Türkiye Beyin Damar Hastalıkları Derneği Aralık 1973 tarihinde ve merkezi Eskişehir’de olmak üzere faaliyete geçmiş, tarihsel gelişimi bilimsel etkinliklerle dolu aktif bir dernektir. Kurucu başkanlığını yapmaktan onur duyduğum Derneğin ilk kuruluşunda 18 tıp fakültesi nöroloji ana bilim dalı başkanı da kurucu üye olarak yer almıştır. İlk bilimsel sempozyum şeklindeki toplantısını 1974 yılında Afyon Oruçoğlu Tesisleri’nde gerçekleştiren Dernek, daha sonra sırasıyla 1975 yılında Kapadokya Dedeman Otel’de 1. Türkiye Nöroloji Kongresi’ni; 1977 yılında Kemer Kiriş World Otel’de 2. Beyin Damar Hastalıkları Sempozyumu’nu; 1999 yılında Gaziantep’te 3. Sempozyumu’nu; 2001 yılında İstanbul Swiss Otel’de Uluslararası Akdeniz Ülkeleri Strok Kongresi’ni; 2002 yılında Ankara Sheraton Otel’de 1. Ulusal Beyin Damar Hastalıkları Kongresi’ni; 2004 yılında Çeşme Sheraton Otel’de 2.; 2006 ve 2008 yıllarında Antalya’da 3 ve 4. (o zaman Dernek Başkanları olan Prof. Dr. Birsen İnce ve Prof. Dr. Turgay Dalkara tarafından); 2010 yılında Çeşme’de 5. (Prof. Dr. Kürşat Kutluk) Ulusal Kongresi’ni gerçekleştirmiştir. Üye sayısı 400 civarında olan Derneğin ayrıca, 1995 yılından beri süreli yayını olan “Beyin Damar Hastalıkları Dergisi” de başarılı bir şekilde yayımlanmaktadır.
Dikkat edilirse, Derneğin merkezi Eskişehir olmasına rağmen bilimsel toplantılar hep başka şehirlerde yapılmıştır. Çünkü bugüne kadar Eskişehir’de kongre düzeyinde bir toplantıyı karşılayacak konferans salonları ve konaklama şartları uygun olmamıştır. Son 2 yıldır şartların uygunluğuna dayanarak, bu yılki 6. Kongre 11-13 Mayıs 2012 tarihleri arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilmiştir.
Kongre’ye katılımcı sayısı 250 civarında olmuştur. İlk gün olan 11 Mayıs Cuma günü öğleden önce, 2 ayrı salonda olmak üzere “Nörosonoloji”, “Trombolitik Tedavi” ve “Spastisitede Botilinium Toksin Uygulaması” olmak üzere 3 önemli ve güncel özellikli konuda kurslar gerçekleştirilmiştir. Aynı gün öğleden sonra da, Ana Salon’da olmak üzere “İskemik İnmede Risk Yönetimi”, “Atrial Fibrilasyon ve Kardiyoembolik İnme”, “İskemik İnme Patofizyolojisi” ve “Iskemik İnmede Görüntüleme” konularının tartışıldığı 4 oturum yapılmıştır. Akşam da, Haller Gençlik Merkezi’nde Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in sponsorluğunu sağladığı Açılış Kokteyli ile katılımcılara Eskişehir’e özgü lezzet örnekleri sunulmuştur.
12 Mayıs Cumartesi günü saat 16.00’a kadar tek salon olarak Ana Salon kullanılarak yapılan oturumlarda; “İskemik İnmede Tedavi Organizasyonu”, “Yakın ve Yoğun Bakım”, “İskemik İnmede Revaskülarizasyon Tedavileri”, “İskemik İnmeden Korunma” ve “Genç İskemik İnme” konuları tartışılmıştır. Saat 16.00-18.00 arasında da farklı salonlarda 20 sözel bildiri sunumu yapılmıştır. Katılımcılara saat 18.00’dan sonra tüm gece serbest zaman tanınmış ve birçok Avrupa şehrinden daha modern aşamaya gelmiş olan Eskişehir’i bizzat gezmeleri için fırsat verilmiştir. Maalesef akşam yemeğini sponsor edecek bir firma desteği gerçekleşmediğinden, akşam yemeği katılımcıların kendi imkân ve seçimlerine bırakılmak zorunda kalınmıştır.
13 Mayıs Pazar günü de, yine tek salonda olmak üzere “İntraserebral Kanamalar”, “Subaraknoid Kanamalar” ve “İnme Sonrası” konuları oturumlar şeklinde gerçekleştirilmiştir.
İki buçuk gün boyunca, ayrıca 50 poster sunumu “billboard”larda sunulmuş ve gerek sözel gerekse posterler arasından ödüllendirme seçimini yapmak üzere 5 öğretim üyeli jüri oluşturulmuş ve birinciliğe 1 çalışma, ikinci ve üçünlüğe ise ikişer çalışma eşit oylarla seçilmiştir. Kongre saat 12.30’da sona ermiştir.
Kongre, halen Yönetim Kurulunda görev yapmakta olan ekip [Prof. Dr. Nevzat Uzuner (Başkan, Eskişehir Tıp), Prof. Dr. Taşkın Duman (Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp), Prof. Dr. Münife Neyal (Gaziantep Tıp), Doç. Dr. İsmet Melek (Hatay Tıp), Doç. Dr. Serhat Özkan (Eskişehir Tıp), Doç. Dr. A. Özcan Özdemir (Eskişehir Tıp) ve Doç. Dr. Semih Giray (Adana Başkent Tıp)] tarafından gerçekleştirilmiş olan Kongre’de, şimdiye kadar gerek Ulusal Beyin Damar Hastalıkları ve gerekse Ulusal Nöroloji Kongrelerinin hiçbirinde sponsor olarak katılmamış ve stant kurmamış olan serebral kateter, stent ve mekanik trombektomi malzemesi firmaları ile trombolitik ilaç firması da ilk defa katılmışlardır. Bu gelişim, özellikle akut iskemik strok (inme) tedavisinin son yıllardaki ilk 4,5 saat içinde bizzat nöroloji uzmanı ekibi tarafından IV trombolitik ilaç verilmesi veya 8 saat içinde akut olarak başvuran hastayı, gerekli eğitimi almış ve 24 saat girişim yapmaya organize olmuş girişimsel vasküler nöroloji ekibinin bizzat değerlendirmesi ve hiç vakit kaybetmeksizin intraarteriyel veya mekanik trombektomi girişimlerini gerçekleştirmesi sayesinde olmuştur. Çünkü bu kararda en erken müdahale çok hayati önemdedir ve hastanın başkasına olacak bağımlılığını engellemektedir, bu girişimleri yapmamak ise artık bir malpraktis olarak değerlendirilmektedir. Bu iki uygulamadan ilki olan trombolitik ilaç verilmesi gittikçe yaygınlaşmakta ve başta Eskişehir Tıp Nöroloji, Dokuz Eylül ve Adana Başkent Nöroloji ekipleri olmak üzere 20’ye yakın merkezde başarı ile uygulanmaktadır. İkinci uygulama olan acil serebral kateter ile intraarteriyel trombolitik ilaç verilmesi ve/veya mekanik trombektomi uygulaması ise şu anda Türkiye’de başta Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ekibi içinde gerekli eğitimi yapmış ve bu konuda Üst İhtisas Diplomalı Doç. Dr. Atilla Özcan Özdemir ve ekibi tarafından rutin uygulanmaktadır. Bu ekibin dışında ayrıca, Adana Başkent Tıp Nöroloji’de Doç. Dr. Semih Giray ve ekibi, Ankara Numune Hastanesi Nörolojiden Şef Yrd. Uz. Dr. Erdem Gürkaş ve ekibi gibi az sayıda merkezde bu konuda eğitim almış nöroloji ekipleri tarafından bizzat bu işlemler gerçekleştirilmektedir. Ayrıca, bu ekipler tarafından stent uygulamaları da yapılmaktadır. Nörolojik hastalıklar grubu içinde çok yüz güldürücü sonuçlar sağlanan bu girişimsel işlemlere genç nörologların gittikçe artan bir şekilde bilgilenip ilgilenmeye başlamaları ve gerçekleri görüp daha da sahipleneceğine ve girişimsel vasküler nörolog sayısının ülkemizde gittikçe artacağına olan inancım çok şükür pekişme yolundadır. Diğer sevindirici bir gelişme de, nöroloji yoğun bakım ve strok (inme) merkezlerinin de, yavaş da olsa ülkemizde devreye girme bilincinin oluşmaya başlamasıdır.
Son birkaç yıldır artık su yüzüne çıkan, bu yıl da kongre düzenleyicilerine sıkıntı vermeye başlayan bir konu, ilaç firmalarının kongre katılımcı ve sosyal aktivitelere olan desteklerinin iyice kısılması sürecinin başlamasıdır. İşin bu aşamalara geleceğini yıllar önce bilimsel toplantıları Dernek namına bizzat ben düzenlerken fark etmiş ve Türk Nöroloji Derneği ile diğer nöroloji yan dal derneklerinin birarada Türk Nöroloji Federasyonu şeklinde yapılanmaya gitmelerinin zorunlu olduğunu önermiştim ve bu konuyu bir köşe yazımda da gündeme getirmiştim. Federasyon Yönetim Kurulunu Federasyonu oluşturan derneklerden birer temsilci oluşturur. Ulusal Nöroloji Kongresini Federasyon 2 yılda bir düzenler, yan dal dernekleri de ara yılda kendi kongrelerini yine Federasyonun bilgi ve oluru ile düzenlerler ve gelirden Federasyona bir pay verirler.
Böylesi bir Federasyon yapılanmasını, Jinekoloji ve Patoloji Dernekleri gerçekleştirmiş durumdalar, ileri görüşlülükle bu yapılanmayı sağlayanları içtenlikle kutluyorum.