Mevsimlerde de, giderek kaymalar oluyor. Bu yıl yine serin ve yağışlı bir haziran ayı geçirdik. Temmuzla beraber, birden aşırı sıcaklar başladı. Yaz ayları çoğu kişi için rahatlama, deniz ya da tatil demekken aynı zamanda kişilerde öfke denetleme sorunlarının da artış gösterebileceği bir dönem. Yapılan araştırmalarda, birçok toplumsal olayın yaz dönemine ya da sıcak havalara denk geldiği, suç işleme oranlarında ise yine bu dönemde artış yaşandığı görülüyor. Tatil ve aşırı sıcaklar, alkol ya da madde kullanımı artırabiliyor. Bağımlı kişiler, ya da tedavi süreci devam eden hastalar için alkol ya da maddeye kolay ulaşmak açısından da, oldukça riskli olabiliyor. Ucuz kaçak içki nedeniyle, hastalanmak hatta ölmek bile mümkün.
Ülkemizin de içinde bulunduğu iklim kuşağı olan Akdeniz havzasında, sıcak hava dalgaları görülme olasılığı oldukça yüksek. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, en hassas bölgemiz ancak nüfusunun fazla olmasından dolayı, Marmara Bölgesi’ni de buna eklememiz lazım. Aslında tüm yurttaşlarımızın, sıcak havada yapılması gereken temel önlemler konusunda bilgi sahibi olmaları gerekiyor.
Yakın Doğu Üniversitesi, Psikiyatri Ana Bilim Dalı uzman psikoloğu Tuğçe Denizgil, canlılar üzerinde stres yaratan etkenlerden biri olan aşırı sıcak havaların, nefes alma ve kalp atım hızının artışı gibi, bedende meydana getirdiği değişimlerin, panik bozukluk yaşayan hastalarda, panik atakları tetikleme, depresyonu olan hastalarda ise stresi ikiye katlayarak keyifsizlik ve mutsuzluk durumları yaratabilme gibi etkileri olduğunu ifade ediyor. 27.8.2018
Genel anlamda soğuk hava, insanı disipline eder. Soğuktan korunmak için hepimiz önlemler almak zorundayız. Sıkı giyiniriz, evlerimizi işyerlerimizi ve arabalarımızı ısıtırız. Uzun süreli olarak dışarıda kalmamaya çalışırız. Gelişmiş ülkelerin neredeyse büyük çoğunluğu soğuk iklimler kuşağında. Sıcak hava insanın enerjisini de tüketiyor. Üretimini düşürüyor. Kendimden örnek verecek olursam, yazın sıcak havalarda genellikle yazı yazmaya bir süre ara veririm. Eski yazılarımla bu dönemi geçiştirmeye çalışırım.
Amerikalılar, kışın bulundukları mekanları aşırı ısıtmasalar da, yazın aşırı soğutuyorlar. Bunu gittiğimiz kongre binalarında, otel ve alışveriş merkezlerinde gözlemliyoruz. Salonlar aşırı soğuk olduğundan üzerinize ceket giymek zorunda bile kalabilirsiniz. Gün bitiminde otelinize yaya olarak giderken de aşırı sıcaktan pişersiniz. Amerikalılar, turistler gibi dışarılarda pek dolaşmazlar. Evden işe, işten dönüşte kısa süreliğine yolu üzerindeki en yakın AVM’ye uğrayıp günlük alışveriş sonrası, tekrar evlerine dönerler. Hayatları Bermuda üçgeninin içinde gibi bunun dışına nadiren çıkarlar. Evde, işte ve alışverişte, arabalar için çoğunlukla kapalı otoparkları vardır. Hatırlarsınız, bundan bir kaç yıl önce, New York’ta elektrik kesilmesi yaşanmıştı. Halk buna neredeyse isyan etti. Hatta intihara kalkışanlar bile oldu. Onlar bizler gibi değil, elektriksiz ve klimasız yaşamaya hiç alışmamışlar.
İnsanlar dahil tüm canlılar ve maalesef gelecek kuşaklar, doğrudan veya dolaylı olarak aşırı sıcaklar yüzünden risk altında. Ancak kimi bölgeler diğer bölgelere, kimi nüfus da genel topluma göre daha fazla tehlike altında. Özellikle kalp-damar, solunum sistemi hastalığı, akıl-ruh sağlığı problemi olanlar, yaşlılar, 5 yaş altı çocuklar ve gelir düzeyi düşük insanlar bu grupta sayılabilir. Sağlık sisteminin yetersiz kaldığı yerler ve altyapı desteği olmayan bölgelerde yaşayanlar da ilave tehdit altında yaşıyorlar.
Aşırı sıcak hava toplumda herkesi, az ya da çok tehdit edebilmekte. Son yıllarda dünyanın ısınması ile birlikte aşırı sıcak havaya (sıcak hava dalgası, bölgenin ortalama sıcaklığının 5°C üzerinde seyretmesi) maruziyet de artmakta. Dış ortam beden ısısından yüksek ise, vücudun serinlemek için yapabildiği savunma, terlemedir. Aşırı nem, sıcak havaya uyum olarak salgılanan terin buharlaşmasını engelleyerek sıcak etkisini daha da artırıyor. Vücudun ortama uyum için terlemesi gerekirken, kişinin de elektrolit dengesini gözetmesi lazım. (bol su, tuzlu ayran, soda.) Kaybedilenler, zamanında yerine konulmazsa, kişi sıcak havaya karşı daha da duyarlı hale gelir. Kalp veya böbrek rahatsızlığı olanların dikkat etmesi gereken diğer husus ise kullanılan ilaçların, mineral dengesizliğine yol açabileceği, baş dönmesi, sıcaklığa bağlı kızarıklıklar, bitkinlik, şuur kaybı, kramplar, senkop gibi belirtilerin daha kolay ortaya çıkabileceğidir.
Aşırı sıcaklardan herkesin eşit etkilenmemesinin sebebi; sıcakta kalma süresi, mevcut rahatsızlığının etkisi, kişisel önlem ve uyum yeteneği ile yakından ilişkili. Aşırı sıcaklara karşı en hassas gruplar; yaşlılar, kronik hastalar, susuzluğunu fark edemeyecek veya kendi başına susuzluğunu giderebilecek durumda olmayanlar (özürlüler, bebekler) ve fırın, maden gibi aşırı sıcak ortamda çalışan kesimler.
Toplum sağlığı açısından, kronik hastalıklar ile mücadele, kitlelerin yaşlanmasına dikkat edilerek planlanan faaliyetlerin uygulanması, zamanında toplumu bilgilendirme ve sağlık sisteminin cevap kapasitesinin geliştirilmesi ile sıcaklığa bağlı ölümler, büyük oranda azaltılabilmektedir. Uzun vade önlemleri olarak çevre dostu binalar, ısıtmanın yanında merkezi soğutma sistemlerinin de yaygınlaştırılması, şehir içinde ağaçlandırmaya önem verilmesi, parklar ve buna uygun şehir planlarının hayata geçirilmesi gerekiyor. Yaz aylarında, sıvı kaybı ve ishal nedeniyle bebek kayıpları daha fazla görülüyor. Sıcaklar artınca güney ve güneydoğu bölgelerinin sanki değişmez kaderi gibidir ishal ve ona neden olan hastalıklar.
İklimin değişmesi, sıcak hava, hava kirliliği gibi insan üzerinde doğrudan veya dolaylı etkileri olan su kıtlığı, veya göçlerle yaşamak, gerekli su, besin zincirini ve yaşam ortamını bozarak sağlığı olumsuz etkiliyor. İklim değişiklikleri, temiz suya ulaşım, temiz hava, sosyal yapının sürdürülmesi, güvenli barınma ve gıda güvenliği üzerinde olumsuz etki göstermektedir. Hastalık taşıyan vektör dağılımının değişmesi ile enfeksiyon hastalıklarında (Örn. Sıtma), ishalli hastalıklarda, aşırı hava olaylarında ve hava kirliliğine bağlı hastalık ve ölüm sayılarında artışlar gözlenebilmektedir.
İnsanoğlu soğuk ve sıcağa, hayvanlara oranla çok daha dayanıksız. Bu yüzden, hava ve iklim değişikliklerine karşı uyanık olmak, bir yerde bizim kendi elimizde. Sıcak havada, bol su, tuzlu ayran, soda içmek, kaçak içkiler dahil her türlü alkolden kaçınma, güneşte fazla kalmama, şapka kullanma, ayrıca Covid için maske, mesafe ve temizlik. Bilmem anlatabildim mi.
7 yorum
Yine keyifli bir yazı eline sağlık
Kaleminize sağlık sevgili hocam.
Çok bilgilendirici, akıcı ve bilimsel bilgileri hap gibi veriyor. Elinize sağlık.
Akıcı güzel, bilgilendirici. Kaleminize sağlık hocam.
Paylaşımınız için çok teşekkür ediyorum.
Saygılarımla 🌻
Keyifle okudum. Sağlıklar diliyorum.
Hocam her yazınızı okumaktan mutluluk duyuyorum özellikle bu yazınız bende sıcak havalarda kendimi iyi hissetmeyen bireylerdenim kaleminize sağlık