Bilindiği üzere, aforizma, özdeyiş, vecize, özlü söz, aforizm: düşünceleri kısa ve öz bir biçimde anlatan sözlerdir. Kimi zaman maksim, motto, kelam-ı kibar, mücevher söz ve ülger olarak da anılırlar. Özdeyişler, söyleyenleri genellikle bellidir. Anonim nitelik kazanmış sözler de vardır. Bir cümlenin özdeyiş sayılması için anlamı yoğun ve fikrin özünü ifade eder nitelikte olması gerekir. Sözün dikkate değer konuları öne çıkarması ve farklı bakış açısı yansıtması önemli bir özelliktir. Bir başka ifade ile aforizma, benim de yazmaktan büyük haz duyduğum rubai formundaki manzum düşüncenin, düz yazı olarak ifadesidir. Daha önce, yine bu köşemde yayımlanan (https://www.medimagazin.com.tr/authors/ismail-hakki-aydIn/tr-aforizmalarIm-72-87-4114.html) ve “AFORİZMALAR” isimli kitabımızda (Girdap Yayınevi, İstanbul, 2018) bir araya topladığımız aforizmalar, zaman zaman makale ve kitaplarımda yer alan, konferans ve televizyon programlarında, gerek kendimce seçilen ve kullanılan gerekse de öğrencilerim, okuyucularım, dostlarım ve arkadaşlarım tarafından seçilen ifadelerden müteşekkildi.
Adı geçen kitabımın yayımlanmasından sonraki dönemde, yine medyadaki fikrî aktivitelerimden ve konferanslarımdan, özellikle Girdap Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Muttalip Asılı ve Editörüm Vedat Topçu beylerin seçtikleri yeni aforizmalarımı burada kaarilerimle paylaşmıştım(https://www.medimagazin.com.tr/authors/ismail-hakki-aydIn/tr-aforizma-dedikleri-2-72-87-4162.html ).
Şimdi de, yine sevgili kaarilerim, arkadaşlarım, konferans ve medya takipçilerim ve bilim camiasınca seçilen yeni ve daha önce bu köşede yayınlanmamış ilmi, felsefi, mizahi, edebi, sosyal ve kültürel müktesebatınız ve muhayyileniz çerçevesinde, beyin fırtınası yapmanız için bu çok yeni, taze ve güncel aforizmalarım ile baş başa bırakıyorum.
*Üniversitelerini(!) pazarlayan tezgahtar kılıklı doçent(!) ve profesörler(!), ünvanlarını işportacıdan mı satın almışlar!
*Sıkı sıkı tembih etmiş olmama rağmen,
Bircis’i, dün gece yine Hicran’a gizli gizli
rubâi yazarken yakaladım!
*Din düşmanları, münâfıklar, müteşeyyihler, satılmışlar, salaklar, mürâiler, menfaatperestler, yalakalar, dalkavuklar, madrabazlar, geri zekalılar, sahte Atatürkçüler, sahte laikler, sahte enteller ve sahte "ADAM" ve "KAHRAMAN" lar olduğu müddetçe, bu Dinin de, bu Vatanın da "HAİN"i bitmez, bu milletin burnu da çamurdan(!) çıkmaz!
*Her biri bin yıllık bin ömrüm olsa, binini de uğruna feda edececeğim bir meslektir NÖROŞİRURJİ!
*Her Lisede, Psikoloji, Mantık, Ahlak, Estetik ve Metafizik Muhtevalı, Mükemmel bir Felsefe Eğitimi Verilmediği Müddetçe, İstikbal ve İstiklal Teminat Altına Alınamaz!
*İlkokulu bitiren her çocuğa, “Profesörlük Diploması” da verelim! Ne aileleri yoralım! Ne de, zaman kaybedelim!
*Tıp Kötü Yola Düştü!
Teknolojinin Metresi Oldu!
*Çok yakın bir gelecekte, beynimize yerleştirilen bir elektrot sayesinde, bilgisayarlarla ve diğer beyinlerle iletişime geçmemiz mümkün olacak!
Ben bugünden bu sistemin adını koyuyorum.
WBW (WORLD BRAIN WEB)
Artık wbw’in İsim Babasıyım. 10.07.2019
*KUR’ÂNÎ ŞARTLAR (FARZLAR)
Yöneticiler İçin;
Adalet
Emanet
Ehliyet
Maslahat
Meşveret
Toplum İçin;
Tezekkür
Tedebbür
Teakkul
Tefakkuh
Tefekkür
*Hayattaki en Kıymetli Şeylerin, Bedava Sunulduğu bir Dünya…
*Bir kitap ile okuru arasındaki aşk, altı çizili satırlarda gizlidir!
*“Sıfır”, En Büyük Rakam…
Hem “Var” Eden, Hem “Yok” Eden!
*“Sıfır” ile “Bir” arasındaki mesafe, “1” ile en büyük rakam arasındaki mesafeden, çok daha büyüktür!
*Sabır, oturup beklemek değil, savaşarak direnmektir!
*Nasıl klonlamışlarsa, bu Leylâ’ların soyu bir türlü bitmek, tükenmek bilmiyor!
*Kendimi Allah’a en yakın hissettiğim ve huzur bulduğum yer, laboratuvarımdır!
Tabii ki, Kûy-i Dilârâ da, Laboratuarımdır!
*İnancım sayesinde, bilimin esiri oldum!
*Muayene; Kayıp San’at!
*Belâgatta Mahâret;
Konuşmadan Söz Söyleyebilme San’atıdır.
*Hicranla başlayıp, hicranla süren bir ömür, belli ki, yine hicranla bitecek!
*Hicran’a bir mektup yazdım.
“Hicran!” diye başladım,
“Hicran!” diye bitirdim.
*Hayatı uçurumun kenarına getiren de insan!
*Vicdanı Olmayan Allâme de Olsa, Câhildir ve Tehlikelidir!
*Şüphe ve Merak;
Aklın ve Zekânın Mahsülü ve Bilimin Kapısıdır.
*Doğdum doğalı, kendimi arıyorum! Sen de ara…
*En büyük zulüm, zulme sessiz kalmaktır!
*Modern Bilim ve Teknoloji, Bugünün İnsanının Kafasına, Yüz Numara Büyük Gelmektedir!
*Hastayı görmeden ve muayene etmeden, tetkiklerine göre teşhis ve tedavi planlayan hekim, etik olarak da, tıbben de, hukûken de hatalıdır.
*İslâmı anlamayanların, İslâmı anlatmasını beklemek!
İşte esas problem!
*Gündüzün geceyi örtmesinden ziyade,
keşke, hep gece gündüzü örtebilseydi!
*Hiç “Var” olmadım ki, “Yok” olmaktan söz edeyim!
*Bundan böyle; hastalarınızın muayene, tedavi ve ameliyatına karar vermeden önce, profesör de olsa, hekim ve cerrahınızın tecrübesinin “Cemâziyel Evveli”ni mutlaka araştırmak gerek!
*İslâm Âlemi ve Ulemâ(!) hep Kur’ân’nın Tilâveti Peşinde!
Kaçan tenvin veya nûn’u sâkin peşinde,
İdğâm peşinde,
Gunne peşinde,
İzhar peşinde,
İhvâ peşinde…
Hiç Kur’ân’ın Kıraâtı ve Tertîli Peşinde Değil!
*Bindörtyüz seneden beri, hâla “Namazın Kazasının Olmadığı”nı bile anlayamayan bu İslâmî Âlemi(!) mi, Kur’ânı anlayacakmış!
*Her hastanın tek bir “Tedavi Patronu” olmalı!
Sorumluluğunun birkaç hekimce paylaşılması,
hiç kimsenin sorumlu olmadığı anlamındadır.
*En tehlikeli câhil ve zâlim;
hak etmediği ünvanın ve makamın sahibi olan insandır!
*Her Anevrizmanın ve AVM’nin Gönlünde, İnfilak Etmek Yatar!
*Zenginlik; yoklukta varlığı, varlıkta yokluğu yaşayabilmektir!
*Bilim İnsanlığı; hiç bir ışığın olmadığı yerde, daha parlak ışıklar yaktırabilecek, bir ışık yakabilmektir!
*Şirkinize İnancımı Âlet Etmeyin!
*Toplum uyuduğunda, alimin uykusu gaflettir!
*Şeytan, insanın şerrinden Allah’a sığınıyor!
*Sadece kendin ol!
Kendi yüzünü kaybedersen,
başkasının yüzünde kendini bulursun!
*Hayat ne güzel!
Birisi kendi çirkinliğini gösterinceye kadar…
*Karanlıkta her şeyi daha net görüyorum.
Gece aydınlık olmasa!
*Küçük insanı anlamaya, büyük akıl gerekir!
*Ben. İnsan…
Günahlarımı kabul edebilirim!
Hatalarımı asla…
*İnsan!
Sen olmasan, ben kime kendimi ifade edebilirdim ki!
*Kader, mâzîde mahküm.
İnsan, âtîde hür!
*Şeytan yalnız değil bu Âlemde.
Nice insana melek kanadı takmış!
*Köpek, sadık dost, düşmandan kollar…
İt, sinsi düşman, ısırmak için fırsat kollar!
*Nefes fani, Nabzı fani, Hayat fani,
O zaman Âlem de fani…
Rakamlar baki, Matematik baki, Hakikat baki,
O zaman yalnız Hak baki…
*Yara iyileşse de, yeri hep acıyacaktır!
*Kurban, kendi değerini bilse, daha çok eziyet çekerdi!
*Fikirlerimi görücüye çıkarıyorum ki, evde kalmasınlar!
*Her Sabah, Bana Sırtını Döner ve Gider.
*Maharet, Günahtan Daha Uzun Yaşayabilmekte…
*Ebediyyet, bütün zerrelere ve anlara nakş olabilmektir!
*Mazeretin Filozofça Olması, Mazereti Haklı Kılmaz!
*Haykırışımın duyuramadığını, sessizliğim duyurur!
*Hâfızam sâkin ve huzurlu, sinirlerim çılgın ve bîçâre!
*Perde kapanınca, görünür gerçek oyun!
*ÖZÜR DİLİYORUM!
Ben sıradan insanların kitap okumadıklarından ve cehaletlerinden şikayet ediyordum!
Laf ebesi, Lafofesör, Parafesör, Medyafesör, Rektörfesör, Fasonfesör, Masonfesör, Alimfesör, Cahlifesör, Zalimfesör, Sahtefesör, Gettofesör, Fetofesör, Tarikfesör, Taslakfesör, Çalmafesör, Hasbelfesör, Telefesör, Kıssafesör, Gezenfesör, Yatanfesör, Kaçanfesör, Yandanfesör, Partifesör, Taşrafesör, Yoktanfesör, Salakfesör, Askerfesör, Diptenfesör, Baştanfesör, Re’senfesör, Dıştanfesör, Locafesör, Medyafesör, Sağcıfesör, Solcufesör, Yağcıfesör, Yaştanfesör, Eştenfesör, Yasafesör, Mebusfesör, Amcafesör, Babafesör, Dayıfesör, Ağafesör, Paşafesör, Özelfesör, Kölefesör, Kabafesör, Baltafesör, Yarmafesör, Sapafesör, Yamafesör, Finofesör, Kırofesör, Murofesör, Homofesör, Psödofesör, Zirtofesör, Hırtofesör, Hışırfesör, Zorlanfesör, Hükmenfesör, Zorbafesör, Sokmafesör ve Çakmafesörlerin de okur-yazar olmadıklarına şahit olunca, insanlardan(!) özür diliyorum!
*AZİZ MİLLETİM!
Gün, Mustafa Kemal’in “EY TÜRK GENÇLİĞİ” hitabesini yeniden okuyup, mucibince haraket etme günüdür!
Şimdi aklımızı başımıza toplayarak, Din, Dil, Irk, Mezhep, Parti ve her türlü tefrikayı bir tarafa bırakıp, Vatanımıza sahip çıkma günüdür! Yarın, vakit çok geçmiş olacak.
30 Mayıs 2019
*Bazı sözde yüksek öğretim kuruluşları, kalbur altında kalanları kandırmak, paralarını almak, avara kasnaklık yaptırmak ve sonunda da ellerine hiç bir işe yaramayan kağıt parçası tutuşturmak için vardır!
*Dünya Sıralamasında, ilk yüzde hiç bir Türk Üniversitesi yokmuş!
Kriterleri biz belirlersek, ilk yüzü hep bizim üniversiteler oluşturur!
*Yaptığın işi bir oyuna çevirirsen,
hem başarılı olursun, hem de hep tatil yapmış ve ömrünce hiç çalışmamış olursun.
Hem de hep çocuk kalırsın!
*Ne kadar çok dibe vurmaktan ve düşmekten ziyade, ne kadar hızlı kalkabildiğin önemlidir.
*Yurtdışında başarılı olmak,
deplasmanda gol atmaya benzer!
*Fırsat kollanılmaz, fırsat yaratılır!
*Bilimde en önemli endeks, “h indeksi” değil,
“kendinden çok daha iyi ve kendi pervanesi ile uçan kaç öğrenci yetiştirdin” endeksidir!
*Başarının Lügatı; Azim, İstikrar, İnat, Gayret ve Cesaret ile doludur.
Asla, “Mağdûriyet” ve “Mâzeret” kelimeleri yoktur!
*Matematik, Mantıktır.
Mantık, Matematiktir.
Hangisi hangisinin etkisinde, bilmiyoruz!
Matematik ile ilişkili olmayan her şey, laf-ı güzaftır!
*Bir gün, doçentlik, profesörlük ve rektörlüğün,
bu kadar kolay kazanılıp itibarsızlaştırılabileceğini düşünebilseydim, bu yola hiç girmezdim!
*Kur’an; en çok okunan(!), ama en az anlaşılan Kitap!
*Her havlayan it, atılan taşa değmez!
*Kendi ışığını yakamadan, başkasının ışığı ile yola çıkanlar, er ya da geç yolda kalır!
*Televizyonda Kur’ân-ı Kerim Tilavet Yarışması Yapılıyor. Keşke, Kraat ve Tertil Yarışmaları da Yapılsa!
*Her Provokasyonun Ardında, Vatan Hainliği ve Din Düşmanlığı Gizlidir!
*Okumaya Vakti Olmayanın, Söz Söylemeye Hakkı Yoktur!
*Kur’ân’ın Laboratuvarı, Beyindir!
*Ölüm; Fizik olarak, atom ve atomaltı parçacıkların bir başka forma girmesi,
Biyolojik olarak ise, DNA ve proteinlerin değişikliğe uğramasıdır.
*İlim bir dipsiz kuyu!
Battıkça batar insan!
*Ben, Âlemin derdi ile dertliyim!
En büyük derdim, Âlemin derdidir!
*İslâm Âlemi;
Kaçan tenvin veya nûn’u sâkin peşinde,
İdğâm peşinde,
Gunne peşinde,
İzhar peşinde,
İhvâ peşinde…
Kur’ân’ın peşinde değil!
*Ne yerini biliyorum, ne de yurdunu. Onun için buradan yazıyorum sana.
Ey Sevgili! Dön artık kollarıma…
Yüreğinde müebbed mahkûmiyet,
hürriyetlere bedel…
*Zerre Kadar Haysiyyet ve Şerefi Olmadan İbrahimliğe ve Mûsalığa Soyunan, Abdullah ibni Sebe Gibi, Müslüman Kisvesindeki Asrın Nemrut ve Firavunları Kol Geziyor!
*İslâm Âlemi(!), Kur’ân-ı Kerim ile Barışmadıkça,
Kâinat Huzur Bulamaz!
*Dinde değil, kafalarda reform gerek!
*Sadece İlahiyat Sahasında Okuduğum Eserlerin İsimlerini Dahi Hiç Duymamış Profesörlerin(!), İtirazlarını Anlıyor ve Kabulleniyorum da, Vatikan Kadar Bilime Yakın Olmayan Ulemânın(!), İslam Âlemini Papa’nın Fetvasına(!) Muhtaç Etmesini Kabullenemiyorum!
*Kur’ân-ı Kerîm’i Okumak;
Tilavet: Dil ile
Kıraat: Akıl ile
Tertil: Gönül ile
*Beyin, Tanrısal Bir Parçacık!
Hiç bir Fânî Bilim ve Teknolojinin Üretemeyeceği bir Kompitür!
*İlâhiyat Arkeolog ve Tarihçilerinin, İslâmı Tam Anlaması ve Anlatması Mümkün Değildir!
*Bin Yıldan Beri Menkıbelerle Uyutulan İslam Âlemi,
Kurân’ın Kâinata Rahmet Prensiplerini Kavrayamaz!
*Ya Rabb! Bu müslümanlara(!) Kur’an’ı anlamayı, yaşamayı ve “İnsan” olmayı lütf et!
*Aktarılmayan Bilgi, İnsanı Hasta(!) Eder.
*Yarım Asra Yakın Meslek Hayatımda, Hastalıklara da Şükür Etmemenin Nankörlük Olduğunu Öğrendim!
*Nöroşirurjikal Aforizma!
Glial tümörlerle yeterince baş edemememizin esas sebebi, hep hedeflerinde Glioblastom ve daha sonra da Gliosarkom olabilme hayali ile, kollektif gayret göstermeleridir!
*Bilim Yolunda Bilinmeyen, Meşalemizdir!
*Korkarım ki, O Gün En Zor İmtihan; Erbâb-ı Tarîkâtın ve Ashâb-ı Mesâcidin İmtihanı Olacaktır!
*Newton, Dünyanın “Elma”ya uyguladığı kütleçekiminden ziyade, çok daha önemli olan, meyvenin meydana gelmesindeki bilmeceyi çözmeye kafa yormuş olsaydı, bugün “Holistik Kainatta” “Kuamtum Seyahatleri” yapıyor olacaktık!
*Bilim Dünyasına Dinamo Olamayan Kuruluşlara, “ÜNİVERSİTE” Adı Verilmemelidir!
*Akıl, Merak, İlham, Erdem, Hassasiyet ve Tefekkür
Zeminli Felsefî bir Ortam, “Üniversite” Olmanın,
Olmazsa Olmazıdır!
*Ticarethaneler ve siyasallaşan kuruluşlar,
“Üniversite” olamaz!
*Felsefe Olmadan Bilim, Bilim Olmadan Teknoloji Olmaz!
*Yorgunluğum hayalinle dinlenir!
*Öğrenmek çok güzel. Muhteşem!
Öğretmek ise bambaşka. En büyük haz!
*Âleme bir Işık Yakmak için, Yeraltı Dünyası ile İrtibatı Sürdürmek Gerek!
*Bir Milletin Namusu ,Kamusunda Gizlidir!
*Doğru Fânî, Hakîkat Bâkîdir!
*Beyin; Hiç bir Fânî Bilim ve Teknolojinin Üretemeyeceği bir Kompitür!
*Her ahlaksızı ahlaklı görmek, doktorların görevi mi!
*Her hekim ve her cerrah, her hastası için gerekli
tetkik, teşhis, tıbbî veya cerrahî tedâvi kararı verirken,
hastasının yerine mutlaka kendisini koymalıdır!
*Kafamız o kadar çok karışmalı ki, beynimiz yeni bilgi üretmekten dinlenmeye fırsat bulamasın!
*Beyninizin nefes almasına hiç fırsat vermeyin ki, nefes alabilesiniz!
*Organizmaya uyum sağlamış kitleleri (patolojileri), semptom vermedikleri ve problem yaratmadıkları müddetçe, ameliyat etmeyiniz!
*İnanmayanın Matematiğine, Matematikçinin de İnanmadığına İnanmıyorum!
*Kâinatın Sırrı, Rakamlarda Gizli!
*“Tanrı Parçacığı Bozon” ve Alanına Müdâhale Edip Kontrol İmkânımız Olursa, Saf ve Sonsuz Enerji Elde Edeceğiz!
*Hayat tek bir kök hücreden başlayıp, türlere ayrılmıştır.
*Gayemiz Makam Değil! Vatan…
*Nature ve Science’ı takip ettikçe…
Kur’an, Güncel.
*Tek alan uzmanlığı dönemi bitti.
Bilimsel devrim ve sıçramalar için;
Şimdi birçok alanlarla bağlantısal uzmanlık devri…
*Âlem Âdem için değil, Âdem Âlem için olduğundan,
Evrensel Hukuk da, Âdemin Âleme karşı hakkını değil,
Âlemin Âdeme karşı olan hakkını korumalıdır!
*Bu Fânî Âlemde, Matematize Olmayan Hiçbir Şey, Yoktur!
*Üniversitelerin akreditasyonu rektörlere bırakılacakmış! Ya rektörleri ve onları akredite edenlerin akreditasyonunu…
*Mâzî, Âtîdir!
*Herkes Mizacınca Haraket Eder ve Haşr Olur!
*Dinine, mezhebine ve meşrebine bakmadan emaneti ehline vermediğiniz müddetçe, liyakatı sadakate tercih etmediğiniz sürece, sabahlara kadar namaz kılsanız da, her gün oruç tutsanız da, Mahşerde bunun hesabını veremezsiniz!
*“Beyin Ölümü, Hakîkî Ölümdür” diyen hekimlere, tek bir sorum var! “Beyin ölümü gerçekleşen hastanın yakınları organ bağışını kabul etmezlerse, ventilasyona devam eder misiniz? Yoksa sonlandırır mısınız?”
*Asrın Kur’ân-ı Kerim Tefsirini yapmak için, önce “Kur’an”caya, İslâmî İlimlere ve özellikle nüzül sebeplerine bihakkın vâkıf olmakla birlikte, mevcut tefsirleri hatm, hıfz ve hazm ederek, ve daha sonra bunları “unutup”, geride kalan ilmî müktesebat ile birlikte, her ayetle alakalı olabilecek modern bilim hakîkatlerini de, güncel olarak bilmek ve takip etmek şarttır.
(Tezekkür, Tedebbür, Teakkul, Tefakkuh ve Tefekkür)
*Dünyada hiç bir müslüman, Türklerden başka bir Bayraktar beklememektedir.
*Kur’an-ı Kerim, daha önceki bütün yorumları bir yana bırakarak, bugün nâzil olmuş gibi, modern bilimin ışığında yeniden tefsir ve takip edilmelidir. Aksi takdirde, Âleme fayda sağlamak mümkün değildir!
*Beynimizin Esas Görevi, Bilgi Depolamak Değil, Yeni Bilgi Üretmektir!
*Yıllardır, genel kabül ve klâsik bilgilerin aksine, derslerimde, konferanslarımda, beyanatlarımda, TV programlarımda söylüyör, makale ve kitaplarımda yazıyorum ki; “Tanrısal bir parçacık ve en büyük servet olan beynimizin, kapasitesi ve gücü sonsuz, kendisini tamir edebilir ve yenileyebilir, her şeyi kayıt altına alır ve muhafaza eder, unutmak yok hatırlayamamak var, Alzheimer tembellik hastalığıdır, tek bir nöron bile Kâinatı değiştirebilir, istenince her hayal gerçekleştirilebilir… Yeter ki kullanalım!” diye…
25 Mart 2019 tarihli Nature Medicine’de neşe edilen, “Adult hippocampal neurogenesis is abundant in neurologically healthy subjects and drops sharplyin patients with Alzheimer’s disease” isimli makale (https://www.nature.com/articles/s41591-019-0375-9), belki bir fikir verir!
*HER VAKİT, AKLIMIZI BAŞIMIZA TOPLAMA VAKTİDİR!
*Armageddona Zorlamak İçin…
*…Sonunda “Papa”, “Halife”yi Mecbur Kılar!
*Cenâze Namazlarında, Mâsum İnsanları bile,
Yalancılığa ve Sahtekârlığa Mecbur Bırakıyorlar!
*Asrın Firavunları…
Tecrübe ile Sabittir!
Hayattakilerin Dikkatine, Mazlumların Aziz Hatırasına…
*EL MUAZZEB DÂİMÂ…
*Başarımda, Düşmanlarımın da Hakkı Vardır!
*Mağlûbiyet, Bazen En Büyük Zaferdir!
*Bu Kadar İhânet, Siyâset ile Mümkündür!
*Savaşta Mağlûbiyet Ferdî, Gâlibiyet ve Zafer Millîdir!
*Yalnızlığım, Başarımdır!
*Îmân Varsa; Kurtuluş Var! Yoksa; Âlemin Duâsı Neye Yarar!
*Bu Aziz ve Asil Millet, Mustafa Kemal’in hep yanında olmuştur.
Bu Necib ve Cesur Millet, Gazi Mustafa Kemal’i hep hatırlayacaktır.
İman, İz’an ve İrfan sahibi bu Millet, Atatürk’ü yaptıkları ile, asla unutmamalıdır!
*Vatanperverinin, Hâininin, Dindarının, Lâyığının, Sağcısının ve Solcusunun her Hâlükârda, Arkasına Gizlendikleri ve Kalkan Gibi Kullandıkları Atatürk, bu Asil ve Necip Millet Tarafından, Yaptıkları ile Aslâ Unutulmayacaktır!
*İnancına, Irkına, Milliyetine, Cinsiyetine ve Cibilliyetine Bakmadan, Âleme Faydalı Olabilecek Her Ne Varsa, Faydalanmak Gerekir!
*Yıllardır İçimize Ekilen Yabanî Tohumlar, Ayrık Otu Gibi…
Bir Türlü Söküp Temizleyemiyoruz!
*Mükemmelin Reklâmı Olmaz!
Reklâm Varsa, Temkinli ve Hatta Uzak Durmak Gerek!
*Müslüman Olduğunu İddia Eden Milletler,
Allah’ın Sadece Âl-i İmrân Sûresi 103. Ayetteki Emrini
Yerine Getirmiş Olsalardı, Bugün Yaygara Koparmaz,
Kâinata Hâkim Olurlardı!
*Devrim Yobazı, Medeniyet Adına Dine, Din Yobazı, Din Adına Medeniyete Düşman!
*BİR yolunu bulup, BİR koltuğa oturan, kendini BİR “Adam” sanıyor!
*Günümüzdeki “Çağdaş Siyaset Anlayışı”, Toplumun Tamamen, “Akıl Tutulması ve İdrak Yolları Enfeksiyonu Salgını”na Maruz Kalmış Olması ile İzah Edilebilir!
————
*Hakîkî Îmân, “AKL’EL ÎMÂN”dır!
*İtibar görülmeyen yere, itibar ve itimat edilmez!
*İslâmî Tahsilim Süresince, Okuduğum Kitapların İsimlerini Dahi Duymamış, Bazı İlâhiyat Profesörlerinin, Benimle Tartışma Cesareti Göstermeleri, Tebriğe Şâyan!
*Hayatta “dişe dokunur” hiç bir başarısı olmayanların, Üniversitelerde(!) “Başarı” konulu konferans verdiği bir Ülke!
*Âlim Câhil, Aydın Hâin, Âmir Zâlim, Adâlet Sefil, Siyâset Rezil, Millet Gâfil Olursa; Vicdan ve Şeytan Emekliye Ayrılır!
*Kur’an’ı Okumaya Gösterilen Gayret ve Hassasiyetin Zerresi, O’nu Anlamaya ve Emirlerinin İcraatına da Gösterilmiş Olsaydı, Kâinat Huzur ve Refah İçerisinde Olurdu!
*Dünyanın Müslüman Olmasına En Büyük Engel,
Bugünün Müslümanlarıdır(!)
*Yokluğunuzda size ihtiyaç hissedilmiyorsa, varlığınız bu Âleme yüktür!
*En Büyük Dert, Dertsiz Olmaktır!
Derdin yoksa, Çok Büyük Derdin Var Demektir!
*En Büyük Dert, Dertsiz Olmaktır!
*Beyin, aksonu omurilik, kranial sinirleri dentritler olan,
mikrokozmik kollektif bir nörondur!
*Beyin, Her Biri Farklı Bir Beyin Gibi Çalışan Yüz Milyar Kutsal Nöronun, Kollektif Yapılanmasıdır.
*Bu Milletin genetiği ile oynanmış!
Asırlar boyu Dünyaya hükmeden bu Millet, nasıl bu kadar suskun kalabiliyor.
*Âlimi Câhil, Aydını Hâin Olan bir Toplum!
*Bin Yıldan Beri Müslümanların(!) En Büyük Yanılgısı,
Kur’ân-ı Kerim’in Bu Âlemin Kitabı Olduğunu Bilmemeleridir!
*O Gün, Âdem’in Günahsız Olduğu Gibi,
Bugün de Bu Âlemde, Âdemler Günahsız!
Asrın Matematiği:
Huzûrun Huzûrum, Huzûrum Âlemin Huzûrudur!
*Makyaj, Kadının Erkeğe Attığı en Büyük Kazıktır!
*Beynin Varsa, Unutmaz. İstersen Hatırlarsın!
*Modern Tıbbı Hastahaneye mi Yatırsak!
*Altın, Sarı Sabır!
*Emperyal makamlara, ancak emperyal emir ile tâyin mümkündür!
*“Geri Zekâlı!” Tâbiri, İsraf Edilmemeli!
Zîrâ, Bazıları için “İltifat”tır.
*“Geri Zekâlı!” Tâbiri,
Hak Etmeyen için Kullanılmamalı!
Zîrâ, Bazılarına “İltifat”tır.
*Kaç Kaliteli, Kalite Kurullarının Kalitesini Kalitelendirecek Kalitede?
*Kalite Kurulları…
Cesaretleri varsa, öncelikle kendi kalitelerini gözden geçirsin!
*Bu Holistik Kâinatta, hiç bir “Şey”, Başlatıldığı Yerde Değil, hiç bir “Var” da, Var Değil!
*İstikbâle hükmetmek için en iyi yol, onu şekillendirmektir!
*Vermesi Gerekenlerin Veremediği Fetvaları İşte Ben Veriyorum!
Hak etmediği halde, torpil yapmak da, yaptırmak da haramdır.
Rüşvet almak da, vermek de haramdır.
Hak, Liyakat ve ehliyet olmadan atamak da, atanmak da haramdır.
Haksızlık yapmak da, yaptırmak da, görmezden gelmek de haramdır.
Hak yemek de yedirmek de haramdır.
Haksızlıkla kazanılan her şey, kânûnî de olsa haramdır.
Kamu malının zerresi dahi, şahıslara haramdır.
Haksızlığa karşı üstüne düşeni yapmamak haramdır.
Haram olduğunu bile bile, kılf aramak (Hîle-i Şer’iyye) haramdır.
Velhasıl, haram olan her şey, HARAMDIR!
*Her Filozof Matematikçi Değildir.
Fakat, En Büyük Filozoflar da Matematikçilerden Çıkar!
*Topluma, genetiklerine uymayan kültür alışkanlıklarının enjekte edilmesi, milletleri çökertme projesidir!
*Beyinleri köleleştirmeden, hiç bir milleti çökertmek mümkün değildir!
*İstikbâli Bilim İnsanları Şekillendirir!
*Suskunluğum, Çığlığımdır!
*HAYAL…
Hayal edebiliyorsak, başarabiliriz.
Hayal edebildiğimiz müddetçe, beynimizin gücü sonsuzdur.
Hayal, beynin kabiliyetini gösterir.
Hayal gücü sonsuz olanın, beyin gücü de sonsuzdur.
Beynimizin gücü, hayallerimizle sınırlıdır.
*Münevver mi Dediniz?
Elsine-i Sitteden Vazgeçtik, Elsine-i Selâse Arar Olduk!
*Düşünce; Düşünülemeyeni Düşündürttürecek Düşüncedir.
*Kendi Beynine Güvenen, Başkasının Beyninden Korkmaz!
*Her kim olursa olsun, lâyıkına muhabbet, müstahâkına nefret gerektir!
*Tahsil; Beyinlere, ilmî hüviyeti, fikir üretme kabiliyetini ve hürriyetini kazandırır.
Eğitim ise; Canlılara, bu hasletlerin, şartlara göre hudutlarını öğretir!
*Bu Âlem; Mütefekkir Gavurlar(!) ile Müteekkil ve Mütevekkil Müslümanların(!) Âlemi…
*Akıl; En Büyük Nimet, Sağlık; En Büyük Servet!
*Ömür; Holistik ve Sanal Hayattan, Hakîkî ve Ebedî Diyâra bir Yolculuk!
*Cehaletin de Tahsili ve de Profesörlüğü Varmış…
*Allah’ın Rızası, Tesbih Tanelerinden Ziyade, Laboratuarlarda Gizlidir!
*Evet… Anladım ki; Beyin, Tanrısal Bir Parçacıktır!
*Mütefekkir Gavurlar(!) Yapay Zekâ Peşinde,
Mütevekkil Müslümanlar(!) da Yatay Zekâ…
*Yapay Zeka, tıpkı insan beynindeki nöronlar arası iletişim ağına benzer bir alt yapıyla kendi deneyimlerinin analiz ederek, Nöral Ağ Algoritması tabanında, taktik ve strateji geliştirilebilir!
*Hikayelerle Bilim ve Teknoloji!
Kainata Meydan Okuyan Yeni Bilim Dalı!
*Nefret ve düşman kazanmak uğruna, bunca gayret…
*Anatomi Laboratuarları, tükenen nefeslerin hayata nefes olduğu yerlerdir!
–
*Benim yorgunluğum çalışmaktan değil, dinlemekten…
O kadar çok boş konuşan var ki bu Alemde…
*Herkes için Ahmedî bir cevap;
“Men lem yerham, lâ yurham!”
*Doktora giderken sevgimizi, şefkatimizi, edebimizi ve samimiyetimizi de yanımıza almalıyız!
Çünkü her hekim, bu hasletlerle mücehhezdir.
Şifaya, tenakuz iştirak etmesin!
*Aşk, Gönlün İşgâline Kayıtsız Şartsız Teslim Olmaktır!
*Doğu ve Batı Arasındaki en Sağlam Köprü, Bilim ile Kurulur!
*Merhametini ve sevgisini kazanamadığın hekimin ilacından, cerrahın bıçağından şifa bulamazsın!
*Hürmet etmediğin hekimden derman,
Güven duymadığın cerrahtan aman,
Sevgisiz yazılan ilaçtan şifa,
Merhametsizden vefa bekleme!
*Bu insanlara, İslam’ın “Ahiret Dini”olmaktan ziyade, bu “Dünya’nın Dini” ve Allah’ın emrinin “İslam Devleti” değil, “İnsan Devleti” olduğunu söyleyecek bir ilâhiyatçı yok mu!
*İslâm, Dünyaya hâkim olacak!
Lâkin, şu Müslümanlar(!) Bırakmıyor ki…
*İslam’a en büyük ihaneti ve düşmanlığı, hayata ve insanlığa hiç bir katkısı olmayan, yine “İslam” kisvesi altındaki milletler yapmıştır!
*Müslümanların en büyük düşmanı, yine “Müslüman”lardır!
*İlimi, bilimi ve san’atı ücret karşılığı öğrenen ve öğreten, kazandığından hayır görmez!
*Bıktım Senden…
Kapıyı kapatıyorum, pencereden giriyorsun!
Pencereyi kapatıyorum, bacadan giriyorsun!
Bacayı kapatıyorum, duvarı delip giriyorsun!
Nedir senden çektiğim!
Yakamı bırak!
*Gerek mâziye ve gerekse istikbâle seyahat etmenin
en kolay ve en ucuz yolu, kitap okumaktır!
*Her taraf takdir belgeleri ile dolu!
Ama, Üniversite Giriş İmtihanlarında Nal Toplamaya Devam! Her nedense, Devlet Üniversitesini Kazanamayanlar, Başka Yerlerde “Yüksek Onur(!) Öğrencisi!
*Her kim olursa olsun, lâyıkına muhabbet, müstahâkına nefret gerektir!
*“Genetiği Değiştirilmiş İslam (GDİ)!” ile Müslümanların(!) Ayağa Kalkması Mümkün Değildir!
*Check-up, Fast-food, Şekerleme, Margarin ve Bitkisel Yağlar, Doymak Bilmeyen Kapitalizmin, Modern Tıp Eliyle Insanlığa Attığı en Büyük Kazıktır!
*Cerrahlar hem ameliyat yaparak hayat kurtarabilmeli,
hem de ameliyat yapmayarak…
*İyi Hekim; hangi tetkiki yapacağını değil, hangi tetkiki yapmayacağını, hangi ilacı vereceğini değil, hangi ilacı vermeyeceğini bilen Hekimdir!
İyi Cerrah; hangi ameliyatı yapacağını değil, hangi ameliyatı yapmayacağını bilen Cerrahtır!
*Âdem, Âlem İçindir.
Âlem, Âdem İçin Değil!
*Câhil toplum, âlimin sahtesini üretir.
Sahte âlim de, toplumun câhilini!
Çare; Cehaleti farkında olmak…
*Başarı için, bir düşmana sahip olmak gerek!
Zira başarının anahtarı, düşmandadır!
*Ellerinden tuttuklarımın ve beslediklerimin,
bir köpeğin sadâkatine mâlik olmamaları,
bu Dünyânın değişmez hakîkatı!
*Beyin, bulunduğu çevre gibi davranır!
*Bir çok hastalık, meşguliyet içindir.
Şükretmek gerek!
*Beyin, Tanrısal Bir Parçacık!
*İnanmak, düşünerek anlamaktır!
*Herkes kendi beyninin mühendisidir!
*Hangi mezarlıkta değil, hangi mezarda yattığın önemli!
*Yokluğun hissedilmiyorsa, varlığın Âlemin sırtında yüktür!
*Sınır Tanımayan Bilim Dünyasını Uyarıyorum!
Üreme Hücrelerinin Genlerine Dokunmayın!
Aksi Takdirde, İnsan Neslinin DNA’sını ve Üreme Gen Havuzunu Değiştirir ve İlelebed Sürecek Çok Tehlikeli Hastalıkların Ortaya Çıkmasına Sebeb Olursunuz!
Yeni Bir Irkın Ayak Sesleri olan, “Tasarım Bebekler” Fecaâtı da Cabası.
Dikkat… Milyon Kere Dikkat!
*İslâmî İlimler ve İlâhiyât Fakülteleri,
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulu,
en azından SCIENCE ve NATURE isimli Uluslararası Bilimsel Periyodikleri kesinlikle takip etmelidirler.
*Değerli, ancak bu kadar değersizleştirilebilir!
Değersiz de, ancak bu kadar değerlileştirilebilir!
*Ben senden nasıl nefret edeceğim şimdi!
*O kadar yalnızım ki bu Âlemde,
sığındığım yalnızlığım bile yapayalnız…
*İlham, başarmak için gayret edip ter dökenlere,
Allah’ın küçük bir ikramıdır.
*Üniversitelere çok yazık oluyor.
Üniversite kaldı mı ki…
Benim de dert ettiğim şeye bak!
*“Doğru”nun ömrü, “Daha Doğru”nun doğumuna kadardır!
*Şüphe, bilim, teknoloji ve hakikatın meş’alesidir!
*Beyin, dinlenmekten ve boş durmaktan nefret eder!
*Kâinat, çok Akıllı bir Kozmik Âlem olup, bir Kuantum Bilgisayar gibi her şeyi görüyür, işitiyor ve saniyede “on üzeri yüz işlem” hızında değerlendirerek kaydediyor!
Bu gücün arkasında da, uçsuz-bucaksız, nâmütenâhî Şuurlu ve Akıllı bir Zihin, bir BEYİN vardır!
*Gavur dedikleriniz, insan derisinden kök hücre, embriyo ve yapay spermden canlı üretirken, siz hala Meryem’e “Çift cinsiyet” yakıştırması peşindesiniz!
Oysa ki onlar “MÜTEFEKKİR”, siz ise, “MÜTEVEKKİL”!
Allah her şeye kâdir, bilmez misiniz!
Biraz “TEAKKÜL” lütfen…
*Her gerçek doğrudur da, her doğru gerçek değil!
*Bilim doğruları ararken, İlim hakikat peşinde…
*MUVAFFAKİYET İÇİN;
1.Cesâret
2.Hikmet
3.Basîret
4.Ferâset
5.Gayret
6.Hayret
7.Hasret
8.Nusret
9.Meşveret
10.Dirâyet
11.Hamiyyet
12.Fazîlet
13.Hazâket
14.Merhamet
15.Adâlet gerek!
*Benim yorgunluğum çalışmaktan değil,
dinlemekten…
O kadar çok boş konuşan var ki bu Alemde…
*Hiç bir düşünce, Felsefe Laboratuarından geçmeden, matematize olmadan, bilim haline gelemez!
*Okudukça ve öğrendikçe, okumaya ve öğrenmeye susuzluk ve açlık daha da artar!
*Merak olmazsa, ne felsefe olur, ne ilim, ne de bilim…
*DUA…
Ya Rabb!
Bize akletmeyi lütfettin. Bizi, Tezekkür, Tedebbür, Teakkul, Tefakkuh ve Tefekkür ile TEABBÜD etmeye de yönlendir! Bizi bize bırakma!
*Ölüm cezasının olmadığı yerde, hayatın varlığı da tartışmalıdır!
*Dinine, mezhebine ve meşrebine bakmadan emaneti ehline vermediğiniz müddetçe, liyakatı sadakate tercih etmediğiniz sürece, sabahlara kadar namaz kılsanız da,
her gün oruç tutsanız da, Mahşerde bunun hesabını veremezsiniz!
Bayramınızı tebrikle, rubaimizi paylaşalım!
BİRCÎS’İ SEVİNDİR
— — • / • — — • / • — — • / • — —
(Mef’ûlü, Mefâîlü, Mefâîlü, Feûlün)
Ey Sevgili, kalbim seni özler senelerdir.
Bekletme, yeter, gel ne olur, vuslata erdir.
Yıllarca gönül hânesi sevdâsına meftûn,
Gir sîneme üryân, hadi Bircîs’i sevindir!