İmmünolojiyi sevenler “Olcay Abi”lerini, Prof. Dr. Olcay Yeğin’i kaybetmenin acısını yaşıyor. Niğde’de 1947 yılında memur bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Prof. Dr. Olcay Yeğin, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden 1971 yılında mezun olmuş, 1976 yılında ise Hacettepe Çocuk Hastanesinden çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanlığını almıştır. Yol göstericisi Prof. Dr. İzzet Berkel’in destekleriyle Hollanda’da yaptığı immünoloji alanındaki araştırmalarından sonra Türkiye’ye dönen Prof. Dr. Yeğin doçentlik unvanını alarak, çalışmalarına kurucusu olduğu Akdeniz Üniversitesi Pediatrik İmmünoloji Ana Bilim Dalında devam etmiştir.
Prof. Dr. Olcay Yeğin hakkındaki Ekşi Sözlük “entry”lerinden biri, “Türkiye’deki en başarılı, sistematik, öğretici, dürüst ve ilkeli hekimlerden biri olan ve kendini başarılı hekim yetiştirmeye ve immünoloji bilimine adamış pediatri ve immünoloji profesörü, Akdeniz Üniversitesi tarihindeki en başarılı birkaç hocadan biridir.” şeklindedir. Bunun ne kadar doğru bir saptama olduğunu kendisini tanıyanlar çok iyi bilmektedir, tanımayanlar ise kaybımızın büyüklüğünü anlayacaktır. Bilime ve hekimliğe olan sevgisi yanında sohbete düşkünlüğü, insanı sevmesi ve hep insanlık için çalışması, yetiştirdiği öğrenciler…
Hocalığı bir yana, Prof. Dr. Olcay Yeğin’in eşsiz kişiliğinin yansımalarından biri sanatçı olmasıydı. Sanatı bilimle birleştirerek Türkiye Kelebeklerini belgelemek için tüm Türkiye’yi dolaşmış ve eşi Dr. Gülten Yeğin ile birlikte 20 yıldır devam eden çalışmaları sonucu 362 türün fotoğrafını çekmeyi başarmıştır. Yeğin çiftinin bugüne kadar çektiği kelebek fotoğrafı sayısı 150 bini aşmıştır. Bağlama merakı bizce de bilinen Prof. Dr. Olcay Yeğin en iyi sesi hangi ağaçtan yapılan sazdan çıkaracağını bulmaya çalışırken, yıllar içinde 116 enstrüman sahibi olarak evindeki bağlama ailesini genişletmiş ve hatırı sayılır bir müze oluşturmuştur.
Eşsiz bir insandı Prof. Dr. Olay Yeğin, Olcay Abi…
İmmünoloji kongrelerine hep renk kattın Olcay Abi. Sorduğun sorularla gençlere ışık tuttun, onların düşünmesine ve araştırmasına öncelik ettin, bizimle kelebek koleksiyonlarını paylaştın, sazının tınısını güzel sesinle taçlandırdın, immünoloji camiası için hep “Olcay Abimiz” oldun. Biz senden çok şey öğrendik, öğrencilerini, bilgi paylaşmayı, öğretmeyi çok sevdin, bunu da çok güzel başardın.
Sevgili eşine, çocuklarına, torunlarına, immünoloji camiasına ve tüm sevenlerine sabırlar diliyor, immünolojiye ve hayata katkılarından dolayı seni minnetle anıyorum, nurlar içinde yat…