Motivasyon nedir sorusunun yanıtlarından biri de “Kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmek için kendi arzu ve istekle davranmalarıdır” olduğuna göre akademisyenlerin öncelikle mesleğini kendi isteği doğrultusunda seçmiş olması beklenir. Çünkü üniversite giriş sınavı sonucunda ilgi ve yeteneğinin olmadığı bir alanda eğitim gören bir kişinin o alanda akademisyen olması onun motivasyonunun eksikliğine bir çare değildir. Doğal olarak akademisyenin o mesleği ya da konuyu öğrencilerine öğretmede başarılı olması beklenemez. Bugün motivasyon eksikliğinin temelinde üniversiteye girişte kendi istediğiyle mesleği seçme yerine, ilgi duymadığı bir alanı zorunlu olarak seçme gibi bir sorun varken, mezunların eğitimini gördükleri alanda çalışması şart değildir diyen yetkililere de rastlanmaktadır.
Çalışma alanlarında çalışanların amirler tarafından motive edilmesinin temel amacı ise onların istekli, verimli ve etkili çalışmalarını sağlamaktır. Bu durumda motivasyon, çalışanların istekle çalışmalarını sağlayarak onların kurum adına üretkenliğini artırır. Bunun sonucunda sağladığı başarı duygusu ona kişisel doyum sağladığı için kendisini daha iyiyi yapma yönünde motive eder. Böylece yüksek motivasyon, kişilerin beceri ve yeteneklerini tam kapasite kullanmalarını sağlayarak onların gelişimlerine de katkıda bulunur. Ama yine de kişinin sevdiği ve yeteneğinin bu bağlamda rolü büyüktür.
Konu akademisyende motivasyon eksikliği olduğuna göre tartışmaları bu yönde yürütmek gerektiğinden motivasyon eksikliğinin nedenlerini tekrar hatırlamakta yarar vardır. Çünkü akademisyenin motive edilmesi ya da kendisini motive edebilmesi için seçtiği eğitim alanını sevmesi ve mesleğini isteyerek icra etmesi ön koşuldur. Ancak bu koşul sağlanmadığı için düşünmediği bir meslekte akademisyenliği seçmiş ise hummalı bir çalışma ile akademik kariyer aşamalarının gereklerini yerine getirmeye motive olur. Akademisyenin araştırma yapma tez yazma gibi etkinliklere zamanının çoğunu ayırması ise onun eğitim vermesi gereken öğrencileri ihmal etmesi anlamına gelir. Oysa akademisyenin birincil sorumluluğu öğrencilerle ilgilenmektir. Bu durumda akademik çalışmalarını öğrenciyi ihmal etmeden belirli bir düzen içinde yerine getirmesi gerekir.
Akademisyenlerde motivasyon eksikliği konusuna dönülecek olursa bu sorunun çözümlenmesi için üniversiteye giriş sınavlarının öğrencilerin mesleği daha iyi icra edebilmek için üniversite düzeyinde eğitim aldığı mesleğe atanması sağlanmalıdır. İlerin kendi seçtikleri alanlarda eğitim alabilmesini sağlayacak biçimde düzenlenmesi ve mezunların seçtikleri eğitimini aldıkları mesleklere atanmaları
2 yorum
En önemli sebep, emeğinin karşılığını alamaması, önünün kesilmesidir. Saygısızlıklara maruz kalmadır.
Bunlara karşın daha iyiyi yapmaya motive olursak geç de olsa başarı sağlayabiliriz diye düşünüyorum. Aksi halde kaybeden biz oluruz.