Akademik Akıl sitesinin bu ayki konusu, “Akademik Kültürde Kaybedilen Değerler” başlığıdır. Bu konuda çok şey yazıla bilir. Ancak kısaca atamalardaki adaletsizliğe değinmek istiyorum:
Her şeyde olduğu gibi, akademik alanda da eleman belirleme konusunda adalet ölçüsü her şeyin üstünde olmalıdır. Üniversiteye Öğretim Üyesi, Araştırma Görevlisi, Öğretim Görevlisi, Okutman veya Uzman alırken, hak eden adayı almak gerekir. Bir üniversitede bu kurala uyulmuyorsa, o üniversite idaresinin adaletten, bilimden, ilimden, ahlaktan, hele hele İslam’dan hiç bahsetmemesi gerekir. Çünkü İslâm dininin temeli olan Kur-ân, insan hak ve hukukuna riayet etmeyi, adaletten asla ayrılmamayı emretmektedir. Buna uymayanlar, bile bile muhalefet edenler, hür iradeleri ile Allah’a karşı gelmektedirler. Adalet konusunda Allah’a karşı gelen Rektör, Dekan veya diğer akademisyenlerin hem inançlarında hem psikolojilerinde sorun var demektir. Atamada haksızlığa uğradığına inanan insan, yöneticilerine asla güvenmez. Akademisyenin kendi yöneticisine güvenmemesi, toplumsal uzlaşı ve barışın çöküşünde son derece etkili olmaktadır. Ona göre Akademik kültürde ilerlemek için, mutlaka atamalarda hakkaniyet ölçüsüne riayet etmek gerekir.
Peki, günümüzde Türkiye’de bu ölçüye uyuluyor mu? Büyük ölçüde uyulmadığı kanaatindeyim. Diyarbakır’da ikamet ediyorum. 14 sene Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde, 10 sene İzmir İlahiyat Fakültesinde 22 sene kadar da Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde olmak üzere toplam 45 sene iki ay görev yaptım. Çok haksızlıklara şahit oldum. Hala bölgemizdeki üniversitelerde çeşitli ayırımlara şahit olmaktayız. Siyasi, etnik, cemaat, tarikat, cemiyet ve benzeri kriterlerle “BU BİZDENDİR, BU BİZDEN DEĞİLDİR. BU BENİM ADAMIMDIR” gibi düşüncelerle hareket etmek, ne İslam ne de insanlıkla bağdaşmamaktadır. Ben şahsen bu konuda çok mağdur edildim, çok kere ayırıma, dışlanmaya maruz kaldım. Tek tek yazarsam, bir kitap haline gelir. Bile bile, hür iradeleri ile mağduriyetime sebep olanlara hakkımı helal etmiyorum. Allah’ın huzurunda hesaplaşacağız.
Akademik alanda yapılan atamalarda mutlaka adalete uyulmalıdır. Buna uymamak, akademik kültürün ilerlemesinde değil, gerilemesinde etkili olmaktadır. Bugün için bu alanda en çok kaybettiğimiz değer, adaletle hareket etmemektir. Bilimsel liyakat, esas olmalıdır. İnsanlar arasında ayırım yapanlar, insan olma onur ve şahsiyetini kazanamamışlardır.
Herkese selam, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.
Anahtar Kelimeler: Akademi, adalet, liyakat, insan.