Bence “Akademisyenden Üniversite Öğrencilerine Tavsiyeler” yapılmamalıdır.
Üniversitelerde, akademik hayatın başlangıcı olan araştırma görevliliğinden profesörlüğe giden yolda; sürekli tavsiyelerle, öğüt ve katkılarla güdümlenen kişiler olarak akademisyenlerin üniversite öğrencilerine tavsiye vermesi çok kolay bir iş gibi gelebilir. Ancak bence bu, o kadar da kolay bir iş değildir. Zordur, çünkü karşıdakilerden her biri; üniversiteyi öğütten, tavsiyeden, baskıdan uzak bir ortam olarak gören, farklı kültür ve eğitim koşullarından geçmiş, birbirinden her konuda farklılık gösteren insanlardır.
Üniversite onlar için bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip; yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul vb. kuruluş ve birimlerden oluşan öğretim kurumu olup esas olarak mesleki olmayan konularda da ders veren ve tipik olarak derece verme gücüne de sahip; özgürce yaşanılabilen; tavsiyesiz, öğütsüz, dayatmasız deneyimlenerek öğrenilen bir yükseköğretim kurumudur. Bu nedenle Arapça kökenli “öğütleme”; yol gösterme; bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, gerektiği kadar karşılık bulmayacaktır.
Ayrıca birey olarak en az 18 yaşına gelmiş ve kendi öz iradesi veya ebeveyninin etkisiyle ki bu bir tavsiye de olabilir, bu durumda öğrencilerin hayatına getirdiği olumsuzları hepimiz biliriz- kendini mesleki bir statüye de kavuşturacak bu kurumlarda, tavsiyeden çok bilimsel yaklaşımlarla sentezlenmiş özlü bilgi ve beceriye sahip akademisyenlerin bilgi, beceri ve donanımlarından faydalanma beklentisi içindedirler. Bu böyle olunca da bu yolda ancak kendi bireysel tecrübemiz olan tavsiyelerimizden ziyade öğrencilerin bilgi ve becerilerini artıracak, çağın gereklerine uygun, yenilikçi yetişmeye dayalı kaynak tavsiyesi verilebilir diye düşünüyorum. İşte o zaman donanımlı bir akademisyenin bilgilerine ek olarak verilen tavsiye yardımcı kaynaklar öğrenciyi, tıpkı bir makalenin güncel literatürlerle desteklenmesi gibi daha güçlü ve kabul edilir kılacaktır. Bu nedenle teknolojin kolay ulaşılabilir, her alana hakim ve kelebek etkisi yaptığı günümüzde üniversite öğrencisine; şunu yapmalı, bunu göz önünde bulundurmalı gibi tavsiyeler kifayetsiz kalacaktır. Karşılık bulmayan tavsiyeler tavsiyeciyi itibarsızlaştırırken tavsiye edileni de yormaktan ileriye gidemeyecektir.
Saygılarımla.
2 yorum
Aysel hocam,
sizde makalenizde “yenilikçi yetişmeye dayalı kaynak tavsiyesi” derken
üniversiteli gençlere ve akademisyenlere “bir tavsiyede” bulunmuş olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Aysel hocam, dayanaksız tavsiyeler yerine ‘öğrenmeyi öğretme’ nin yenilikçilik ve yaratıcılık becerilerine katkı sağlayacağını vurgulamış diye düşünüyorum.