Gözümde, aklımda, kalbimde tek bir akademisyen tanımı vardır, okumalara doyamayan, öğrenmelere daima hevesli, soru sormanın ve kanıtlamanın hayatını ele geçirdiğini, bu mesleği ne pahasına olursa olsun bırakamadığını fark ettiğinde anlayan kişidir akademisyen. Sevginin içinde barındırdığı bağlılık ve vefa ile cesaretin ve öncülüğün buluştuğu müthiş bir karakterin ta kendisi. Başlıca bir karakter, bir imge, bir sembol, bir örnek. Kaç sene lisans dönemi geçirirseniz geçirin üzerine inşa etmek istediğiniz her ne var ise sizin için her meslek alanı için ve tamamen birbirinden bağımsız disiplinler ile de gerçekleştirilebilecek okumaya doyamayanların kulübüdür akademisyenlik.
İçinde hep öğrenmeyi ve yolda yürürken öğretmeyi de hedefleyen bana göre “asla bitmeyen öğrencilik” olarak tanımlanan akademisyenlik seçim yaşım ilkokul idi.
Hatırladığım tek şey “bir şeyin profesörü” olmak istediğim, “herhangi bir konuda”, “herhangi bir alanda”, o zamanki aklım ile profesörlüğün her şeyi bilen kişi olduğunu düşündüğümü anımsıyorum, ancak tüm kariyerim boyunca aslında “hiçbir şeyi bilmemeyi isteyen” kişi olduğunu öğrendiğim akademisyenlik çocukluk hayalim olarak başladı.
Hayatıma yön verirken hep akademik hayatıma odaklandığımı hatırlıyorum, yanlış ifade etmek istemem, bu odaklanma başarılı bir ilkokul hayatı, ortaokul-lise hayatı ve hatta üniversite hayatı ile başlayan bir odak değildi, tamamen enerjimi sakladığım ve doğru yerde doğru kişilerle olacağıma inandığım ve bugünüm için yaşadığım odağım söz konusu idi. Hissedebildiğim gerçek eğitim öğretim hayatım benim gözümde “Yüksek Lisans Eğitimim” ile başladı; öncesinde hayalini kurup depoladığım tüm karakterime özgü (bunun içinde kişisel gelişimler, Doğan Cüceloğlu ekolü, Mümin Sekman farkındalığı, kişisel analizle gibi doldurulmaya başlamış bir testi misali) hamurumun işlenmeye hazır olduğu, tertemiz bir hevesle ömür boyu sürecek öğrenciliğime ” akademik hayatıma” adım attığım gün başladı ve nasıl bir akademisyen olunur ya da olunmaz bilmeden yoğurulmaya başlamıştım bile…
Yılların önemi büyüktür benim için bu anlamda, yoğrulmanın ve beklemenin ayrı bir tatlığı vardır ve asla olgun hale gelmeyecek heyecana sahip ama tadı da ekşi olmayacak pişmişlikte “genç bir meyva “gibi kalabilmenin de cazibesi yine akademisyenliğe özgüdür. Akademide, verdiğiniz emeklerin ve yaş aldıkça ürettiğiniz ve öğrettiğiniz bilgilerin sizi beslemesi en önemli kıymettir. Zorluğu işte burada başlar, kendinizi beslemedikçe aç kalacağınız ve açken enerjisiz ve hevessiz öğrenci kalamayacağınız gerçeği de söz konusudur. Yeri geldiğinde hırsa, yeri geldiğinde fedakarlığa ve yeri geldiğinde mücadeleye sürükleyen bir savaşçı da yaratır aynı zamanda bu meslek, bu tercih, bu bilinç.
İçinde kibir barındırmaz, içinde ego barındırmaz, hikayesi vardır, öyküsü vardır, baştan sona herkesin olduğu gibi, sizi halktan ya da başka bir meslekten ayırmaz, aksine, işaret eder, gözler önüne iter, siz kaçarsınız, tevazu ile kabuğunuza çekilip tek derdiniz olan “kendinizi ve çevrenizi besleme” gayesinde merak içinde daimî öğrenciliğinize bilinçli kazanımlar ve faydalar ile devam etmek isterken birileri sizi “başka türlü” tanımlamayı “tercih eder”.
İşte bu çok ince bir çizgidir ki “Nasıl bir akademisyen?” sorusunun cevabına şekil verecek güce sahiptir.
Toplumda fark edilmeyi arzulamak değildir akademisyenlik, toplumda yer etmek, unvan için yaşamak değildir akademisyenlik, bilimi çalmak, kopya etmek, üretmeden taklit etmek ve kendi yapmış gibi göstermek değildir akademisyenlik, bilmediğini bilir göstermek, sırf saygınlık kaygısından “bilmiyorum” demekten kaçmak değildir akademisyenlik, yol gösteren olurken, sadece kendinden bahsetmek değildir akademisyenlik, kızgınlık değildir, başkaldırı değildir; AKADEMİSYENLİK unvan olarak sizi tanımlayan araçtır, işte sizi nasıl tanımlarsa, sizi nasıl yansıtır ise ışık gibi doğar hayatınıza ve bu yolculuğunuzda sizinle yürür, sizi parlatır ve parlatmanız için size büyütmeyi adadığınız çevreyi sunar, öğrencileriniz olur ve siz de aynı yolda bu sefer onlarla birlikte parlamaya devam edersiniz…
Ömür boyu parlamak ve öğrenci kalmak dileğiyle…