Sen de gittin ya!..
YANLIŞ ve DOĞRU ezeli iki rakip, bir masada oturmuş altmış dört adet karenin yer aldığı ahlak tahtası üzerinde bir siyah ve on altı beyaz taşı karşılıklı olarak iki sıra halinde dizdiler. Taşlar her şeyin “kendi çevresinde” önem taşıdığını ifade eden “taş yerinde ağırdır” ın ağırlığında, kendilerine ait karelerde düşünen adamdan rol çalmalı hamleler için uzun dakikalı ama can tezliğiyle beklediler.
Yerinde ağır (mış) taşları görelim:
PİYON=HULK
Ahlak Arapça “Hulk” kelimesinden gelip; huy anlamında bir kelime olarak siz deyin Brezilyalı forvet Sauza’nın lakabı, ben diyeyim yeşil dev… Farklı şekillerde, nerede yakalanırsanız artık bilinmez, birden karşınıza çıkar. Önünde kimse yoksa dümdüz edip gider, eğer varsa huy akıllıdır, “önündekinin üzerinden” doğrudan geçmez ama çaprazdan halleder. Onun için düz-çapraz bütün yollar mübahtır. O bir piyondur.
KALE=ETİK
Etik yani “ahlak felsefesi”, yine yani “İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe dalıdır” olarak da bilinir. Bilinir bilinmesine de savunma ve güvenlik amacıyla yapılan ve kolay girilemeyen, korunmalı bir yer midir? Sadece yatay ve dikey olarak atlaya zıplaya gidebilen; Piyon ruhlu çapraz gidebilme şansı elinden alınmış haldeyken gerçekten o bir kale midir?
AT=KÜLTÜR
Doğduğumuz ve doyduğumuz toprağın duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü uygun yaşayışın ilke ve kanunlarının ahlak katkılı kültür tavlasında barındırılan at sadece L şeklinde hareket eder. Şaha kalkmış halde tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede önündekilerin üzerinden geçebilme özelliğiyle düşünce ve sanat varlıklarının temsilcisi olabilmiş midir?
FİL=İNANÇ
Belli bir iddiayı veya varsayımı çok sağlam bir biçimde, içten, sezgisel yol ile bay doğru, baya yanlış kabul edilmiş olsa bile, inançla ve güvenle doğru sayma hallerinin ahlak süzgecinden geçirilmesi hamlesini yapabilmek ciddi bir yüktür. Erdem, güç ve sabır timsali olan fil gereksiz ve bazen de tahammül edilemeyen bu yükü çekebilecek midir? Sadece çapraz hareket ederek bu yükünü hafifletmiş olabilir mi?
VEZİR=EGO
Gerçekliği ilke edinmiş olan ahlak, gerçeğe uyumun sağlanması ve çatışmaların çözümlenmesi başka bir deyişle kişiliğimizin korunmasını sağlayan ego ile aynı masada lezzetli bir yemek yiyebilme sevdasındadır. Vezir hükümdar egodan sonra gelen en yetkili yönetici olup, güvenli alanında sabırla hamle yapmayı beklemektedir. Ahlak-ego çatışmasının arasında kalmamak adına hem çapraz hem de yatay veya dikey gidebilmektedir. Çatışmada vezirin rezil olabilme ihtimali var mıdır?
ŞAH=VİCDAN
Ahlak bireysele indirgendiğinde, “Tabula Rasa/Boş Levha” ya yazılmış kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya yönelten; yaptıklarını veya yapacaklarını terzi ruhuyla ölçüp biçen/bulduran vicdan, doğru ve yanlışı ayırt ettirebilme kararlılığında olmalıdır. Kişiye dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlarken, doğruyu ve iyiyi yapma yükünü de yükleyen vicdanın her yönde ilerleyebilme lakin sadece bir kare, içsel mahkeme karesi, gitme hakkı vardır. O bir şahtır, kuralsız tehdit edilemez, edilirse rakip uyarılır. Bu bir karelik gidişte bile şahı (vicdanı) kaybederseniz oyunu kaybedersiniz.
Oyun kaybedilmiş midir?
DOĞRU kurallı hamleleriyle, rakibinin şahını tehdit altında bırakmış; YANLIŞ yapacağı hiçbir hamlesinin olamaması nedeniyle mat olmuştur.
2 yorum
Çok güzel özetlemişsiniz. Teşekkürler. Yukarıdakilerin ve amirlerin, doğru-yanlış her dediğini tartışmasız kabul edenlere, toplumda genellikle ‘piyon’ deniliyor. Satrançta, en değersiz taşlar, piyonlardır. Onlara, ‘asker’ de deniliyor. Piyonlar tek tek de olsa, kararlı adımlarla ve daima ileriye giderler. Eğer, son kareye ulaşabilirlerse, birden en değerli taş olan ‘vezir’ oluverirler. Toplumda ve işyerlerinde, piyonlara sıkça rastlanıyor. Çoğu zaman önem verilmeyip, gözden kaçsalar da, piyonlara dikkat etmek lazım. Saygılarımla.
Teşekkür ederim hocam: Yazdıklarım özetin nanosu olup; aslında alt yazı halinde geçerken-okunsun ama hızlıca geçtiğinden okunamasın karakterli- olanlardandır. Kesinlikle “Piyonlara” dikkat etmeli…