonrası kanaması durmayan bir hastasına günlerce sonra zorla görüntüleme yaptırabilen, o halde hastane taburculuğunu reddeden bir hasta yakını fizyoterapist olarak kaleme alınmıştır. Yazımı tüm Çanakkale şehit ve gazilerimize ithaf eder, nice beyin cerrahisi geçiren hastalarımızın şifasına vesile olmasını dilerim.