Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan yeni Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)’nde diş tedavi hizmetlerinde özel muayenehanelere sevk ile hizmet alımı yeniden gündemimize yerleşti. Aslında yapılan, yeni bir uygulamadan çok, var olan 25 Mart 2010 tarihli SUT’ye bir düzenleme getirilmesidir. Konu, yurdumuzdaki diş tedavi hizmetlerinin hız kazanması açısından gerekli bir uygulama gibi görünmekle birlikte, sağlık hizmetinin yeterliliği ile ilgili sorunları da taşımaktadır.
Sosyal güvenlik kurumlarının birleşmesi; toplumsal bir gereklilik olarak ortaya çıkmış ve gerçekleştirilmiştir. Ancak özellikle sağlık hizmetinin yaygınlaştırılması hedeflenmiş olmasına rağmen öncesinde gerekli olan altyapı çalışmaları yapılmamıştır. Konu sağlık hizmeti olunca, nicelikten çok niteliğin önem taşıdığı hepimizce bilinmektedir. Sağlık hizmetinin hedefi insandır ve gerekli zaman ayrılabilmeli; girişim yeterli ve tedavi edici olmalıdır. Ancak, özellikle üniversiteler, bir ölçüde de büyük hastaneler ani bir hasta yükü ile karşılaşmışlardır. Ortaya çıkan bu yükün giderilmesi için çok sayıda eğitim kurumu ve hastane açılmıştır. Geçen süreçte sağlık hizmeti sunucuları, tedavi istemi bekler duruma gelmiştir. Öte yandan sosyal güvenlik kurumlarının ülke ekonomisi üzerindeki olumsuz etkileri de günümüz dünyasının önemli bir gerçeğidir. Bu bilinenler ışığında, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’muzca diş tedavi hizmetlerinin özel yollardan satın alınabilmesi hasta tedavilerinin nitelikli olması için bir çözüm gibi görünmemektedir. Özellikle dental tedavi hizmetleri, ileri teknoloji ve materyal gerektirmektedir. Günümüz şartlarında, büyük iller dışında var olan muayenehaneler ya da özel sağlık hizmeti sunucularının, nitelikli sağlık hizmeti sunabileceği koşulların varlığı tartışmalıdır. Ülkemizde hâlâ sağlık alanında belgesiz, ehil olmayan kişiler, bu alanda faaliyetlerini sürdürmektedir.
SGK’nın oluşturulması sonrası ortaya çıkan nicelik, o tarihlerde var olan kurumlar (özellikle üniversiteler) tarafından bu hizmetin nitelikli verilmesinin önünde bir engel oluşturmuştur. Bunun aşılması ve bireylerin hizmete kolay erişimleri için özel hizmet alımının bu koşullar ile gündeme getirilmesinin (tedavi ücretleri, nerede uygulandığı vb.), bu sorunun aşılmasını sağlayamayacağı açıktır. Ayrıca, SGK’ya ekonomik yük getirmeye de devam edecektir. Var olan resmi kurumlar ve kadroları yeterince kullanılmaz; yalnızca sevk ve onay yapma durumunda kalırlar ise önemli bir kaynak ekonomik olarak devre dışı kalacaktır.
Bu sorunun aşılması, gerekli altyapı çalışmalarının tamamlandığı nitelikli dental sağlık hizmeti eğitiminin verildiği ve bunun ülke geneline yayıldığı koşullarda olanaklı olacaktır.