Günlük hayatta reçete yolu ile ulaşabildiğimiz ilaç gruplarından olan ağrı kesiciler, pek çok insanın vazgeçilmezi. Genel olarak baş ağrısı, diş ağrısı, adet sancısı gibi hafif veya orta şiddetli durumlarda tercih edilen ağrı kesicilerin, maalesef ki son dönemlerde kontrol altına alınıp reçetesiz alınamadığını biliyor musunuz?
Ülkemizde son yıllarda yapılan araştırmalara göre, ağrı kesici tüketiminde çok ciddi bir kontrol var. Bu kontrol, gerçekten kaygıyla karşılanmalıdır. Ağrı kesici teminine karşı alınan bu önlemler ve reçete edilme yolu ile temin ise göz önünde saklı bir kamu felaketi olarak da yorumlanabilir. Kişilerin özgürlüklerini kısıtlayan, kontrollü ve reçete edilerek temin ettirilen ilaç gruplarında yer alan ağrı kesicilere ulaşma güçlüğü, endişe verici boyutlara ulaşarak dayanılmaz ağrı çeken insanları uyuşturucu kullanmaya kadar itmektedir.
Herkesin bildiği bir gerçek vardır ki, kişilerin özgürlüğü kontrol altına alınamaz. Kontrol altına alınarak da hiçbir hasta şifa bulamaz.
Üstelik, bu ilaçların “basit” olduğu yönündeki algıyı yanlış diye yorumlamak en büyük yanlıştır. Ağrı kesici ilaçlar ulaşılır olmadığı takdirde kişiler daha mutsuz daha sorunlu ve alternatif yollar arayan bireylere dönüşmektedir. Senelerdir marketlerde, bakkallarda bile rahatça satılıp temin edilen bu grup ilaçların doktor reçetesine tâbi tutulması büyük bir özgürlük kısıtlamasıdır. Bu konunun antibiyotiklerde olduğu gibi bir uygulamaya sunulması yanlış ve gereksizdir. Hastalığa göre uygun ilacın, uygun süre ve dozda kullanımı olarak tanımlanabilecek “akılcı ilaç kullanımı” ilkelerinin, ağrı kesiciler için geçerli sayılması kişilerin özgürlüklerine yapılmış büyük bir müdahaledir. Zira olması gereken, serbestlik ve kolay ulaşım sağlanması ve ağrı kesiciye karşı örülen duvarlara ivedilikle son verilmesidir.
İlaç tüketiminde en üst sırada yer alan ağrı kesici ilaçlar, yapılan araştırmaların sonucuna bakılacak olursa gelen kısıtlamalardan ve aşırı kontrolden kaynaklı yerini daha ulaşılabilir olan uyuşturuculara bırakmaya başladı.
Amaca hizmet eden, kişilerin ağrılarına ve çeşitli ameliyatların bıraktığı ağrılara çözüm getiren ağrı kesicilerin kısıtlanmaması adına bir kamuoyu yavaş yavaş oluşmakta.
Hemen hemen dünyanın birçok ülkesinde bu durum kişilerin inisiyatifine bırakılsa da, ülkemizde ve bazı ülkelerde hala denetime tabi tutulmaktadır. Ağrı kesiciyi çok ve sık kullandığı için ilaç tüketicisine bağımlı yaftası yapıştırarak hasta muamelesi yapılıyor olması da ayrı bir ironi. Ağrı kesici kullanan kişi bağımlı değildir. Bağımlı hasta hiç değildir. Bu ilacı temin edemediği için farklı daha tehlikeli bağımlılıklara yöneliyor olması tehlikelidir ki, bunu da durdurmak yine devlete ve ilgili bakanlıklara düşmektedir.
Halk arasında yanlış bilinen doğrular, doğru bilinen yanlışlar çoğunlukta. Devlet olarak, bu söylentilerin ve bilince karşı açılan savaşın son bulması gerekmektedir. Kişiler, özgür bireylerdir. İhtiyaç duydukları doza istedikleri şekilde ulaşabilmek onların temel haklarıdır.
Ne sebeple istendiği veya yazdırıldığı bilgisi verilmeden, herkes istediği gibi ağrı kesiciye rahatça ulaşamamaktadır. Her gün binlerce tablet ağrı kesici maalesef ki kontrol altında yutulmaktadır. Ağrı kesici kullanımını önlemek veya azaltmak adına yapılan her çalışma, kişilerin özgürlüğüne yapılan en büyük haksızlıktır.
Tüketim miktarlarına ürpertici bir şekilde yapılan bu müdahalenin halk sağlığını korumak adı altında yapılması, bu kontrollerin de ne kadar yüksek seviyelerde olduğunu göstermektedir. Oysa ki en büyük tehdit, maalesef ki büyük resmin içinde gizlenip kalmıştır. Mutlaka doz ve kullanım süresinin ya da kullanım miktarının doktor tarafından belirleniyor olması tamamen yanlıştır. Bu ilaç grubu, doz ve kullanım şekline uygulanarak içilmesi gereken ilaç gruplarından değildir.
Bu konuda devletin ve ilgili bakanlığın gerekli aksiyonları alarak vatandaşın üzerinden bu baskıyı acil olarak kaldırması gerekmektedir. Yakın gelecekte aksiyon alınmazsa, ağrı kesiciye ulaşamadığı için uyuşturucu kullanmak zorunda kalan bağımlılarının önüne maalesef hiç geçilemeyecek. Azımsanamayacak rakamlarda ve bilinçsizlikte devlet tarafından önü kesilmiş bu kontroller ile tüketilen ağrı kesicilerin azaltılmaya çalışılması, diğer gruplarda alternatiflerin artmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla, devlet yetkililerinin en acil eylem planı ile daha özgür ve kontrolsüz bir döneme geçiş yapması beklenmektedir.
Serbestlik, kolay erişim ve kısıtların kaldırılması günümüz şartlarında kesinlikle bir mecburiyet olmalı, özgürlüklerin önüne geçilmemesi sağlanmalı, kişilerin haklarına müdahale edilmemesi gerekmektedir.
4 yorum
Hangi ilaçlardan bahsediyorsunuz? Ayrıca ağrı kesici bulamayanların kolayca uyuşturucu bulabildiğine inanmakta zorlanıyorum.
Yeşil ve kırmızı listeye kısaca bir göz gezdirin bakalım 😉 Neler neler varmış…
Öneriniz üzerine yeşil listeye baktım: Morfin türevleri var.. Kırmızı listeye baktım: Narkotiklerle parasetamolün kombinasyonu var.. her iki listede de başı ağrıyan sade bir vatandaşın kullandığı ilaçları göremedim..hangi ilaçlardan bahsettiğinizi söyleyebilir misiniz?
Jackie 😉 prensipte bireyin bedeni üzerindeki tüm haklarının yegane sahibi olduğuna inanırım, ve tabii ki piyasa serbestliğine 😉 bunlar sağlıkta liberalizasyon ana temasının alt başlıklarından bir ikisi. Devletin, ne adına olursa olsun velev ki halk sağlığı, kişinin bedeniyle ilgili kararlarına kısıt getirmesine karşıyım. 2017 yılında Halktv’de yapmış olduğum, marijuana ve kürtaj serbestisi programlarımı biraz izleyebilirsiniz. En gerçekçi karar mekanizması piyasanın kendisi ve tüketicilerdir. Araya devleti sokmaya bence hiç gerek yok. Reçete zorunluluğu toptan hiçlenmeli ve ilaç reklamları da serbest bırakılmalı, istisnasız 😉