Platon’un M.Ö. 387 yılında Atinalı bir kahraman olan Akademos’un tapınağının yanındaki bahçelerde ünlü Akademisini nasıl kurduğu, tarih boyunca anlatılagelmiştir. Platon hem akademisinde hem de gezgin-sözlü öğretileri aracılığıyla, seçkin bir düşünürler topluluğu yaratmıştır. Bu düşünürler kelimenin tam anlamıyla bilgelik tutkunlarıdırlar. Akademisyen olmak, o günlerde, tıpkı günümüzde olduğu gibi, sorumluluk sahibi, bir düşünceyi bilimsel araştırma yoluyla tarihsel belleğimize uygulayan entelektüel bir gruba ait olmak anlamına geliyordu. Bu nedenle Akademi’nin yaşamı, modası geçmiş düşüncelerle dolu zamansız bir ritüel deposundan oluştuğu düşünülmemelidir. Kant’ın da ifade ettiği üzere, bir bilim insanı ölçülü davranma ve bağlılık gereksinimiyle birlikte kabul edilebilir olan tek yol, eleştirel yoldur.
Akademisyen statüsü normalde, birikmiş bir dizi bilimsel veya akademik başarıya dayanarak, sahibinin olgunluğunun ve yüksek öğretim ve araştırma kariyerinin zirvesinde kendisine verilir. Akademisyene düşen görev gerçeğe ulaşmak, yaşamı savunmak, bilim için çalışmak ve kültürler arası bir birlikteliği ilan etmektir.
Başarılı Bir Akademik Araştırmacı Olmaya Dair Düşünceler:
Akademik kariyerin merkezinde araştırma yapmak yer alır. Literatür çoğunlukla belli başlı araştırma yöntembilimlerine ve bunların değerlendirilmesi ile ilgili konulara odaklanma eğilimindedir.
Herkesin düşünce ve davranışı, akademik araştırma alanına uygun oldukça geniş bir yelpazeye sahip olan, değerleri bağlamında anlaşılabilir. Akademik araştırmalarda mükemmelliği motive etmek adına birtakım temel değerlerin varlığından ve araştırmanın başarısını destekleyen kişisel özelliklerden söz edebiliriz:
Bilginin Merkeziliği: Bilginin, bir bireyin dolu, faydalı ve esenlikli bir yaşam sürme kapasitesini geliştirmede önemli bir boyut olduğu görüşüdür. Bu kapsamda bilgi hem birey hem de onun içinde yaşadığı toplum için önemlidir.
Araştırmanın Etkisini Anlamak: Bilgi, onunla ne elde edilebileceği düşünülmeksizin kendi başına bir değere sahip olsa da, onun bireylerin veya toplumların yaşam koşullarını iyileştirmek için kullanılması son derece önemli bir konudur.
Eldeki Literatürün Değerinin Bilinmesi: Var olan bilinene saygı duymak önemli bir konudur, ancak, daha yakın tarihli anlayışların, eskiden kesin doğru olarak kabul edilenlerin tamamen yanlış olduğunu ortaya koyabileceğini anlamak önemlidir.
Akademik Dürüstlük: Araştırma için gereken zamana ve çabaya saygı göstermek ve başkalarının çalışmalarını adil bir şekilde kabul etmedir. Bu konu bazen daha büyük bir akademik dürüstlük sorununun bir parçası olarak anlaşılır.
Araştırmanın Yaygınlaştırılması: Bilgi hem bireysel hem de bilim topluluğu düzeyinde paylaşılmalıdır. Bu kapsamda araştırma bulgularının yayınlanması kritik öneme sahiptir. Araştırma bulgularının akademik olmayan bir bağlamda yaygınlaştırılması da endüstrinin ve genel olarak toplumun gündelik yaşantısında iyileştirmeler sağlamak için eşit derecede önemlidir.
Meraklı Olmanın Özü: Akademik araştırmacının yüksek düzeyde bir merak duygusuna sahip olması gereklidir ve bu merakın öncelikle dünyanın nasıl işlediğine ve neden böyle işlediğine odaklanması gerekir. Kimin, ne zaman ve nerede olduğuna ilişkin diğer sorular da önemli olabilir, ancak akademik ortamda nasıl ve neden soruları genellikle büyük öneme sahiptir.
Bir Yaşam Boyu Öğrenci Olmak: Öğrenmeye ve bildiğini değiştirmeye hazırlıklı olmak bir gerekliliktir. Akademik araştırmacı sürekli bir öğrenme eğrisi üzerindedir ve her şeyi bilmenin hiçbir zaman mümkün olmayacağını anlamak, algılanan uzmanlık düzeyi konusunda sürekli olarak alçakgönüllü olmayı gerektirir. Araştırma, özünde sosyal bir etkinlik olduğundan dolayı araştırmacıların kendi araştırmalarıyla doğrudan ilgili olmasa bile meslektaşlarının çalışmalarıyla ilgilenmeleri önemlidir.
Araştırma Problemlerinin Çok Boyutlu Doğasının Farkında Olmak: Araştırmacının, her şeyden evvel çalıştığı dünyanın enginliğinin ve/veya karmaşıklığının farkında olması gereklidir. Dünya, kavramlar ve yapıtlar bağlamında vardır ve bunlar genel olarak çok boyutludur. Ortalama bir araştırma probleminin öncülünü takdir etmek için kayda değer bir odaklanma gereklidir.
Eleştiriye Katlanmak: Eleştiri ile, akademik alanındaki çalışmaların her adımında karşılaşabilir. Eleştirileri, hatta bazen çok sert eleştirileri göğüsleyebilme kapasitesi, araştırma yaparken başarılı olmak için önemli bir niteliktir. Ayrıca, bir akademisyen, başkalarının çalışmalarını gücendirmeden yapıcı bir şekilde eleştirebilmelidir.
İyi Bir Araştırma Yapmanın Zaman Aldığını Anlamak: Akademisyenin kendisini bir ya da birkaç yıl veya daha uzun yıllar boyunca hiçbir yarar sağlamayabilecek uzun vadeli bir projeye adamaya hazır olması gerekebilir. Daha küçük projeleri bile tamamlamak için birkaç yıl çalışılabilir.
Başkalarıyla İş Birliği Yapabilmek: Başkalarıyla iş birliği yapabilmek akademik araştırmaları genel olarak hem daha verimli hem de daha etkili kılar. Birçok durumda hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde akranlar ve meslektaşlarla işbirliği yapmış olmak, kadro almak veya mesleğinde yükselme için değerlendirilirken olumlu olarak görülür.
4 yorum
Enfes…
Çok teşekkür ederim çok sevgili Cengis Hocam
TRT 2 de bir resim bir hikaye programında izledim sizi, takdir ve tebriklerimi sunarım. Pieter Aertsen ile ilgili kültür dolu bilgi birikiminize hayran kaldım. Hocam Pieter Bruegel ‘i de sizden dinlemek imkanımız olsa ne kadar güzel olurdu. Saygılarımla
Sevgili Umur,
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim.
O dönemin Hollanda sanatçılarıyla özellikle ilgileniyorum. TRT2 Bir Resim Bir Hikaye programının 41. Bölümünde Pieter Bruegel’in İkarus’un Düşüşü’nü anlatmıştım. İzleyebilirseniz sevinirim. Umarım beğenirsiniz. Çok sevgiler
Benal Dikmen