4.8. İSLÂM BİLİM ADAMLARI
Kimya biliminin kurucusu olarak kabul edilen Fars kimyacı Câbir b. Hayyân, bu devirde Abbâsî sarayının kimyacısı olarak çalışmış, fen bilimlerinin temelini atmıştır.
Irak’taki Hira’dan gelen ve çoğunluğu tıp ve felsefe alanında 100’den fazla eseri çeviren Nestûrî İbn İshak (808-873) ve Öklid’in geometri alanındaki büyük eseri Öğeler ile Batlamyus’un astronomi alanındaki temel eseri Almagest’i çevirmiştir.
Sâbiî soyundan Sâbit b. Kurre de çeviri alanında bu dönemin önde gelen kişiliklerinden olmuşlardır.
Hindu alimlerinin kullandığı trigonometriyi Beytülhikmet’in üyelerinden biri olan Muhammed b. Mûsâ Hârizmî başta olmak üzere birçok alim, (780-850) bunu Kitab al-Muhtasar fil Hisab el-Hind (Hindu Hesaplamasına Göre Matematik Özeti) adlı eserinde açıklamıştır.
Muhammed b. Mûsâ Hârizmî 0 (sıfır) rakamını, 12. yüzyılda Batı dünyasına sunmuş, ayrıca sayıların kareköklerini hesaplama yöntemini açıklamış ve cebirsel denklemler konusundaki çalışmalara da öncülük etmiştir.
Cebir konusunu işlediği El-Kitab’ul Muhtasar fi’l Hesab’il Cebri ve’l Mukabele adlı eserini Abbasi halifesi Me’mûn için yazmıştır.
Erken dönem İslam astronomları, Yunan bilgini Batlamyus’un Almagest adlı eserini temel alarak, sekiz küreden oluşan Evren modelinde Dünya’nın Güneş Sistemi’nin merkezinde olduğu ve gezegenlerin de onun etrafında döndüğü görüşünü benimsemişlerdir.

11. yüzyıl civarı, Birûnî tarafından yapılmış ve Ay’ın farklı safhalarını gösteren bir çizim. (https://tr.wikipedia.org/wiki/Ay)
809-873 yılları arasında Abbâsîler himayesinde yaşayan Huneyn b. İshak, devrinin en büyük hekimlerinden biri olarak görülmüş ve bilinen en eski göz çizimleri de ona aittir.

Huneyn b. İshak a ait el yazması gözün anatomisini anlatan çizim
İslam dünyasının en meşhur hekimi, astronotu ve düşünürü ise, Batı’da Avicenna olarak bilinen Fars asıllı İbn Sînâ ’dır (980-1037).
Batı dünyasında modern Orta Cağ biliminin kurucusu ve hekimlerin önderi olarak bilinen ve “Büyük Üstat” ismiyle de tanınan İbn Sînâ, özellikle tıp alanında, yedi yüzyıl boyunca temel kaynak eser olarak süregelen “el-Kânûn fi’t-tıb” (Tıp Kanunu) adlı kitabı ile ünlenmiş ve bu kitap, değişik Avrupa üniversitelerinde 17. yüzyıl ortalarına kadar tıp biliminde temel eser olarak okutulmuştur.
İbn-i Sina ayrıca, insanların ruhlarının müzikle tedavi edilebileceğini öne sürmüş ve bu yöntemi geliştirmiştir. Geometri, mantık, fizik, metafizik ve psikoloji üzerine de çalışmıştır.

İbn Sînâ’nın yazmış olduğu El Kanun-i fit-Tıb adlı eserde insanın sindirim sistemini gösteren bir çizim.
10. Yüzyılda İslam kimyacıları ve hekimlerinden olan Ebû Bekir Râzî (865-925), çiçek hastalığı ve kızamığın ilk tanımını yapmış ve kendi eliyle bir tıp külliyatı derlemiştir.
Razî; eczacılık, simya, müzik ve felsefe dallarında da birçok önemli katkılar yapmıştır. Ayrıca sülfürik asidi keşfetmiş ve farmakolojiye birçok yeni ilaç katmıştır.
Ebû Bekir er-Râzî Fars simyacı, hekim ve filozof olup, Rey ve Bağdat hastanelerinde başhekim olarak çalışmıştır.
Râzî’nin eserlerinin hemen hemen hepsi Latinceye çevrilmiştir. Tıp alanında yazdığı Hâvî adlı ansiklopedi 17. yüzyıla kadar alanında en önemli başvuru kaynağı olmuştur.
İlk defa kimyayı tıbbın hizmetine sunmuş olmasıdır.
Bir kitabında “Hekimin amacı iyi olmaktır, düşmanlarımıza bile.” diye yazmıştır.

Ebû Bekir er-Râzî, bir hastayı tedavi ediyor. (İran’lı Hüseyin Behzad’ın minyatür tablosu; 1894-1968)
İslam dünyasının bir diğer önemli hekimlerden birisi de 13. yüzyılda Şam’da ve Kahire’de çalışmış olan İbnü’n-Nefîs’tir.
İbn Nefis (1210-1288), pulmoner dolaşım (oksijensiz kanı kalpten akciğerlere taşıyan ve buradan da oksijenlenmiş kanı geri kalbe taşıyan) ile birlikte kılcal damar ve koroner dolaşımları (kalp kasını besleyen damarlar) da ilk keşfeden kişi olmasıyla tanınmıştır.
Aynı zamanda hekim, anatomi uzmanı, fizyolog, cerrah, oftalmolog (göz hekimi), psikolog, astronomi, kozmolog (bütün olarak evreni konu alan bilim dalı) ve jeolog’dur.

İbn Nefîs’in kitabından bir sayfa
12. Yüzyılda Anadolu topraklarının güneydoğu kısmında yaşayan, Artuklular ve sonrasında Eyyûbîler Devleti’nin himayesinde çalışmalarını sürdüren Cizreli mühendis İsmâil b. Rezzâz Cezerî (1136-1206), sibernetiğin (canlı ve cansız tüm karmaşık sistemlerin denetlenmesi ve yönetilmesini inceleyen bilimin) ilk adımlarını atmış ve ilk robotu yapıp çalıştırmıştır.
Krank kolu sistemini icat etmiştir.
Üretmiş olduğu eserlerden otomatlar, su makineleri, saati ve en ünlü eseri olan “filli su saati” ön plana çıkmaktadır.
İslâm Bilim Adamları yazı serisinde bunlar tanıtılmaya çalışılmıştır.
Kaynaklar
https://dergipark.org.tr
https://islamansiklopedisi.org.tr/medres
https://tr.wikipedia.org/wiki