Acil tedavi ve bakımda etik sorunlar, yalnız hastanelerin ve sağlık kuruluşlarının acil bölümlerindeki etik sorunları değil, acil bölüm öncesindeki kurtarma, ilk tedavi ve bakımdaki etik problemleri de ele alır. Bilindiği gibi tıbbi anlamda acil, kişilerin fiziksel ya da duygusal olarak tehlikede bulunduğuna inanılarak hasta ve ailesine gereksinim duyduğu tıbbi bakımın anında verilmesidir. Acil müdahalede zamanın önemi çok büyüktür.
Acil verilecek sağlık hizmeti, acil durumun oluştuğu yerde başlayan ve gerektiğinde rehabilitasyon aşamasına kadar devam eden birbirine bağlı çeşitli hizmetlerden oluşan bir zincirdir.
Acil olayda en uygun koşullarda bile uzman yardımının gelmesi en az 5 dakika sürebilecektir. Bu süre boyunca hasta veya yaralının yalnız bırakılmaması, zorunluluk yoksa yerinde bırakılması, uygun pozisyon verilmesi, basit müdahaleler (kanamaya tampon yapılması, üzerinin örtülmesi gibi) uygulanması ve en önemlisi psikolojik destek verilmesi gerekmektedir.
Ambulans, haber alır almaz, olay yerine en seri bir şekilde ulaşıp, hasta ve yaralının, olay yerinden alınarak, en yakın tedavi merkezine güvenli bir şekilde sevkini sağlayan, uygun donanım ve ekipmanlı taşıma aracıdır. Ambulans hizmeti, hem teknik açıdan, hem de tıbbi ve hasta bakım malzemesi olarak her an kontrolü gerektiren, varlığı, yokluk anında duyulan değil, her an olması gerektiği için bulundurulan bir hizmettir. Ambulans kullanımı ayrı bir beceri ister.
Bütün bu hizmetler, acil olayın olduğu yerde ilk tedavi ve bakım, taşıyıcı ve hastane ile haberleşme, hastanenin acil bölümüne taşıma, hastanenin acil bakımında ilk acil girişim ve acil tedaviden sonraki hastane tedavisi bakımı olarak devreler gösterir. Bu devrelerde acil bakım ekibine ait görevliler ile hasta ve yakınları arasında birçok etik sorun ortaya çıkmaktadır ve hasta, hasta yakını ve hekim ve diğer görevliler arasındaki ilişkiler zedelenmektedir. Böylece etik ilkeler de çiğnenmekte ve sonunda bundan hasta zarar görmektedir. Ayrıca hasta haklarına da uyulmayarak hekim ve acil bakım görevlilerinin tıbbi sorumluluğu ortaya çıkmaktadır. Acil tedavi ve bakımda kurtarılacak kişi için en önemli durum, zamanın iyi değerlendirilmesidir. Çünkü acil tedavi ve bakım, ilk anda uygulanabilecek tedavi ve bakım olup, derhal uygulanmazsa, kişinin yaşamı ya da yaşamsal fonksiyonlarından biri tehlikeye girer. Türkiye’de ambulans ve şoför azlığı da acil hastanın ortada kalmasına neden olur.
Acil bakım ve tedavide en önem verilecek nokta, hastaya ulaşmada çabuk harekettir. Eğer zamanın en önemli faktör olduğuna inanılmaz ve çabuk hareket edilmezse, hastayı kurtarmada geç kalınabilir ve en önemli etik ilke olan zarar vermeme ilkesi çiğnenir. Burada acil ekibi olay yerine gelene kadar bir felaket ya da kazadan kişiyi ilk kurtaran, o sırada onun yanında bulunan ve ilk müdahale eden kişidir. Bu kurtarıcı, halktan herhangi bir kişi ya da kişilerdir. "İlk müdahale eden" terimini biraz daha açıklamak gerekir. Bu, kaza veya hastalık mahallinde olan kişidir. Bunlar, itfaiyeci, polis, güvenlik görevlisi, işyeri veya okul hemşiresi, antrenör, cankurtaran, grup lideri veya benzeri kişiler olabilir. Bu kişilerin ilkyardım veya ilk müdahale eğitimi olabilir veya olmayabilir. İdeal olarak bu kişilerin ulaştırma bölümü tarafından geliştirilmiş olan ilk müdahale düzeyine kadar eğitilmiş olmaları gerekir. Halka ilkyardım eğitimi verilmesi konusunda en yaygın ve kapsamlı uygulama, sürücü kurslarıdır. Yine fabrikalarda işçilere ilk ve acil yardım kursları verilmektedir. Ayrıca, örneğin bazı dernekler de kurslar düzenlerler. İstanbul’daki AKUT Derneği buna örnektir. Ancak araştırmalar (bir yıllık ehliyetli kişilere uygulanan anketler) kişilerin aldıkları ilk yardım bilgilerinin %70’ini hatırlamadıklarını göstermektedir.