Önümüzde yine bir 14 Mart Tıp Bayramı var. Yine biraraya geleceğiz, dertlerimizi konuşacağız, daha iyi günlere erişmek için çareler üretip yerine getirmeye çalışacağız. Bana kalırsa 14 Mart’ı bayram gibi kutlamak en iyisi, yani dertleri bir günlüğüne de olsa unutup eğlenmeli. Ama artık öyle olmuyor, dertler konuşuluyor. Bu nedenle de ben arkadaşlara Medimagazin’e köşe yazısı yazacağımı, nelerden bahsetmemi istediklerini sordum. Üşte onların istekleri üzerine yazdığım "ısmarlama 14 Mart" yazısı.
ılk istek "Tıp Fakültelerindeki Deontoloji" ile ilgili. Arkadaşlarımın çoğu tıp fakültelerinde deontolojiye yeteri kadar uyulmadığını söylüyorlar. Yani hoca iseler özellikle kendilerinden küçüklerden, kendi dönemlerindekilerden ve de büyüklerinden meslektaşlar arasında olması gereken saygıyı görmediklerini ifade ediyorlar. Kısmen doğru olabilir. Ben kendi hesabıma kendi küçüklerimden de büyüklerimden de deontolojiye uymayan bir davranışa rastlamadım. Nereye gittiysem kiminle konuştuysam hep memnun kaldım. Hatta kendi fakültem dışındaki fakültelerde bile bir hoşnutsuz durumla karşılaşmadım, aksine çok yardımsever idi herkes. ıstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Erzengin’in doçentlik sınavı bitiminde beni kendi makam arabası ile havaalanına gönderdiğini unutamam. Saygısızlık göreceğimi bildiklerimin ise ben yanına gitmedim; çünkü onları zaten herkes biliyor.
ıkinci konu kalbi kateterizasyonunda kullanılan kataterlerle ilgili. Diyorlar ki kendi yakınları olsa onlar daha pahalı ve kaliteli olan kataterleri tercih ederlermiş, çünkü ucuz olanların ömrü hem çok kısaymış hem de hastaya birkaç kere tatbik edildiği için sonuçta daha pahalıya maloluyor ve hasta çok fazla eziyet çekiyormuş. Bir yorumda bulunamam, konuyu bilmiyorum.
Diğer bir konu ödüllerle ilgili. Bilindiği gibi her yıl bazı tıp ödülleri verilir. Dikkat edilirse ödül seçme komisyonlarında hep aynı kişiler görevlendirilir, "bu yıl bana bu yıl sana" şeklinde ödüller kendi aralarında dağıtılır. Bu arada bu komisyonlarda hemen her zaman yer alan bir hocanın "bizim ödülü zaten kime vereceğimiz belli, başkaları müracaat etmesin" diye birçok kişinin yanında söylediği rivayet edilir. Eğer doğru ise ne kadar talihsizce söylenmiş bir söz. Alan memnun veren memnun, size ne kardeşim.
Dördüncü bir madde de yetkili bazı kişilerin bazılarını korurken bazılarına da etmediklerini bırakmamaları. Doğru olabilir mi? "Senin gözünün üstünde kaşın var" meselesi mi? Herhalde herkesin bir bildiği var da böyle söylüyor. No comment
Diğer söylenen bir şey de "etik etik" diyenlerin en çok etiksizlik yapanlar olduğu, böyle bir kılıfla kendilerini korumaya aldıkları. Bilmiyorum. Asıl sahtekarlıkların jandarmalığa soyunanlar olduğu da diğer bir duyum.
Aslında daha pek çok konu var, ama burada bırakmak istiyorum. Hepinize mutlu bir 14 Mart dilerken önümüzdeki yıl da beraber olmayı (eğer yaşarsam) diliyorum.