Normalde sosyal medyada yazılar yazmaya devam ediyorum. Ve hatta yazmış olduğum yazıların bazılarının da kitaplara dönüşeceğini düşünüyoruz. Çünkü bundan önceki akademik hayatım süresince İstanbul’da farklı kurumlarda yazmış olduğum yazılar konusunda konferanslar da vermiştik.
Burada akademik ve özellikle sosyal hayata ait konuların yanında içtimai meseleleri de ele almış, ancak siyasi meselelere mümkün olduğunca girmemeye çalışmışız ve çalışacağım.
Bundan önceki yazmış olduğum yazıları benim için en önemlisi Mucize Elinin Hedefindeki Teknolojidir. Bunun yakında kitaba dönüşmesi gayretimiz devam etmektedir. Bu öyle bir konu ki maalesef tarihi çok iyi bilmememe ve sevmememe rağmen, cilalı taş devri ve yontma taş devri diye bize devirler anlatılırken, bakıyorsunuz ki Nuh Peygamber buharlı gemi yapmıştır. Yine bakıyorsunuz Süleyman Peygamber internet sistemini kullanmış. Hatta televizyonu üç boyutlu uygulamaya koymuş. Diğer taraftan bakıyorsunuz İsa Peygamber Allah’n izniyle neredeyse ölüme hayat rengi vermiş ve ölüleri diriltmiş ve tıp alanında bir devrim yapmış. Daha hangi birini anlatalım, bu ve benzeri konular ancak inşallah kitap olarak yayına girerse, kitabı okunarak açıklığa kavuşur. Biz de fırsat buldukça Akademik Akıl da nazara vermeye çalışırız.
Bunun yanında Asrın Derdiyle Dertlenen Adam diye başka bir yazı serimizi de kitap haline dönüştürmeyi düşünmekteyiz. Bugün belki de toplumumuzun ve hala hizmette bulunmuş olduğumuz eğitim alanlarımızın en büyük problemlerinden birisi budur. Gerçekten düşünmeyecek miyiz halihazırda problemlerini saymaya çalışmış olduğumuz bu gençlerimiz ve çocuklarımızı biz yetiştirmedik mi?
Neden sorgulamıyoruz ve niye bunların çözümleri için bir araya gelip çalışıp çabalamıyoruz?
O zaman eğitim yapmanın anlamı nedir? Veya eğitim yaptırmanın anlamı nedir?
Bizim gerçekten sorumluluğumuz yok mu bu alanlarda?
Bunların üzerine durmaya çalışacağız.
Bir başka konu ise İslam Bilim Adamları olup ve halihazırda bilimde biraz da moda halinde gelmiş ya da kendimizi kabul ettirmek için adet haline getirmiş olduğumuz hep yabancıları çeşitli buluş alanlarında örnek olarak göstermemizdir.
Zaten yabancılar isim yapmak için bu çalışmalarlada kendilerini reklam edip, ortaya koymuşlar ve ücretlerini de şan ve şöhretle almışlar.
Ancak İslam bilim adamları şan ve şöhret peşinde koşmadıkları için yapmış oldukları harika icatların ve buluşların reklamını yapma taraftarı olmamışlardır. Biz de bu gerçekleri dikkate alarak bunların iç yüzlerini nazara vermeye çalışacağız.
Yayınlarımızdan bir başka konu da öğretmenlerin öğretmeni ve insanlığın medarı iftiharı olan bir şahsı tanıyıp, tanıtıp nazarlarımıza sunmaktır. Nasıl tanıtmayıp nazara vermeyeceğiz. Bunun üzerinde de yapmış olduğum yazılarımızı inşallah kitap haline dönüştürme gayreti içinde olacağız. Bu Zat öyle bir meslek öğretmenliği yapmış ki; insanlığın ahlakî, içtimaî, sosyal, siyasi vb. her alanda insanlığa numune olacak, hiç kimsenin çözemediği meseleleri toplumların bu alanda derdi kalmamış ve insanlığın hayatı devam ettiği sürece de taptaze, yepyeni herkesi memnun edecek şekilde, uygulamasının sonuçları herkes tarafından görülen bir hayat tarzını ortaya koyan bir öğretmendir. İnşallah bu öğretmeni dilimizin döndüğü ve kalemimizin yazabildiği kadarıyla anlatmaya çalışacağız.
Bir başka üzerinde durmuş olduğumuz yazıda Kutlu Doğum diye önemli bir konu olup bu da muhtemelen ileride kitap haline dönüştürülebilir. Çünkü biz öğretmeniz, gerçekten mühendislik mesleğine atıldığımızda, bürokrasinin en önemli yerlerinde, en şaşaalı döneminde, her türlü imkanlar ve yetkilerle çalışmışız. Mecburi hizmetimi tamamlar tamamlamaz öğretmenliğe ilk adımımı Isparta’da atmış oldum. Ve dolayısıyla öğretmenlerin öğretmeni ve insanlığın medarı iftiharı olan bir şahsın meslektaşı oldum. O Zatı nasıl tanıtmayıp nazara vermeyeceğiz. Bunun üzerinde de yapmış olduğum yazılarımız inşallah kitap haline dönüşme gayretleri içinde olacağız.
Bir başka yazı serimiz de Kesin Davet başlığı altında yayınlanmış ve kitaba dönüştürülmesi düşünülen oldukça önemli bir çalışmadır.
Meslek hayatımın önemli hizmetlerinden birisi olarak Makine Elemanları kitabını tamamlayıp Nobel yayınevine, basıma göndereceğim esnada dört yaşındaki Taha Yusuf’umuz, dünyaya veda ederek Cennet yolculuğuna çıktı. Tabii bu kolay ifade edilecek bir olay değil. En büyük teselliyi bu esnada olay zamanında Said Nursi Hazretleri’nin Mektubat mecmuası 17. mektupta çocuk taziyenamesinde buldum. Ve okudum, okudum, okudum derken o kesin davet ortaya çıktı kitap haline dönüşecek hale geldi.
Biz bu konular üzerinde durmanın önemli olduğuna inanmaktayım. Bizler geleceğimizi emanet etme zorunda olduğumuz bir gençlik yetiştirdik. Bu yetiştirdiklerimiz neticede hem geleceğimiz hem de bizim ürünümüz. Buna bir an evvel çare bulmazsak dönüşü olmaz bir duruma gelebiliriz.
Çünkü biz bu meseleler üzerinde durup bunların gereklerini yerine getirme durumda öyle bir gençlikle karşı karşıya kaldık ki artık eğitimcilerle muhatap olmak yerine cep telefonuyla sosyal medya ile muhatap olmaktadır.
Bundan böyle de artık sosyal medyada paylaşmış olduğum yazılarımdan bazılarını bundan sonra artık Akademik Akıl da paylaşmaya çalışacağım. Ama burada özellikle de meslek ve içtimai hayatı birleştirerek hayatımızı etkileyebilecek konuları ele almaya çalışacağım.
Tabii ki sağlığım inşallah elverdiği müddetçe…
Bu esnada bir vesileyle sizlerin de sağlık sıhhat noktasında dualarınızı muntazır olduğunu belirtmek isterim. Hepinize sağlıklı günler dilerim.