Acil servislerde verilen sağlık hizmetinin mevcut durumuna bakarak topluma sunulan genel sağlık hizmeti hakkında yorum yapmak yanlış olmayacaktır. Her ne kadar acil servisler ani gelişen hastalık ve kaza durumlarında başvuran tüm hastaların tanı ve tedavisi için oluşturulan alanlar olsa da halkın sağlık hizmetlerine ulaşmasındaki bir giriş kapısıdır. Bu kapının kullanım sıklığı her geçen gün artıyorsa, genel sağlık hizmetlerinin sunulmasında bir problem olduğu söylenebilir.
Ülke genelinde acil servislerde değerlendirilen hasta sayısı dikkate alındığında hemen tüm illerde toplam poliklinik sayılarının yüzde 20-25’inin acil servislerde olduğu görülmektedir. Ancak acil servisler gerek mimari alan, gerekse de hekim ve yardımcı personel sayısı bakımından bu oranda bir alt yapıya sahip değillerdir. Bu eksiklik nedeni ile hizmet aksamaktadır. Çok kısa süre ayrılarak değerlendirilmek zorunda kalınan hastaların tetkik ve tedavilerinde oluşan eksiklikler hastaların acil servislere tekrarlayan başvuru yapmasına yol açmaktadır. Bununla beraber hastaların karnelerini alarak aynı yakınma için hastane hastane gezebilmesi net yükü daha da artırmaktadır. Aslında herkesin sağlık hizmetlerine ulaşmasında kolaylık sağlamak ve eşit haklara sahip olması savı ile askıya alınan basamak sistemi sonucu ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri sunan kurumlarda normalin çok üstünde yığılmalar yaşanmakta, bu yığılmaların kaçış alanı ise acil servisler olmaktadır. Tüm hastaların sağlık hizmetinden beklentisi bir uzman hekim tarafından ve ek gideri olmadan değerlendirilmektir. Soysal Güvenlik Kurumu kapsamındaki herkes özel sağlık kurumlarından hizmet alma hakkı da elde etse, ek ödeme talepleri hastaların yine kamu kurumlarına başvurmasına neden olmaktadır. Kısıtlı poliklinik sayıları ile poliklinik hizmetine ulaşamayan hastalar ya doğrudan ya da gecikme sonucu kötüleşen sağlık sorunları ile acil servislere gelmektedir. Hasta başvurusunun günlük 600, 800 olduğu veya bir hekimin yoğun saatlerde saatte 10-12 hasta baktığı acil servislerde acil sağlık hizmeti verilebildiğini savunmak da yanlıştır.
Sorunun kaynağı yeni değildir, ama planlamada ve yatırımlardaki eksiklikler gün geçtikçe hizmetin sunumunu zor duruma sokmaktadır. Çözüm de basit değildir, ama çoğumuzun farkında olduğu ve dile getirdiği temel adımları atmak zorunluluktur. Uzun vadedeki çözüm basamak sistemini hayata geçirmek olmalıdır. Birinci basamak hizmetinin işlemediği bir düzende hekim ve yardımcı sağlık personelinin sayısını dengelemeye çalışmak bir çözüm sağlamayacaktır. Toplumun genel sağlık bilgi düzeyini artırmak ve sağlık hizmetlerine ulaşmasının yöntemlerini tanımlayıp benimsetmek de acil sağlık hizmetlerindeki bu aşırı yükü azaltacaktır. Kısa ve orta vadede poliklinik sayılarını ve etkinliğini artırmak, yatak sayısı ve teknik olanakları kısıtlı olan hastaneleri daha verimli hale getirmek ve tekrarlayan başvuruların gerekçelerini tek tek incelemek ve bu başvuruların önlemesi için çözüm yollarını bulmak gerekmektedir. Acil servisler artık sadece hastanelerin değil sağlık sisteminin de vitrini olmuştur.