Yakın zamanda bir hocamızı kaybettik, geçen yazımı bu konuya ayırdım. Yarın başka bir hocamızın emeklilik töreni var, onu da yazmam gerekiyor. Ben bunları düşünürken masamdaki Medimagazin’in son sayısını görüyorum. Gitti yazacaklarım, takıldım bir kere.
Medimagazin, 29 Ocak 2007 tarihli son sayısında, Sağlık Bakanı’nın demecine yer verilmiş. Özetle aynen yazıyorum: “Sağlık personeli sayısının arttırılması gerektiğini belirten Akdağ, tıp fakültesi öğrenci sayısının arttırılması için bir öneri getirdi…Akdağ, Ankara’da yeni açılan Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İstanbul’da Bağcılar ve Ümraniye’deki yeni hastanelere, YÖK 400’er öğrenci alsın, ben de bu 4 yeni hastaneyi onlara teslim edeyim. Öğrenci alsalar 1600 öğrenci eder” diye konuşmuş.
İşte görüldüğü gibi bakanlık zor iş. Sağlık işlerinin yanında bir çırpıda eğitimi de çözmek gerekiyor. Bakanımız da sabah kalkar kalkmaz bu işlere el atıvermiş. İşin doğrusu, göle maya çalmış, tutar mı tutmaz mı bilinmez. Arkadaşlar, her işin olduğu gibi eğitimin de bir planlaması olmalıdır. Bir yılda kaç tane tıp doktoru yetişmesi gerekiyor? Bilen varsa beri gelsin. Kaç üniversiteye daha ihtiyaç var? Açılan üniversiteler, “her ile lazım sloganı” ile mi, yoksa belli bir plan çerçevesinde mi açılıyor? Hiç sanmıyorum. Açılan her yeni üniversitenin muhakkak ki, ülkemize yararı olacaktır. Ancak hangi alanda yılda kaç kişi eğitilmesi gerekiyor? Birileri bunun hesabını yapmalı. Eğitimin on yıl sonrasının planları elde bulunmalıdır.
Örneğin bu sütunlarda daha öncede yazdım, yılda kaç yeni genel cerraha ihtiyaç vardır? Sayısı nasıl hesaplanmıştır? Sağlık Bakanlığı, TUS’ta bu rakamları baz göstererek mi ihtiyaç belirtiyor? Üniversitelerin kontenjanları nasıl hesaplanıyor? Kaç tane pratisyen hekime, kaç halk sağlığı uzmanına ihtiyaç var? Maalesef hiçbiri belli değil.
Tüm bunlar belli değilken, üzerinde kimse kafa yormamış ve belirli rakamlar ortaya konulamamışken, şu 1600 rakamı nereden geliyor? Sayın Bakan bunu bizlere izah etmeli. Bakanlık tüm yurtta hekim dağılımını adaletli olarak yapamazken, gelişmiş illerde hekim fazlalığı, az gelişmiş illerde hekim azlığına çare bulunamamışken, bir çırpıda ortaya atılıveren öneriler, planlama ve bilimsel gerçeklerin önemime olan inançları sarsıyor.
Sayın Bakanımız, bu önerilerini sanırım, ülkemizdeki yükseköğrenimin tek sorumlusu olan YÖK yetkililerine iletmiştir. Eğer Bakanlığın kendi içinde belli bir planlaması yoksa, bu planlama verileri YÖK ve DPT yetkilileri ile paylaşılmıyorsa, ortaya atılan önerilerin hemen tamamı havada kalmaya mahkumdur. Akşam yatılıp, sabah ortaya atılan öneriler, bilimsel gerçeklerle yön verilmesi gereken önerilerin yerine getirilmeye çalışılıyorsa, vay halimimize.