Kumlu Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KUM-DER)’nin Cumartesi (30.04.2005) günü yapılan “Birinci Kültür Şenliği Toplantısı”nda derneğin kuruluşunun birinci yılı olmasına karşın, yoğun bir katılımın olması demokrasi adına sevinilecek bir durum.
Toplantının açılışında yaptığım konuşmayı okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Değerli misafirler, sayın milletvekilleri, sayın başkanlar, sevgili gençler, sevgili sanatçılar ve değerli bay ve bayan hemşehrilerim,
Hepimiz Kumlu Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’mizin Birinci Kültür Şenliği’ne hoş geldiniz.
Derneğimizin birinci yılında gösterdiğiniz bu iltifata ve desteğe teşekkür ediyorum.
Derneğimizin kuruluşuna yardımcı olan tüm üyelerimize teşekkür ediyorum.
Dernekler ihtiyaçtan kaynaklanıyorsa destek görürler. Demokrasilerde bu durum daha da önemlidir. Denilebilir ki sivil örgütlenme yoksa demokrasi de yoktur.
Demokrasi ilkeler ve kurumlar sistemidir. Bu sistemin de alt yapısı ve temel dinamiği, kaynağı dernekler, vakıflar ve sendikalardır. Sivil örgütler, sosyal yönden gelişmemiş yapılanmaları geliştirir, değiştirir, dönüştürür ve uygarlık yolunda temel dinamik olur.
Ülkemizde demokrasi gelişme sürecini yaşıyor. Sivil örgütlenmeler ve örgütlerin dayanışma ve yardımlaşmaları, demokrasinin çağdaş ihtiyaçlara göre gelişmesini sağlamakta tek ve vazgeçilmez yöntemdir.
Her konuda örgütlenme gerekir.
Mesleki örgütlenme, ekonomik örgütlenme, sanatsal örgütlenme, bilimsel örgütlenme, siyasal örgütlenme.
Demokrasinin orijinali bu süreçleri yaşamaktan geçiyor.
Bilimi geliştirmek istiyorsak akıllarımızı birleştirmeliyiz. Sanatı geliştirmek istiyorsak yeteneklerimizi birleştirmeliyiz. Dini geliştirmek istiyorsak inançlarımızı birleştirmeliyiz.
Ve yeni bir uygarlık istiyorsak bilimde, dinde ve sanatta sürekli gelişerek, değişmek ihtiyacı duymalıyız.
Köy kökenli insanlarımızın kentlere göçtükten sonra kendilerini yetiştirerek sivil örgütlenmeleri geliştirmeleri daha da önem kazanıyor.
Kumlu Köyleri Derneği bu konuda önemli bir örnektir. Kumlu Köyleri son 30 yılda her meslekten onlarca insanı yetiştirmiştir. Onlarca ilköğretim okulunu eğitecek öğretmen, bir kente yetecek kadar teknokrat, birkaç ilçeye yetecek kadar hukukçu, onlarca hastaneye yetecek kadar doktor, bir fakülteye yetecek kadar öğretim üyesi, onlarca camiye yetecek kadar insan ve ülkenin her yöresinde iz bırakan müftüler yetiştirmiştir.
Benim de eğitimime başladığım ve şeref duyduğum, Kumlu Köyleri İlkokulu öğretmenlerinden Ali Kemal Erdem ve Süleyman Kıroğlu’nu huzurlarınızda rahmetle anıyorum.
Bu vesile ile köyümüzdeki tüm ölülerimize rahmet diliyorum.
Kumlu Köylerinin tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğuna inandığım dernek kuruluşunun, dayanışma ve yardımlaşmalarımızın bir ihtiyaç olduğunu göstermesi açısından bir sembol olmasını umuyor ve bekliyorum.
Köylerimizin, köyden şehre göçler sonucunda körelen sosyal hayatının, gelişerek köye dönen hemşehrilerimizin yeni birlikteliğiyle kent-köy oluşturmaktaki azim ve gayretlerini adım adım görüyorum.
Dayanışma ve yardımlaşmanın vereceği güçle köylerimizin ülkemiz için örnek haline geleceğine inanıyorum.
Bu inançla,
Öncelikle köylerimizin insan yapısını keşfederek, tespit ederek ve yeteneklerimizi birleştirerek dayanışma ruhunu somut hale getirmeliyiz.
Her yıl yeni bir projeyi geliştirerek köylerimizi planlı olarak güzelleştirmeliyiz. Hemşehrilerimizden her biri kendi evini ve çevresini imar etmekle köyün bir süre sonra kentleşebileceğini düşünmelidir.
Köylerimizin altyapısını sağlıklı biçimde gerçekleştirmek için birbirimizi uyarmalı ve yardımlaşmalıyız.
Eğitim ve sağlık konularında ihtiyaç sahiplerine yol göstermeli ve bu kişileri desteklemeliyiz.
Gençlerimizin ve çocuklarımızın yeteneklerine göre yönlendirilmesine rehber olmalıyız.
Köylerimizin, okul, cami, kütüphane, park yeri, çocuk parkı, misafirhane gibi sosyal tesislerinin gerçekleşmesine çalışmalıyız.
Yıllık tanıtım ve eğitim toplantıları düzenleyerek sosyal aktivitelerimizi arttırmalıyız.
Basın yayın araçlarından yararlanarak, köylerimizin ihtiyaçlarını tanıtıp destek bulmalıyız.
Diğer gelişmiş köylerin dernekleriyle ortak çalışmalar yaparak birbirimizden yararlanmalıyız.
Bilimle uğraşan insanlarımızın bilgilerinden programlı bir tarzda yararlanmalıyız.
Devletten köye yapılan yardımları teşvik etmeliyiz.
Köyün doğal kaynaklarını, köyün gelişmesi için bilimsel projelerde kullanabilmeliyiz.
Çalışmalarımızı ve imkanlarımızı ihtiyaca göre yönlendirebilmeliyiz.
Bireysel yardımlarımızın yanında, çevremizin de köylere destek olmasını bir görev olarak benimsemeliyiz.
Ve görev taksimi yaparak, her birimizin az çok katkısını birleştirip kent-köy medeniyetine uygun bir süreci başlatmalıyız.
Bu düşünce ve duygularla hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.