Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun 17.12.2012 tarihli Acil Servis Nöbetleri konulu yazısı sonrası kamu hastaneleri acil servislerinde çalışan başta acil tıp uzmanları olmak üzere diğer uzmanlara çalışma saatleri ve gece nöbetleri konusunda bazı dayatmaların yapılmaya başladığını duyuyoruz.
Hepimiz farkındayız ki, acil servislere başvuran hastalar kabul edilebilir sayının çok çok üzerinde. Buna ek olarak, acil servislerde görev yapan hekim sayısı ise olması gerekenin çok çok altında. Ve çoğu kez çözüm için getirilen uygulamalar, sorunun kaynağını ortadan kaldırmaya yönelik olmayıp, yanlışı yanlışla çözmeye yönelik. Tıpkı Nasrettin Hoca’nın ahırda semer dikerken kaybettiği iğnesini, karanlık olduğu için ahırda aramak yerine, sokakta aydınlıkta araması gibi.
Kurumun yazısında neler var bir bakalım: Acil servis hizmetleri ile ilgili tebliğe atfen “Kadrosunda 5 ve daha fazla acil tıp uzmanı varsa 24 saat kesintisiz hizmet esasına dayalı acil servis sorumlu tabip nöbeti tutulur.” yaptırımı hatırlatılmış. Atamalarda acil tıp uzmanı kadrosu genellikle beş kadro ile sınırlanıyor; buna göre de acil tıp uzmanının ayda altı gece, yılda yaklaşık 2,5 ay acil serviste aktif hasta bakarak mesaisini tamamlaması gerekiyor.
Sayı beşten azsa da, mümkün oldukça gece nöbetlerine acil tıp uzmanlarının yerleştirilmesi öneriliyor. Gerekçesi ise “acil sağlık hizmetinin önem ve önceliği ve sunulan hizmetlerin geciktirilemez, ertelenemez ve ikame edilemez nitelikte” olduğu. Yıllardır söylediğimiz ve anlatmaya çalıştığımız özellikler bunlar. Çünkü acil servis hizmeti kesintisiz 24 saat olmalı, aynı kalitede olmalı ve konusunda eğitim almış kişiler tarafından sunulmalı. Bu gereklilikleri dikkate alınca da, acil tıp uzmanı hizmeti, başvuruların daha yoğun olduğu akşam ve gece saatlerine kaydırılmak isteniyor.
Ancak gözden kaçan nokta şu ki, gündüz mesai saatleri çalışması ile mesai sonrası ve özellikle sabaha kadar aktif görev yapmak aynı şey değil. Acil serviste sabaha kadar nöbet tutmak herhangi bir poliklinikte hasta bakmak ya da bir klinikte gece nöbet tutmak ile eş değer kabul edilmemelidir. Poliklinikte sıra ile tek tek hasta bakıp, tetkik ve tedavi önerip, sonraki günlerde sonuçlara bakmak ile aynı anda çok sayıda ve her türlü yakınma ile başvuran hastaların yönetimi ve zaman baskısı içinde karar verme çabası acil servisteki hizmeti farklı kılmaktadır. Akşam saatlerinde artan hasta başvuru sayısını göğüslemek ve gece sabaha kadar uykusuz, ama hata yapma hakkınız olmaksızın hasta bakımını sağlamak, hafta içi gündüz mesai saatindeki bir çalışma ile benzer özelliklere sahip değildir. Mesai dışı aktif çalışmanın hem çalışma saati olarak karşılığı hem de maddi karşılığı, mesai saatindeki hizmete benzer tutulmamalıdır. Tüm bunlara rağmen, vardiya adı altında mesai saati sonrası açılan polikliniklerde görev yapan hekimlere, ek ödeme daha fazla ödenirken, acil servis çalışanlarına bu hak verilmemektedir. Gece geç saatlere ya da sabaha kadar aktif çalışmanın insan fizyolojisine aykırı olduğu da bilinmektedir. Gece çalışan kişilerde ortaya çıkabilecek fiziksel sağlık sorunlarından tutun, psikolojik sorunlara kadar ciddi durumlar literatürde açık bir şekilde tanımlanmıştır.
“Acil tıp uzmanı sayısı 2 ya da 3 ise, tabiplerin çalışma şeklinin, haftalık ya da aylık maksimum çalışabilecekleri (mesai + nöbet) saatleri gözetilmek suretiyle, gündüz mesai saatleri sonrası vardiya ve/veya nöbet şeklinde düzenlenmesine mani bulunmadığı” belirtiliyor. Yani isteseniz de haftada 40 saat çalışma hakkınız yok, başhekim isterse sizi ayda mesai saatinize ek olarak 130 saat daha çalıştırabilir. Benzer durum dört uzman için de geçerli, hatta dört uzman ile 24 saati kapsayacak şekilde nöbetlerin ayarlanması teklif ediliyor.
Mevcut durum, “Siz istemeseniz de biz sizi çalıştırırız, bu çalışmanın ayrı bir karşılığı da olmayacak, ya izin ya da fazla çalışma olarak karşılığı ödenir.” şeklindeki bir düşünceye dönüşmüştür ki, bu gidişat hem hastalar hem de hekimler için kısa süre içinde tehlikeli olmaya başlayacaktır.
Bu nedenlerle acil servisler için mesai, nöbet ve vardiya kavramlarının tanımlanması, günün saatlerine göre verilen emeğin karşılığının belirlenmesi gerekmektedir. Acil sağlık hizmetinde yaşanan sorunları sadece hekimleri fazla çalıştırarak çözme çabası yerine sorunun sağlık sistemimizin genel sorunları çerçevesinde ele alınıp çözülmeye çalışılması en doğrusu olacaktır.