`Citius, Altius, Fortius -Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü`
Yukarıdaki sözler modern olimpiyat oyunlarının mottosu…
Oysa olimpiyat oyunları öncesinde 1881 yılında Dominikli Rahip Henri Didon tarafından yine bir spor organizasyonunun açılışında dile getirilmiştir. O gün açılış töreninde yer alan modern olimpiyat oyunlarının kurucusu Baron Pierre de Coubertin bu sözcüklerin daha sonrasında olimpiyat oyunlarının sloganı haline gelmesine öncü olmuştur.
Pandemi sebebi ile 2021 yılında gerçekleşen 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin kararı ile bu mottoyu oluşturan kelimelerin yanına bir yenisi eklenmiştir; ‘- communiter’ ‘- birlikte’… Burada dikkat çekilmek istenen konu sporun birleştirici gücü ile toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu alt başlığında kadın ve erkek sporcu katılım sayılarının eşitliğidir.Her ne kadar slogan Tokyo’da eklense de sayısal eşitlik Tokyo’da sağlanamamıştır (5565 erkek-5435 kadın). Sporcu katılım sayılarının eşitliği, 100 yıl aradan sonra Fransız İhtilali’nin de gerçekleştiği şehre yani tekrar olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olan Paris’e kalmıştır.
İhtilale fikirleri ile yön veren aydınlanma filozoflarından Jean-Jacques Rousseau; insanların doğuştan eşit olduğunu savunmaktaydı. Denis Diderot ve Jean Le Rond d’Alambert ise yasa önünde eşitlik, düşünce ve ifade özgürlüğünü dile getirmekteydiler. Eşitliğin vurgulandığı bu düşünce akımları yakın çağı başlatan en önemli unsurlar olmuşlardır. Bu sebeple kadın-erkek sporcu eşitliğinin ilk defa Paris’te uygulanacak olması ayrı bir güzellik oluşturmaktadır. Çünkü modern olimpiyat oyunlarına kadınların ilk katılımı 1900 yılında yine Paris’te gerçekleşmiştir. Tokyo 2020’de yüzde 48,8 kadın sporcu katılımıyla cinsiyet eşitliği hedefine önemli bir adım atılmıştır. Paris 2024’te ise tam olarak yüzde 50-50 oranında kadın-erkek katılımı hedeflenmektedir.
Olimpizm; fiziksel güç ile birlikte insan aklını gelişmesini amaçlayan ve bu sayede insanın bütün olarak sahip olduğu tüm niteliklerin uyum içerisinde gelişebileceğini amaçlayan bir felsefedir. Olimpizm ayrıca ortaya koyduğu idealleri ile önemli bir etki yaratmaktadır. İdealler arasında eğitim, uluslararası anlayış, fırsat eşitliği, adil ve eşit rekabet,kültürel ifade, sporun özgürlüğü ve mükemmellik yer almaktadır. Her ne kadar idealleri arasında fırsat eşitliği, adil ve eşit rekabet yer alsa da Kurucu Pierre de Coubertin’in bu ideallerle çelişkili ve kabul edilmesi mümkün olmayan düşünceleri bulunmaktadır. Kendisi kadınların katılacağı bir olimpiyatın pratik olmayacağını, ilgi çekmeyeceğini, estetik olmayacağını ve uygunsuz olacağını dile getirmekteydi. Aynı zamanda kadın atletlerin görünüşlerinin oldukça korkunç olduğunu ve bununla birlikte kadınların olimpiyat oyunları içinde alacağı rolün erkekleri takdir etmek ve onlara çelenk takmak olacağını savunmaktaydı.
İlk modern olimpiyat oyunlarından (1896) bugüne kadar bu düşünceyi yıkmaya ve uygulamada kadın erkek eşitliğini sağlamaya yönelik çok ciddi adımlar atılmıştır. Burada kadınların performans sporuna katılım hakkının kazanılması için önemli mücadeleler yürüten Alice Milliat’ı dile getirmek önem arz etmektedir. Alice Milliat’ın girişimleri ile ‘Kadın Olimpiyatları’ düzenlenmiş ve bu organizasyon oldukça ses getirmiştir. Geçmişten günümüze birçok önemli figür bu konu hakkında farklı yollarla mücadele sürdürmüştür. Kadın sporcuların erkeklere oranla daha az ödül yönetmeliğine tabi tutulması, sponsorluk anlaşmalarının daha az ve düşük miktarlarda tutulması, hamile sporcuların sözleşmelerinin iptal edilmesi eşitsizliğe verebileceğimiz örnekler arasında yer almaktadır. Çağımızın en iyi tenisçilerinden Serena Williams’ın aynı turnuvada aynı dereceyi elde eden erkek tenisçilerden daha az ödül almasına karşın eşitsizliği eleştirmesi bu mücadelelere güzel bir örnektir. Benzer şekilde diğer bir eleştirisi de; kendisinden bahsedilirken en iyi kadın tenisçi başlıklar atılırken, Nadal/Federer gibi isimlerden bahsedilirken cinsiyete yer verilmeksizin en başarılı/ en iyi tenisçi olarak medyada yer verilmesidir. Bununla birlikte birçok otoriteye göre gelmiş geçmiş en iyi cimnastikçi olarak anılan Simon Biles için yapılan haberlerde cimnastiğin Usain Bolt’u ya da Micheal Phelps’i benzetmesine karşın verdiği ben ilk Simone Biles’ım cevabı, eşitsizliğe karşın verilen mücadelenin ses getirmiş bir örneğidir. Benzer şekilde Alyson Felix, hamilelik sürecinde sponsorunun sözleşmesini iptal etmek istemesine yönelik sessiz kalmayarak bu konuda açıklamalar yapmış ve medyanın ilgisini bu konuya çekmeyi başarmıştır.
Geçmişten günümüze gelinen durumda Pierre de Coubertin’in düşünceleri bertaraf edilmiş ve ilklerin sağlandığı Paris’te bu sefer eşitliğin de sağlanması amaçlanmıştır. Paris eşitlik açısından bir ilk olmakla birlikte, bir hareket başlangıcını da temsil edecektir. Bundan sonraki tüm olimpiyat oyunlarında, olimpizm idealleri arasında yer alan eşitlik olgusu ön planda olacaktır.
Ayrıca Paris Olimpiyat Oyunları kadın sporcular için bir ilke daha ev sahipliği yapacaktır. Oyunlara katılacak sporcu anneler için emzirme odalarının organize edildiği ve bu uygulamanın kalıcı olacağı bilgisi Paris Olimpik Komite Genel Sekreteri tarafından paylaşılmıştır. Bu haber sporcular için oldukça önemli bir kazanımdır.
Paris oyunlarının logosu; sporun simgesi olan altın madalyayı, olimpik ve paralimpik hareketin simgesi olan alevi ve Fransa için önemli bir kadın figür olan Marianne’ i barındırmaktadır. Logoya baktığımda ilk dikkatimi çeken Marianne; ‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’ sloganını temsil eden ulusal bir simgenin yanı sıra Fransız Devrimi’ni de temsil etmektedir.
Sporculuk dönemimde eskrim olimpiyat hazırlık takımında yer almış biri olarak, oyunlardan bir ay önce Paris’te bulunduğum süre zarfında, şehrin olimpiyat heyecanını gözlemlerken, zihnimde bu yazı ile ilgili ilk fitil ateşleniyordu. Olimpik ruha hayranlığımla çıktığım düşünce fırtınasına sizleri de katıyor ve tüm okurları Paris 2024 Olimpiyat /Paralimpik Oyunları’nı keyifle izlemeye davet ediyorum.
Olimpiyat Oyunları’nın tüm sporcular için performanslarının zirvesinde geçmesi ümidiyle…
Eşit ve özgür şekilde yaşamak dileğiyle….
Birlikte, daha hızlıya, daha yükseğe, daha güçlüye…
2 yorum
Serçin hocam, emeklerinize sağlık güzel ve olimpizm felsefesine doğrudan işaret etmişsiniz keyifle okudum. Bu düşüncenin ülkemde bütün okullarda ve ısrarla okutulup anlatılması gerekmektedir. Bu da Milli Eğitim bakanlığı ve spor bakanlığı ve sivil toplum kuruluşlarına ve üniversitelere çok iş düşmektedir. Çalışmalarınızın devamını diler tebrik ederim.
Sayın Hocam,
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Düşüncelerinize katılıyorum, tüm paydaşların el birliği ile bu konuya destek vermesi farkındalığı artıracaktır.
Saygılar, selamlar…