Sağlık Bakanlığı doktorlarla, Tabipler Birliği Bakanlıkla, uzmanlık dernekleri tam güncülerle, resmi, özel hastane ve eczaneler Sosyal Güvenlik Kurumu ile, hastalarsa hepsiyle birden kavgalı.
Gecekonduda oturanlar belediye yıkımcılarıyla, esnaflar Maliye Bakanlığıyla, bakkallar süper marketlerle, büyük sermaye yeşil sermaye ile, sanayici ithalatçıyla, Tüsiad, Müsiad, Disk, Misk, Türk-iş hep birbirleriyle kavgalı.
Öğrenciler öğretmenlerle, veliler okul idarecileriyle, dershaneler okullarla, türbanlılar rektörlerle, öğretim üyeleri YÖK ile kavgalı.
Fenerlisi Galatasaraylısı Beşiktaşlısı birbirleriyle, takım başkanları hakemlerle, seyirciler futbolcularla kavgalı.
Otobüs şirketleri hava yollarıyla, araç kullananlar birbirleriyle, şoförler trafik polisleriyle, sarhoşlar ayıklarla, kaza yapanlar ambulans şoförleriyle, evleri yananlar itfaiyecilerle kavgalı. Parti liderleri birbirleriyle, muhalefet hükümetle, belediye başkanları başka başkanlarla, rüşvetçiler adaletle, kaçakçılar polislerle, sanatçılar korsancılarla kavgalı.
Kart borçluları bankalarla, müflisler hacizcilerle, halkımız hırsız ve kapkaççılarla, hırsızlar güvenlikçilerle, kiracılar ev sahipleriyle, çiftçiler mazot ve gübre fiyatlarıyla, teröristler masum halkla kavgalı.
Memurlar amirleriyle, müdür genel müdürüyle, tayin edilenler kendilerini sürenlerle kavgalı. Çalışkanlar tembellerle, tembeller daha tembellerle, akıllı deliyle, deliler akıllıyla, sigara içenler içmeyenlerle kavgalı.
Kadınlar kocalarıyla, çocuklar anne ve babalarıyla, vs vs.
Toplumda neredeyse herkes birbiriyle kavgalı. Sonuçta ne oluyor biliyor musunuz? Gencecik bir üniversite öğrencisi, ölümü bile göze alıp kendini doğuran doktor annesini gözünü bile kırpmadan bıçaklayıp öldürüveriyor. Herkes panik içinde, ne olacak diye birbirine soruyor.
Suçlu kim, suçlu kim diye.
Ayağa kalkın arkadaşlar, hepiniz suçlusunuz. Gazetelerindeki köşelerinde her gün kan kusanlar, televizyon dizilerinde toplumu suça özendirenler, sorumsuzca her gün demeç vererek toplumu gerenler, çalışmayıp çalışanın malına, mülküne göz dikenler, bedavadan yaşamayı kendine amaç edinenler, kendi memleketinin dışında yabancı ülkelere imrenenler, bilerek ya da bilmeyerek şu güzel vatanımıza ihanet edenler, toplumda gelir pastasının adaletli dağıtımını sağlayamayanlar, evet hepiniz suçlusunuz.
Gerdiniz, geriyorsunuz, gerin bakalım, sonu nereye varacak hiç düşünmeyin. Unutmayın ki gerilen yay, gün gelir birden kopuverir. Bugün ortaya çıkan bireysel vakalar, yarının büyük olaylarına neden olmayacağını kim söyleyebilir.
Toplumda lider konumunda olan ve duyarlı olması beklenen her birey, neticede hepimiz, bu olaylardan ders almalıyız.