45 yıldır oruç tutuyorum. Ramazan’ın otuz günü yılın en sevdiğim günleridir.
Sonunun bayram olması benim için çifte bayram sayılır.
Ramazan, insan ruhuna ve bedenine yeni bir ortamda yaşama sürecine girme hakkını tanıyor.
Beslenme alışkanlığında getirdiği farklılıkla vücuda sağladığı yenilenme şansı yanında, ruha kendisini sorgulaması fırsatını da yaşatıyor.
Ramazan ne “yemek” ayıdır ne de “aç kalma” ayı.
Ramazan, “oruç tutma” ayıdır.
“Yolculukta ve hastalıkta” oruç tutmayı zorlamayan bir aydır.
Hasta olanın hastalığını doktora sormadan orucuna karar verebileceği bir aydır.
Özetle, Ramazan ayı evrensel iyiliklerin bireysel planda eğitiminin alındığı bir aydır.
Ancak bu eğitimden; anlaşılan, fanatik gayrimüslimle fanatik müslimin de geçmesi gerekiyor.
Fanatik “gayrimüslim”, Müslamanlara olan saygısından (!) dolayı olacak, Ramazan’da katliamını yoğunlaştırmayı bir görev olarak sürdürüyor.
İslam’a saygısı varmış(!)
Biz de bu mavalı yuttuk!
Saygısı varmış da ne yapmış?
Etnik kıyım yapmış.
Müslümanları katletmiş.
Bir şehri ahalisiyle birlikte ortadan kaldırmaya çalışıyor. İslam’a saygısı (!) olduğu için Müslüman’ı caminin içinde katlediyor.
Bu zulmünü Ramazan’da yapıyor.
Bu katliamını Bayram’da yapıyor.
Zalim zulmünü her zaman yapar; bunda ne var diyeceksiniz?
Evet, şahin Amerikan politikası için Ramazan Bayramı’nın bir anlamı yoktur. Ramazan Bayramı Müslümanlar için anlamlıdır.
Anlamlıdır anlamlı olmasına ama zulme rıza göstermediği ölçüde anlamlıdır! Tarih, zalimin başarısının (!) sanal olduğunu, mazlum halkların özellikle
İstiklal Mücadelesi veren halkların zafer ürettiğini hep göstermiştir.
Diğer yandan fanatik Müslüman (!) da boş durmuyor. “Hurafe Kültürü”nü yüzyıllardır halkı Müslüman ülkelere “boca eden” ve insanların bilinç altlarını dolduran emperyalistler, şimdilerde bu kültürün meyvelerini topluyorlar. Fas kökenli bir fanatik Müslüman, Hollandalı bir sinemacıyı (Theo Van Gogh), “İslam’a saygısızlık etti” diye Ramazan’da öldürmüş olması hep bu sözünü ettiğimiz “Hurafe Kültürü”nün sonucudur.
Bu fanatik ortamı düzeltmek istiyorsak Kur’an’ın felsefesini iyi algılayan bir “Evrensel Müslüman Jenerasyonu” üretecek iklimi oluşturmalıyız.
Aksini düşünmek, Amerika, Avrupa, Ortadoğu ve başka coğrafyalar, bireysel ve toplumsal terörün ve de devlet terörünün uygulama alanları olmaya hazırlanıyor anlamı taşıyacaktır.
Ne var ki bazı olumlu şeyler de Ramazan’da gerçekleşti.
Silah gücünü uygarlık zanneden bugünkü ABD yönetimi, tarihsel “tekerrür”ün “ibretsizliğini” yaşayınca Dışişleri Bakanı istifa etti.
Hadi hayırlısı.
13