Kanaatime göre bugün için İslâm âleminde ciddi bir eğitim sorunu vardır. Çünkü buralarda uygulanan eğitim, insanları toplumsal uzlaşı ve barışa götürememektedir. Neticede İslâm âleminin her yerinden göç ve kaçış vardır. Her gün Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışan binlerce Afganlı genç mülteciler, bunun açık bir örneğini göstermektedir. Toplum huzursuz, aileler huzursuz, kişiler mutsuz ve huzursuz bir İslâm âlemi ile karşı karşıyayız. Toplumun her kesiminde insanların birbirlerine güveni yok, yalan, aldatma, kandırma, hile, dolan vesaire her yerde yaygın bulunmaktadır.
Bu ve benzeri tüm olumsuzlukların birer nedeni ve çözüm yolları vardır. Tüm olumsuzlukların çözüm yolu, sağlıklı eğitimdir. Eğitim olmayınca, öğretimin faydası elde edilememektedir. Çünkü eğitimsiz insanlardaki bilgi, kötüye kullanıla bilmektedir. Bu nedenle insanların hem dünya hem de ahiretleri için, mutlaka ciddi bir eğitime ihtiyaç vardır. Bu da aile eğitimi ile başlamaktadır. Kur’ân’ın çeşitli ayetlerinde eğitim hakkında bilgi verilmektedir. Kur’ân’ın üçte birini oluşturan kıssaların ana hedefinde, eğitim bulunmaktadır. Örneğin Lokman Suresi, başlı başına bir eğitim suresidir ve çocuk eğitimi açısından bir örnek teşkil etmektedir. Lokman aleyhisselâmın çocuğuna hitabındaki üslup ve ele aldığı konular, eğitim esaslarının inceliklerini ortaya koymaktadır.[1] Eğitimde, önce çocuğun kalbinde samimi bir Allah inancını meydana getirmeye çalışmak gerekmektedir. Çünkü Allah inancı ile yetişen bir çocuk, daima o inancın gereği ile hareket etmektedir. Eğer bugün Allah’a inandığını söyleyen insanlarda olumsuz davranışlar görülüyorsa, Anne babalarından ve eğitim sistemlerinden bu konuda sağlıklı bir eğitim almadıklarından kaynaklanmaktadır. Anne baba, Lokman aleyhisselâmın yaptığı gibi inanarak, inançlarının gereğini yaşayarak çocuklarına bu telkinde bulunsalar, çocuk da ona göre eğitim alır. Çocuğu eğiten anne baba veya öğretmen, eğittiği konuda çocuğa davranışları ile örnek olmalıdır.
Lokman aleyhisselâmın nasihatlerinde, ondan sonra anne babaya hürmet emredilmektedir. Ancak anne baba Allah’ın emirlerine muhalefet ettiklerinde, yine Allah’ın emrinin tercih edilmesinin gereği vurgulanmaktadır. Bu da Allah inancının ve O’nun emir ve yasaklarına uymanın önemini vurgulamaktadır. Hiçbir şey, Allah’tan gizli kalmamaktadır. Ne olursa olsun, Allah her şeyden haberdardır. Kulun, daima O’na inanması ve O’na karşı olan kulluk görevini yerine getirmesi gerekir. Bunları dile getiren Lokman aleyhisselam, ardından güzel ahlak kuralları üzerinde durmuş, toplumda kibir ve gururla hareket etmemenin gerektiğini, Allah’ın kibir ve gururla hareket edenleri sevmediğini, insanın söz ve hareketlerinde ölçülü olmasının icap ettiğini söylemiştir. Lokman aleyhisselamın bu nasihatleri, sağlam bir inanç ve dürüstlüğü yansıtan güzel ahlaki davranışlara yöneliktir. Her anne baba, bunları önce bilinçli bir şekilde şahsiyetlerinde yaşamalı, bu konularda çocuklarına örnek olmalı ve ardından onları bu konularda eğitmelidirler. Okullarda da eğitim, bu şekilde bilgi, dürüstlük, kalite ve sosyal hayattaki realiteye uygun olmalıdır.
Anne baba, eğitici ve yöneticilerin, söylediklerini kişisel hayatlarında uygulamadan, örnek olmadan, çocuklarını ve toplumu eğitmeleri mümkün değildir.
Bugün için yeryüzünde başarılı olan toplumlar, eğitimlerini bu şekilde sağlıklı yapan, eğitim ilkelerine uymayanlara karşı gerekli müeyyideleri uygulayan toplumlardır. İslâm âleminde bu şekilde ciddi bir eğitim bulunmamaktadır. Konu ile ilgili verilen bilgiler yeterli değildir. Anne baba ve eğitimciler, özellikle inanç ve ahlaki konulardaki eğitimde, eğittikleri kişilere davranışlarında örnek olmamaktadırlar ve bu nedenle eğitimleri havada kalmakta, teoride kalıp pratiğe geçmemektedir.
Kur’ân’ın özeti durumundaki Fatiha Suresinde, “Bize dosdoğru yolu ver”[2] denmektedir. Namaz kılan Müslümanlar, her rekâtta bunu okumaktadırlar. Ona göre her meselede olduğu gibi, eğitim konusunda da dosdoğru olmamız gerekir.
Önemi nedeni ile Hz. Muhammed (s.a.v.), “Çocuklarınıza iyi davranın ve onları en güzel şekilde eğitiniz”[3] diye buyurmuştur. O, başka bir hadiste, “Hiçbir baba, çocuğuna güzel eğitimden daha değerli bir mirası bırakamaz”[4] demek suretiyle, gençlerin eğitiminin önemine vurgulamada bulunmuştur. Aile eğitiminde annenin rolü, babanınkinden çok daha fazladır. Kadınları eğitimli toplumlar, çok daha kolay ilerlemekte ve daha fazla medeni birer toplum olabilmektedir. Kadınları okumamış, eğitim almamış toplumlar ise, daima geri kalmaya mahkûmdurlar. Bu nedenle Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadiste, “İki kız çocuğu olup da, onları yetişkinlik çağına gelinceye kadar eğiterek büyüten kimse ile yan yana duran iki parmak gibi beraber cennete gireceğiz”[5] diyerek, kız çocuklarını özen ile eğitenleri müjdelemiştir.
Eğitimde adalet, hak, hukuk ve vicdan duygusu işlenmelidir. Her şeyden önce eğitimci ve yöneticilerin bu konularda yetiştirdikleri yeni nesillere örnek olmaları gerekmektedir. Bu şekilde onlara bir özgüveni kazandırmalıdırlar. Kur’ân’da haber verildiği gibi, sünnetullah/Allah’ın yasası gereği, hak, hukuk ve adalet anlayışı ile eğitilmeyen ve idare edilmeyen toplumların ayakta durmaları mümkün değildir, sonları korkunç bir yıkım ve helak olmadır.
Kısacası eğitim, bilime dayanan bir inanç sistemi üzerinde kurulmalıdır.
Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
KAYNAKLAR
[1] Bkz. Lokman 31/13-19.
[2] Fatiha 1/6.
[3] İbn Mace, Edep, 3.
[4] Tirmizî, Birr, 33.
[5] Müslim, Birr, 149; Tirmizî, Birr, 13.