İsrail bir devlet,
Parlamenter sistemle yönetilen demokratik bir cumhuriyettir.
Yazılı bir anayasası yoktur.
Yönetimin yapısını yasalar, idari kararlar ve parlamento uygulamaları belirler.
Cumhurbaşkanı devleti temsil eder ve sembolik yetkiler taşır.
Başbakanı Cumhurbaşkanı atar.
Seçimler tek derecelidir ve nisbi temsil sistemi uygulanır.
Seçme yaşı 18, seçilme yaşı 21’dir.
Cumhurbaşkanınca üyeleri atanan Yüksek Mahkeme en yüksek yargı organıdır. Tüm yargıçlar ömür boyu görevde kalır.
Evlenme ve boşanma işlerine dinsel mahkemeler bakar.
Soykırım suçları dışında ölüm cezası yoktur.
Askerlik kadın ve erkekler için zorunludur.
Araplar askere alınmaz.
Yahudilerin %90’ı, arapların %65’i okuryazardır.
Eğitim 5-16 yaşında zorunlu ve parasızdır.
Devletin devlet okulları ve dinsel eğitim veren okulları vardır.
Üniversitelerde akademik özerklik vardır.
Öğrenim dili İbranice’dir.
Bebek ölüm oranı binde 16’dır.
Araplar arasında bu oran binde 23’tür.
Sanat ve edebiyat ulusal ağırlıklıdır.
Televizyon dili İbranice ve Arapça’dır.
İdeolojisi “Siyonizm” olan bir devlettir.
Siyonizm: Etnik milliyetçi ve dini milliyetçiliğe dayalı yahudilerin eski anayurdu Filistin’de devlet kurma hareketi.
Siyonizm, 1897’de Thedor Herzl’in girişimiyle Basel’de toplanan ilk Siyonist Kongre ile siyasal bir nitelik kazandı.
1905 Rus Devrimi ile Yahudiler Filistin’e göçe başladı.
Yahudi nüfusu 90 bine yükseldi.
İngiltere’de Baltour Bildirisi ile 1917’de yahudiler Filistin’de ulus devlet kuracaklarını ilan ettiler (Ana Britanica).
İngilizler 1921’de Filistin’de bir Yahudi-Arap devletinin kuruluşunu öngören bir belge yayımladılar.
Milletler Cemiyeti Baltour Bildirisi’ne dayanan ve İngiliz manda yönetimini onaylayan belgeyi kabul etti (1922).
Çatışma ortamının hazırlandığı Filistin’den İngilizler 1948’de sözde ayrıldılar ve İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildi;
ABD ve SSCB tarafından hemen tanındı.
Komşu Arap ülkelerinin orduları Filistin’i işgale kalkıştı bir yıl süren savaş sonunda İsrail toprak kazandı (1949).
O günden beri Birleşmiş Milletler İsrail’in 1947 topraklarına geri dönmesi için ünlü “KINAMA” sözünü kullanarak tarihi görevini (!) sürdürüyor.
Dünyanın en gelişmiş tanklarının işgal girişimlerine 8-10 yaşındaki çocuklara taş attırarak mücadele veren Filistinliler, kendisini “kutsal ırk” gören bir toplulukla 60 yıldır savaşıyor.
İngiltere’nin hazırladığı ve ABD’nin 60 yıldır kullandığı “Filistin Kaosu” Kürtleri kullanarak Irak’ta, Ermenileri kullanarak Dağlık Karabağ’da aynı nitelikte sürdürülüyor.
İsrail, komşu devletlerde çatışma ortamlarının olması, kendi varlığının bir güvencesi olarak görmektedir.
Artık şiddet uygulamak “mikro milliyetçilik”i dünya görüşü edinmiş İsrail yöneticilerinin karakteri olmuştur.
Artık din ve ırk milliyetçiliğine dayalı bir politika izleyen, Arap nüfusunun yirmide biri, Türkiye Cumhuriyeti’nin onda biri kadar nüfusu olan bir devletin “katliam”, “soykırım” gibi kavramlara gözü ve kulağının kapalı olduğunun anlaşılması gerekir.
Bir de mikro milliyetçilik silahıyla Osmanlı’yı vurarak parçalanmasını destekleyen İngiltere, Avrupa’nın illegal desteği ve ABD’nin açık desteğiyle daha da iyi anlaşılmalıdır.
İnsanlar ve insanlık katlediliyorsa,
Kınamak sorun çözmez.
Kınamak zalimin zulmünü meşrulaştırır.
Sevgi ve saygılar.