“Yazılı olarak tanımlanmış ve etkili olarak uygulanan bir triaj sistemi bulunmalıdır.” Sağlık Bakanlığı?nın Hizmet Kalite Standartlarının Acil Servis Hizmetleri başlığı altındaki bir madde. Pekâlâ, triaj nedir, ne değildir?
Triaj ne yazık ki Türkçe karşılığı belirlenmemiş bir kelime olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sınıflamak, seçmek, ayıklamak anlamında Fransızca kökenli bir kelimeden gelmektedir. Acil servislerde, afetlerde ve savaşlarda farklı uygulamaları vardır. Acil servis triajı acil servislere başvuran hasta sayılarının artması sonucu ortaya çıkmıştır. İlk yıllarda 3’lü skalalar kullanılırken artık 5’li skalalar en çok tercih edilenleridir. Yapılan geçerlilik, güvenilirlik ve uygulayıcılar arasındaki uyum çalışmaları ile tüm dünyada en yaygın kullanılan veya temel alınanlar ise Avustralya Triaj Skalası veya Kanada Acil Servis Triaj ve Öncelik Skalası’dır.
Triajın amacı hastaları acil servisten hızla göndermek değildir. Oluşturulan kriterlere göre mümkün olduğunca basit bir şekilde veri toplanarak hastaların yakınmalarının şiddetini belirlemeye çalışmaktır. Hastanın başvuru yakınması, öz geçmişinde bilinen hastalıkları, belirtilerinin şiddeti, oksihemoglobin saturasyonu da dâhil yaşamsal bulguları gibi objektif bulgular ile hastanın bakım önceliğinin belirlenmesidir. Kısaca hastanın hangi öncelikle ve hangi alanda hekim tarafından güvenli bir süre içinde değerlendirilmesi için yapılan bir ön değerlendirmedir.
Acil servislerde randevu sistemlerinin veya Q-matiklerin yeri olmadığı açıktır. “Önce gelen oturur” kuralı da işlememelidir. Hastalara başvuru sırasına göre değil, ama önceliğine göre değerlendirilme şansı tanınmamalıdır. Bir ön değerlendirme ile bazı hastaların yaşamla ölüm arasındaki birkaç dakikalık farkı yakalama şansı tanınabilir, bakımları hızlandırılabilir.
Sık karşılaştığım bir soru: “Triajdan hastaları polikliniğe nasıl yönlendiriyorsunuz?” oluyor. Halbuki triaj, acil servisin son noktası değildir, başlangıcıdır. Triajın amacı bir hekimin hastaları hızla değerlendirip, “senin önemli bir şeyin yok, polikliniğe gidersin” demesi için yapılan bir uygulama değildir. Üstüne üstlük, acil bakımın önemli bir kilit taşıdır.
Doğaldır ki, acil servislere başvuran her hastanın durumu aynı aciliyette değildir. Yapılan etkili bir triaj uygulaması ile hiç beklemeksizin, kısa bir süre içinde veya bir süre bekledikten sonra hekim tarafından hastaların değerlendirilmesinin sıralaması yapılabilir. Bu sıralama ile hastanın hemen mi, yoksa 10 veya 15 dakika, 30 dakika, 60 dakika veya 120 dakikalık süre içinde hastanın görülmesi hedeflenmektedir. Bu sürelere uyum, aynı zamanda kalite ölçütü olarak da dikkate alınmaktadır.
Dünyada triajı en sık hemşireler yapmaktadır, ancak bu hemşirelerin birkaç yıllık acil servis tecrübesine sahip olmaları ve triaj eğitimi almış olmaları istenmektedir. İleri triaj sistemlerinde, oluşturulan kriterlere göre hemşireler, hekim görmeden önce, bekleyen hastalardan bazı tetkikleri dahi isteyebilmektedirler. Bunun bedel-etkin olduğu ve acil serviste kalış sürelerini belirgin olarak azalttığı da gösterilmiştir. Ülkemizde bazı üniversite hastanelerinin acil servisleri başta olmak üzere, paramedikler triaj yapmaktadır. Hemşireler ile paramediklerin yaptıkları triaj arasındaki uyumu gösteren bir çalışma henüz yoktur. Ancak paramediklerin eğitimleri gereği her zaman daha kötü durumu düşünme öğretisi, triaj değerlendirmesinde hastaların yakınmaları daha az oranda küçümsemelerine neden olduğu gözlemsel bir durumdur.
Triajda hekimlerin çalıştığı ve hastaları değerlendirdikten sonra taburcu etmeleri ilgili çalışmalar da vardır. Ancak bu işleyiş, maliyetli olduğu ve daha çok çalışan hekim ihtiyacına yol açtığı için önerilmemektedir. Ayrıca bu uygulamanın, hiçbir zaman triajın temel fonksiyonunun yerine geçmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Çünkü triaj öncelik belirlemesidir, eksiksiz bir hekim değerlendirmesinin karşılığı olamaz. Önceliğinin azlığı nedeni ile bekletilen hastaların oranı çok ise başka bir yöntem uygulanarak bu hastalar acil servisteki bir hızlı bakım alanına alınabilir ve burada hekim tarafından değerlendirilebilirler.
Ülkemizde henüz ulusal düzeyde kullanılabilecek bir triaj sınıflaması bulunmamaktadır. Hastanelerimizin acil servislerindeki insan gücü ve fiziki kapasiteleri de dikkate alınarak bir triaj sınıflaması hazırlanması ve geçerliliğinin test edilmesi zamanı gelmiştir. Triajda görev yapacak personel için de gerekli eğitim programı oluşturulmalıdır.