Şimdiye kadar yazdığımız çeşitli makalelerde adaletten bahsettik. Akademik Akıl Sitesinin bu ayki konusu, “Adaletin Üstünlüğü” şeklindedir. Dolayısı il önemine binaen yine adaletin üstünlüğünden bahsedeceğiz. İnsanlık tarihi boyunca her yerde ve her zaman âlimler, bilim insanları, felsefeciler ve akil insanlar, yaşadıkları yerlerde toplumsal uzlaşı ve barışın sağlanması için toplumsal adaletin gerekliliğini ve üstünlüğünü kabul etmişlerdir. Allah tarafından gönderilen tüm peygamberler ve tebliğ ettikleri kutsal metinler, adaletin üstünlüğünü kabul etmişlerdir. Peygamberlerin gönderilişi, kutsal metinlerin indirilişi, adaletin uygulanması içindir. Onların ana hedefi, adaletin toplumda sağlanmasıdır. İslâm dininin ana temeli olan Kur’ân-ı Kerim’in en çok üzerinde durduğu ve ana hedef olarak seçiği şey, hiç şüphesiz adaletin üstünlüğüdür. Adaletin üstünlüğü, tüm inançlarda ön planda tutulmaktadır. Çünkü adaletin yerine getirilmediği bir toplumda İslâm, iman, güven, ahlak ve insanlık, asla oturmaz. Çünkü mağdur edildiğini, itildiğini, haksızlığa uğradığını hisseden insanın psikolojisi bozulmakta ve kendisine haksızlık yaptığını kabul ettiği kişi veya kişilere düşman gözü ile bakmaya başlamaktadır. HİÇ ŞÜPHESİZ ADALETSİZLİK, TÜM TERÖR EYLEMLERİNİN ANA KAYNAĞIDIR. Ona göre ADALETİN ÜSTÜNLÜĞÜNE UYMAYARAK BULUNDUKLARI MAKAMLARDA İNSANLAR ARASINDA ADALETSİZ DAVRANANLAR, EN BÜYÜK TERÖRİSTLERDİR. Çünkü onlardan kaynaklanan adaletsizlik, insanları suça itmekte ve onları suç işlemeye zorlamaktadır.
Ona göre her zaman ve her yerde insanlar arasında hiçbir şekilde ayırım yapmadan her konuda adaletin üstünlüğüne riayet edilsin ki, toplumsal uzlaşı ve barış sağlansın. Ancak o zaman insanlar birbirlerine güvenir, aile ocakları şenlenir, bireylerin kalbinde mutluluk filizleri yeşerir, her yer cennete döner. İslâm âleminde arzu edilen bu mutluluk, bu güven, bu toplumsal uzlaşı ve barış yoksa, İslâm âleminde adaletin üstünlüğü yok demektir. Ona göre de İslâm âleminde egemenliği ellerinde tutanlar, insanlar arasında adaleti sağlamıyorlar demektir. “Bu bizdendir, bu bizden değildir” anlayışı ile hareket edenlerin, bırakın İslâm’dan, insanlıktan bahsetmeye hakları yoktur. Kendi malımıza, canımıza, neslimize/namusumuza, dinimize, dilimize, kültürümüze, fikir ve düşüncemize, kısacası maddi ve manevi değerlerimize tanıdığımız hak, hukuk ve adaleti tüm insanlara eşit bir şekilde kabul etmediğimiz zaman, imansızlığımızı ve İslâmsızlığımızı ortaya koymuş oluyoruz. İlahi adalet gereği, bütün bu konularda kendimiz için neyi istiyorsak, tüm insanlar için aynı şeyleri isteyip kabul etmemiz gerekir. Adaletin üstünlüğü, ancak bu şekilde sağlana bilir.
Adaletin üstünlüğünün yaşandığı bir dünya umudu ile herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.