Dental implantoloji ve uygulamaları, günümüz modern diş tedavisinde lüks bir seçenek olmaktan çok, hastaların talepleri doğrultusunda temel ve rutin bir tedavi hâline gelmeye başlamıştır. Yazılı ve görsel ortamların sunduğu hizmetlerin artması, bilgiye erişimin kolaylaşması ile hastalar ve hekimler giderek daha bilinçli ve güvenilir tedavilerle sağlıklarına kavuşabilmektedir. Ancak, her hızlı ve yeni gelişen sektörde olduğu gibi dental alanda da dikkatsiz ve önemsenmeyen uygulamaların sonuçları hem hastalar hem de hekimler açısından sıkıntılı bir sürece dönüşebilmektedir.
Burada başlangıç noktası, hastanın dental implant tedavisi için iyi bir aday olup olmadığının belirlenmesi olmalıdır. Hasta, çeşitli bilgi kirliliğinin içinden edindiği verilerle hekimi implant tedavisi açısından zorlayabilir. Ne yazık ki dental implant tedavisi konforu arttırıcı bir seçenekten öte ‘’estetik’’ bir tedavi olarak lanse edilmektedir. Estetik, diş hekimliğinin zaten temel bir unsurudur; ayrı bir fenomen olarak ön plana çıkarılmamalıdır ve özellikle dental implant tedavisinde gerçek anlamda estetik sunabilmek; hastaya ve teknik koşullara göre şekillenmekte ve değişmektedir. Hekimin konu ile ilgili yeterli donanımı ve yönlendirmesi olmadığı durumlar; yüksek beklentilerle dental implant tedavisine başvuran hastanın hayalindeki finale ulaşamaması nedeni ile bir sorun yumağı oluşturabilmektedir. Kişinin ağız hijyen koşulları da implant tedavisinin en temel ve önemli boyutudur. Hastanın bu anlamda iyi tedavi edilmesi; bilgilendirilmesi ve implant tedavisi için hazırlanması gereklidir. Aksi hâlde, oldukça yüksek bedeller ödeyerek konforlu bir sağlık hizmeti aldığının farkında olmayan hastalar, bilinçlendirilmeden yapılan tedavilerinde aksayan bir yönün sorumluluğunu kolaylıkla sadece hekime yükleyebilmektedir. Son dönemlerde hasta-hekim ilişkisine oldukça zarar veren klinik durumlarla baş etmek durumunda kalan meslektaşlarımızın sayısı bu nedenlerle artmıştır.
Bu sorunları azaltmanın en güvenli yolu kuşkusuz lisansüstü eğitimin önemini vurgulamak ve desteklemektir. Sadece birkaç günlük özel eğitim programlarının klinik deneyim kazanımında bu eksiği tamamlayamayacağı, uzmanlık ya da doktora gibi uzun eğitim süreçlerine gereksinim olduğu unutulmamalıdır.