Ülkemizde sık tartışılan konulardan biri de Avrupa Birliği’dir. Avrupa Birliği için en samimi ve özverili çabaları gösteren, 1949 Lahey Kongresi sonucunda doğmuş olan Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu’dur. Konseyin yeri Strazburg’dadır. Konseyin çalışma yeri, “Avrupa Evi” diye bilinen bir yapıdadır. Yapının girişindeki Avrupa haritası üzerine şu satırlar yazılıdır: * Avrupa Konseyi, Avrupalılık ruhunu yaratmıştır. * Avrupalılık ruhu sınırları yok etmektedir. * Halkların sağduyuları onları özgür kılacaktır. Avrupa Konseyi, üye ülkelerin çıkarlarını, Avrupa Komisyonu, uluslarüstü anlayışın birliğini savunuyordu. Uluslarüstü birliği temsil eden komisyonun misyonunu üstlenen üyelerin nitelikleri, çok çarpıcıdır. Almanya’yı temsil eden üç üyeden biri liberal, biri sosyalist, bir diğeri Hıristiyan demokrattı. İtalya’yı temsil eden üç üyeden biri sosyalist, ikisi Hıristiyan sosyalistti. Belçika’yı temsil eden iki üyeden biri liberal, diğeri Hıristiyan sosyalistti. Bu örnekleri vermekteki amacım, Avrupa Birliği’nin omurgasını oluşturan insanların nitelikleri ve dünya görüşlerinin çeşitliliğini vurgulamaktır. Türkiye açısından çok daha önemli bir durum söz konusudur. Birliğin yapısına bakıldığında sağı temsil eden Hıristiyan demokratların, liberallerin yanında, solu temsil eden sosyalistler ve Hıristiyan sosyalistler yer almaktadır. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde yer aldığını varsayarsak, sağı temsil eden Müslüman demokratlar, solu temsil eden Müslüman sosyalistler olabilecek midir? Türkiye ve Avrupa bu anlayışa da hazırlanıyor mu? Bütün bu soruları İstiklal Marşı’nı tekrar tekrar okuduğum zaman düşünmeye başladım. “Bu şafaklarda al sancak” dalgalanacaksa problem yok. “İstiklal, Hak’ka tapan milletimin” olacaksa problem yok. “Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım” geçerliyse problem yok. “Medeniyet dediğin, canavar” değilse, problem yok. “Arkadaşım, yurduma alçakları uğratmıyorsa” sorun yok. “Dünyaları verseler de cennet vatanı” vermezsek, sorun yok. “Vatanımdan ayrı kalmayacaksam” sorun yok. “Ezanların şahadetleri devam edecekse” sorun yok. “Vecd ile bin secde varsa” sorun yok. “Şanlı hilal sürekli dalgalanacaksa” sorun yok. Ben Avrupa Birliği’ne girmek istiyorum. Sorun yoksa neden olmasın? Sorun varsa neden olsun?
18
önceki yazı
Atatürk’le Konuşmak
sonraki yazı