23-27 Mayıs 2007 tarihlerinde Antalya’da 4. Ulusal Cerrahi Onkoloji Kongresi yapıldı. Uluslararası katılımın da olduğu kongreye konuşmacı olarak katılan Avrupa Cerrahi Onkoloji Derneği Başkanı Dr. İrving Taylor ve ABD’de Fox Chase Cerrahi Onkoloji Bölüm Başkanı Dr. Monica Morrow ile cerrahi onkolojinin sorunlarını da tartıştık.
Kongrenin açılışında yaptığım açılış konuşmamı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli kongre üyeleri;
“4. Cerrahi Onkoloji Kongremize hoş geldiniz. Kanser cerrahisine olan ilgi ve giderek artan bilgi nedeniyle, kongreye olan katılımlar artmaktadır. Multidisipliner olması gereken kanser konusu, ülkemizde ulusal ve uluslararası katılımlı olarak yoğun denecek kadar bilimsel toplantılarla işlenmektedir. Ancak, Avrupa Birliği standardına yakın olan bu çabaların, ABD standardına ulaşamadığı da bir gerçektir.
Çağımızda moleküler onkoloji sürecine giren araştırmalarla izlenen kanser, hızla ilerleyen bilim ve teknoloji nedeniyle, kısa zaman denilebilecek bir süre içerisinde moleküler onkoloji konusunda kendini yetiştirmeyen cerrahlara, onkolojik cerrahinin kapılarını açmayacak gibi görünüyor.
Ayrıntıyı yakalamak çabası ve evrensel biyolojik yasaların keşfi olarak tanımlayabileceğimiz bilimsellik süreci bilgi birikimi, bilim felsefesi, alt yapı, özerklik, sorumluluk ve süreklilik istiyor. Tanı ve tedavisi için çağımızda en yoğun araştırma alanını oluşturan kanser, cerrahi tedavi açısından sadece teknolojinin getirdiği teknik manuplasyonların sınırları içinde dondurulmamalıdır.
Kanser cerrahisi ile spesifik olarak ilgilenen her cerrah, terminoloji, epidemiyoloji, genetik faktörler, risk faktörleri, kanser biyolojisi, tümör immünolojisi, metastaz biyolojisi konularında temel bilgi ile yüklendikten sonra, organbilim ya da sistembilim çerçevesinde kanser cerrahisine yönelmelidir.
Onkolojik cerrahi disiplinine yönelmeyi planlayan her araştırma görevlisi, ilgili cerrahi disiplinin ihtisas sürecinde ilk iki yıl genel cerrahi nosyonunu aldıktan sonra, ihtisas tezini onkolojik cerrahiyi hedefleyen bir konuda hazırlamalıdır. Tezin kabulünden sonra üç yıl onkolojik cerrahi eğitimi veren bir merkezde çalışmalı, bu sürenin bir yılı da araştırma biriminde çalışmayı içermelidir.
Onkolojik cerrahi, ancak, tam donanımlı poliklinik, beş hastaya en az bir hemşirenin ve bir araştırma görevlisinin düştüğü modern donanımlı bir klinik, research yapılabilecek laboratuar, deneysel çalışmaya hazır hayvan laboratuarı, modern diagnostik görüntüleme servisi, histopatoloji ve sitopatoloji birimi ve multidisipliner çalışmaya açık ve hazır spesifik onkolojik servisler (radyoterapi, medikal onkoloji ve pediatrik onkoloji)’in olduğu bir ortamda çağdaş olabilir ve onkolojik cerrah yetişebilir.
Ne yazık ki ülkemizde halen üniversitelerde bile bu sözü geçen parametrelerde konsensus sağlanamamıştır. Yan dal ihtisası gerektiren bu tür konuların ne yasal ne de yönetmelik olarak istikrara kavuşmuş ilkeleri belirlenmiş bir durumda değildir.
Yan dal ihtisasının son resmi gazetede yayınlanan “Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı Yönetmeliği”nin geçici birinci maddesi kaldırılarak, yan dal sınavının kurumlar tarafından yapılması ortadan kaldırılmış oldu. Spesifik konuların, yan dal gerektiren bilimsel çalışmaların TUS gibi merkezi sistemle yapılmasının, bilim üretme adına doğru olmadığını kişisel görüş olarak belirtmek istiyorum.
Değerli katılımcılar
Kanserle mücadelede iki büyük sorun çözülmelidir. Birincisi, erken kanserin yakalanması, ikincisi ilerlemiş kanserlerin rehabilitasyonudur. Yapılması gereken, erken kanser için korunma ve tarama yöntemlerini geliştirmek, ilerlemiş kanserler için de rehabilitasyon, acil izleme seksiyonlarının geliştirilmesi çalışmalarını hızlandırmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, kongrenin başarılı olmasını diliyorum.