Smuel P. Huntington “Medeniyetler Çatışması” teziyle, çatışan medeniyetlerin arka planını olgunlaştırmış ve Amerika’nın “saldırma” içgüdüsünü meşrulaştırmaya katkıda bulunmuştur.
Dünya kamuoyunu, sonuçlara göre düşünmeye şartlandıran Amerika, çağdaş uygarlığa adım atmak isteyen toplumların iç dinamiklerini duygusal mesajlarla köreltirken, geleneksel alt yapılarını da silahlarıyla yok etmektedir.
ABD, Ortadoğu ülkelerinin bir yandan geri kalmışlıklarına yıllarca destek olurken diğer yandan terör üretiyorlar bahanesiyle saldırılarını meşru göstermeye çalışmaktadır.
Bir kez “Medeniyetler Çatışması” tezini meşruiyetin gerekçesi yaptıktan ve de bu söylemi eyleme dönüştürmeyi dünya görüşü yaptıktan sonra dünyanın ateş almasını engellemek zordur.
Önce tüm dünya kamuoyu tarafından tanınması için kitapları ve konferanslarıyla soğuk savaş döneminden sonra tek kutuplu dünya teorisyenleri haline getirilen Huntington ve Fukuyama, Batı uygarlığını Amerika özelinde putlaştırınca, dünyanın Amerika’ya “tapma” beklentisine girildi.
Bu arada boş durmayan ABD istihbaratı gezegenimizde yeni yerleşim alanları arayışına koyuldu.
Diğer yandan geçerli olan ideoloji-lerden “dincilik” desteklenerek Afganistan işgaline; milliyetçilik desteklenerek Irak’ın işgaline gerekçe hazırlama çalışmaları tamamlandı.
Afganistan’ı işgal eden Ruslar karşı dini kullanarak destek verdiği Taliban hareketinde meşhur ettiği Bin Ladin, İran’a karşı milliyetçiliği kullanarak meşhur ettiği Saddam, ABD tarafından iki “kobay” olarak kullanıldı. Şimdilerde de Türkiye’yi İran’a karşı kullanabilmek için kobay arama peşinde. İşte bu noktada yanılıyor. Her ülkenin bir “tarihi yanılgısı” vardır. 20. yüzyılın tarihi yanılgısı, Türk milletini yok etmek isteyen Fransa, İtalya, İngiltere emperyalizmi idi.
Sökmedi ve tutmadı.
21. yüzyılın tarihi yanılgısı da Amerikan emperyalizminin Türk milletine birinci körfez savaşından beri hazırladığı tuzaktır.
Bu da tutmayacaktır.
Ne milletimizi aldatabilecek ne de içimizden “kobay” olarak kullanabileceği bir “put” tezgahlayabilecektir. Tam aksine bütün bu oyunlar Türk milletini daha da bilinçlendirecek ve Batı’ya akışını ve “Çağdaş Uygarlığın Üstüne” çıkma hamlelerini pekiştirecektir.
Dünya ne Fukuyama’nın dediği gibi “Liberal demokrasinin getirdiği değerlerle nihayi mükemmeliyete ulaşmıştır” ne de “Evrensel İslam” mevcut çatışmaları “Medeniyetler Çatışması” bağlamında muhatap almıştır.
İstikbal bilim, din ve sanat felsefesiyle uygarlığını çağdaş verilerle yeniden dizayn etme potansiyeli taşıyan milletimizindir.
Zulmün binası olmaz.
Adalet uygarlığın çimentosudur.
16
önceki yazı