Günümüzün en büyük sorunlarından biri ilişkilerde değersizleştirme duygusunun öne çıkmasıdır. Akademik hayatta da bu sorunlarla zaman zaman karşılaşmaktayız. Akademik hayatı istemek lisans dönemlerinde bazı kişiler için tek idealdir. Öyle ki bu uğruda birçok şeyi görmezden gelebilirsiniz. Nitekim asistan olarak girilen bu yolda hiyerarşik bir düzenin içinde bulursunuz kendinizi. Bu hiyerarşik düzen akademik kültürü belirleyen en temel enstrümandır. Hiyerarşik ortamın var olması sizin var olan değerlerinizi aslında etkilemez ancak bu hiyerarşik durumu kullanıp kişiyi değersizleştirmeye kadar giden durumları ortaya çıkaran kişiliklerin varlığı etkilemektedir. Çocukluğunda hiç sevilmediğini düşünen ya da sevilmeyen, kendini ailesine göstermeye çalışan ve sadece başarı getirdiği zaman fark edilmiş kişiliklerin hiyerarşik bir ortamda üst kademeye çıktıklarında o ortamda çalışan diğer kişiler için büyük bir işkence kaynağı olabilmektedirler. Bu durum en çok da asistanları etkilemektedir. Özellikle idealist olup bu işe gönül verenler ayrılmak yerine her şeyi sineye çekmekte ve hocamdır deyip tüm bu sorunları dışa vurmadan içselleştirebilmektedirler. Aslında sorun saygı ile mobbing arasında ki o hassas çizginin korunamamasıdır. Nitekim genellikle çocukluklarında değersizleştirilen kişilerin unvanlara sahip oldukça değişimlerinden kaynaklı ve idealleri uğruna hiçbir şeye ses çıkaramayan alt kademedeki insanların savunmasız halleri ile süregelen bir sessiz çatışmanın sonucunda kültürel kayıplar ortaya çıkmaktadır. Direk olarak olmasa da pasif agresif tavırlarla ya da aba altından sopa göstererek kişilerin konuşma, arkadaşlık kurma, tüm sosyal faaliyetler vb. normal ve akademik hayatı ilgilendiren her şeye müdahale edebilme dürtüsü içinde olabilen söz de hiyerarşik düzenin aslında ciddi bir mobbing olduğunun bile farkında olunmadığı bir ortam haline gelebilmektedir. Zaman zaman cinsiyet ayrımcılığı da özellikle bazı bilim dallarında normalleştirilmiş bir jargona dönüştürülmüştür. Tüm bu yönetme hırsının arkasında aslında kocaman bir değersizlik hissi, sevgisizlik, güvensizlik ve kıskançlık yatar. Ben duygusu ile birlikte ben ve diğerleri olgusu yerleşir. Değersizleştirilmiş kişiliğin değersizleştirme yaparak geçmişte ki eksik kalan duygularını sürekli olarak bastırmaya çalışmasından kaynaklanır belki de. Ancak sonuçları çevre için ağır olur. İdealleri uğruna gelen, başarı odaklı kişilerin bu tür mobbinglerle akademik hayata devam etmesi o kişinin ileride benzer sorunlara yol açacak kişiliklere dönüşmesine sebep olabilir. Geçici bir kadro alarak asistanlığa devam edildiği için en ufak bir sorunda oradan gönderilebileceğiniz korkusunun da etkisi ile bu durumları kabul etmeye ve ardından bilinç altında kişi kendisini tüm bunlar normalmiş gibi inandırmaya çalışır. Ancak insani değerlerin zayıf olduğu, paylaşmayı bilemeyen bir ortamda kişisel başarılar öne çıksa bile toplumun değer yargılarını alt üst eden, hiçe sayan sorunlu kişiliklerin yaratılmasına ve bu camiada kök salmasına sebep olur. Nitekim Einstein ‘’başarılı bir insan hayattan verdiğinden fazlasını alır, değerli insan ise hayattan aldığından fazlasını verir.’’ demiştir.
Tüm bu anlatılanlar elbette ki tüm camiayı kapsamamaktadır. Akademik camia birçok güzel değeri de insana kazandırmaktadır. Vefalı, saygılı, sevgi dolu, birlikte başarma arzusu olan insanlara takım çalışması ruhunu kazandıran, birbirinin akademik unvanı için var gücüyle çalışan, güzel dostlukların kurulduğu ama aynı zamanda hiyerarşik bir kültürün getirdiği saygınlığın ayrıcalığını hissettirdiği bir ortamdır. Gerçekte akademisyenlik sevdadır ve değer kaybettirmez kazandırır.
Sonuç olarak; bu sevdanın tüm akademisyen olacak nesillere bulaşması ve başarı yanında insani değerlerin üst seviye de tutulduğu bir akademik kültürün yaygınlaşması için çabalamak akademisyenlerin temel sorumluluğudur. Saygılarımla.
4 yorum
Duygu ve düşüncelerimize tercüman olduğunuz için teşekkür ederim. Yazınızı kaydettim. Selamlarımla.
Ben teşekkür ederim..:)
Ben teşekkür ederim..
Akademideki mühim sorunlardan birine dikkat çeken güzel, katkı verici ve dikkat uyandırıcı bu yazı için hocamıza teşekkür ederim…