Sabah saat 5-6 arasında geçirdiğiniz bir trafik kazası veya kalp krizi sonrası acil servise ambulans ile götürülüp, yaklaşık 24 saattir acil serviste çalışmakta olan ve bu sürede 150-200 arası hasta bakmış olan bir hekim tarafından değerlendirilmek ister misiniz? “Evet” diyen herhalde yoktur. Bu durum ülkemizde sık görülmekle birlikte, aşağıdaki yaşanmış olaya herkesin dikkatini çekmek isterim.
4 Mart 1984 gecesi, 18 yaşındaki Libby Zion adında bir kadın, Cornell Tıp Merkezinin New York’taki hastanesinin acil servisine trafik kazası sonrası getiriliyor. Başvurusundan birkaç saat sonra ölüyor. Eski bir federal savcı ve New York Times yazarı olan babası Sidney Zion, kapasitesinin çok üzerinde fazla ve denetimsiz çalışan sağlık çalışanlarının elinde yetersiz bakım aldığı için kızının öldüğü iddiası ile dava açıyor. Jüri ne hastanenin, ne de hekimin kusurlu olduğuna karar veriyor. Libby Zion’un ölümündeki kusurun asistanlık eğitim sisteminde ve hekim personelin işe alımında olduğuna karar veriyor. Yapılan incelemede asistanların haftada 100 saatten fazla çalıştıkları, yataklı servislerin ve hizmetlerin tümünün ikinci veya üçüncü yıl asistanlarının denetiminde olduğu ve uzman hekimlere sadece telefon ile danışıldığı tespit ediliyor. Ayrıca, asistanların 30-40 saatlik çalışma saatleri ile hasta bakımını verdikleri belirleniyor. Jüri, fazla çalışan uyku mahrumu asistanların ve onların denetimsiz çalışmasının hastalar için ciddi potansiyel tehlikeler taşıdığına dikkat çekiyor. Mahkeme kararı sonrası Mart 1987 tarihinde acil hizmetleri ile ilgili geçici bir danışma kurulu kuruluyor. Başkanlığını Dr. Bertrand Bell’in yaptığı kurul bir dizi öneride bulunuyor. Öneriler New York Eyaleti Sağlık Yasa’sında “Bell Yönetmeliği” olarak yerini alıyor:
Bu yönetmeliğe göre şu maddeler yer alıyor:
– Akut bakım veren yataklı birimlerde 24 saat uzman hekim denetiminin sağlanması.
-Asistanlar için çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve daha fazla destek verilmesi.
– Acil servislerde asistanların ve uzmanların en fazla 12 saat çalışması.
-l Acil servis dışında kesintisiz 24 saatten daha uzun çalışılmaması.
– Asistan hekimlerin bir haftalık sürede ortalama 80 saatten daha uzun süre çalışmaması.
-l Haftada en azından bir 24 saat sürenin boş olması.
Acil serviste hekimlik yapmanın yüksek oranda stres yarattığı açıktır. 24 saat aynı kalitede hizmet verilmesi gereken bu alanda nöbet usulü ile çalışmanın ortaya çıkarttığı biyolojik ve sosyal riskler bilinmektedir. Ülser insidansı 8 kat fazladır. Kardiyovasküler mortalite artar. Nöbet usulü çalışmanın yaklaşık günde bir paket sigaraya yakın risk oluşturduğu belirtilmiştir. Kronik yorgunluk, aşırı uyuma veya uyuyamama, boşanma, madde bağımlılığı, depresyon ve tükenme sendromu oranı normalden fazladır. Nöbet sisteminde kazaların da arttığı bilinmektedir; son yıllarda yaşanan insan hatalarına bağlı büyük kazaların (Exxon Valdez petrol saçılması, Çernobil, Bophal’de kimyasal fabrikada patlama gibi) gece nöbetlerinde olması bunu göstermektedir. Ek olarak, gece çalışanların nöbet çıkışında eve giderken geçirdikleri kazaları da unutmamak gerekir.
Acil servisler çalışanlar için yüksek stres yaratan alanlardır. Çalışma saatlerinin uzunluğu, çalışma ortamının yetersizlikleri, çalışan kişi sayısının azlığı gibi stres oluşmasına etki eden faktörleri ortadan kaldırmak, çalışanların iyiliğini ve daha verimli bir şekilde uzun yıllar çalışmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda çalışma saatlerinde yapılacak modifikasyonlar, kişinin aile ve arkadaşlarının eğitimi, sağlıklı uyku için yapılacak değişiklikler ve alınacak önlemler de çalışanların iyiliğini artıracaktır. Ruhen ve bedenen sağlıklı olan hekimlerin adaletli ve desteklenen bir ortamda çalışması ile hastalar da en iyi bakımı alacaklardır. Gelecek ay bu konuda ülkemizdeki duruma bir göz atacağız.