Akademisyen; akademisyenliği yaşam tarzı olarak seçmiş ve kabul etmiş bir bilim adamıdır. Bunun anlamı; bir akademisyen günün yirmi dört saatini bu mesleğin görev ve sorumluluklarına göre planlar. Bu her ne kadar özel yaşamdan vaz geçmekmiş gibi görünse de iyi bir planlama ile bazı etkinliklere de zaman ayırılabilir. Kaldı ki isteyerek seçtiği bu meslekte sağlanan doyum, böyle bir duyguya yer vermez.
Akademisyenlerin, üniversitelerin ve üniversite mezunlarının kalitesini belirleyici rolü tartışılamaz. Ancak bu rolde başarılı olabilmeleri için, bazı kriterleri karşılamaları ve bazı özellikleri taşımaları beklenir. Bu rollerin gereklerini yerine getirilebilmesi doğal olarak akademisyenlerin öncelikle öğretmekle sorumlu oldukları konularda donanım sahibi olmalarını ve öğrencilerine örnek olabilecek davranışlar sergilemelerini gerektirir.
Bir akademisyen öğretmekle sorumlu olduğu konunun uzmanı olduğu gibi öğretim ilke ve yöntemlerini de iyi bilir. Yurt dışı yayınların; tercüme bürolarında dergi diline çevrilmesi ve dergilerde ücret karşılığında bastırılması, çalışmanın değerinin ve akademisyenin niteliğinin sorgulanmasına neden olur. Bu yüzden bir akademisyen bilimsel kaygılarla yaptığı çalışmasını, yabancı dilde yayınlayabilecek kadar o dili bilir ve bunu yayınlamak için kolay yollara başvurmaz.
Bir Akademisyenin Öğrencisi ile İlişki ve İletişimi
Bir eğitimcinin öğrencisine değer vermesi ve saygı göstermesi ve bunu öğrenciye hissettirmesi öğrencilerine saygıyı öğretmenin en etkili yoludur. Bir akademisyenin, öğrencilerinin sorularını yanıtsız bırakma yerine, onlarla yanıt araması ve sorunlarını görmezden gelme yerine, birlikte çözüm bulmaya çalışması, öğrencileri bazı konuları bilmedikleri için kınama ve küçümseme yerine, onların öğrenmek için üniversiteye geldiklerini ve adı üstünde öğrenci olduklarını hatırlayarak eksikliğini tamamlaması da yine öğrenciye saygının bir göstergesidir. Bu konulara özen göstermemek akademisyen ve öğrenci arasında iletişim ve etkileşimi zedeleyerek, öğrenme-öğretme etkinliklerini olumsuz kılar. Bu sonuç ise bir eğitimci için en büyük başarısızlık nedenidir. (“Dünyaya Açılan Kapılar: Üniversiteler | Akademik Akıl”) Bir akademisyen söylediklerinin sorumluluğunu taşır. Güvenilirliğini her konuda kanıtlar. “Kendisine dışarıdan bakmayı, öğrenciler üzerindeki etkisini ölçmeyi ve özeleştiri yapmayı bilir.” (Dünyaya Açılan Kapılar) Bununla ilgili olarak gereken düzelmeleri sağlar. Konusunu iyi bilen ve içine sindirmiş olan bir eğitimci, dersini, öğrencinin derse aktif katılımını sağlayacak bir atmosfer oluşturarak verir. Uygulamalı eğitimde, öğretilmek istenilenlerin öğrenciye uygulayarak gösterilmesi ve tekrarlattırılması mezunları çalışma alanlarında bilgili, özgüvenli ve etkili kılar. Bu sonuç üniversitenin de saygınlığını artırır.
Bilim insanının önemli özelliklerinden biri de şüpheci olmasıdır. Bu nedenle yapmış olduğu çalışmayı doğru olduğundan emin olmadan yayınlamaz. Ancak bunların sonuçlarını bilimsel ve evrensel kaygı ile sorgulayarak ve kanıta dayandırarak yayınlar. Teknolojiden yerinde ve doğru yararlanmak da yine, bir akademisyenin öğrencilerine iyi bir örnek sergilemesi gereken özelliklerdendir.
Akademisyenler öğrencilerine Atatürk ilkelerine bağlılık, insanlara ve tüm canlılara değer verme, denenmemişleri deneme, çağdaş gelişmeleri izleme ve kullanma, çalışma hayatında sorumluluk alma ve profesyonel davranışlar sergileme, sorgulama ve doğruluğundan emin olduğu düşüncelerini özgürce ve korkusuzca ifade etme, güvenilir ve adil olma, verdiği sözü tutma ve söylediklerinin sorumluluğunu taşıma, etik değerlere önem verme ve bunları sergileme, toplumsal yaşam kural ve koşullarını bilme ve bunları uygulama gibi değerlerin kazandırılması ya da pekiştirilmesinde de örnek sergileyerek yardımcı olabilirler.
Öğrencilerini iyi tanımaya özen gösteren bir akademisyen öğrencileriyle eğitim odaklı ilişki ve iletişim sağlamak için öğrencilerine zaman ayırır. Akademisyen böyle bir yaklaşımla öğrencisini daha iyi tanıma olanağı edinirken öğrenci, eğitimci ile sorunlarını çekinmeden paylaşır.
Bir akademisyenin üniversitede en önemli görevi ve varoluş nedeni uzmanı olduğu alanda eğitim-öğretim etkinlilerini yürütmektir. Ancak eğitim, öğretim elemanının duvara yansıttığı konunun eğitimci tarafından okunması ya da eğitimcinin içselleştirmediği bir konuyu öğrencilere aktarması ile yapılamaz. Çünkü sözü edilen eğitim öğrencilerde davranış değişikliği meydana getirmek amacıyla saptanmış davranışların hedef alındığı, eğitimcinin etkili ve etkin olduğu ve öğrencinin etkin katıldığı bir eğitimdir.
Eğitimin Sağlanması Koşulları
Eğitimin yapıldığı dersliğin konumunun gürültüden uzak, öğrenci sayısıyla tutarlı, havadar ve aydınlık olması eğitimin başarısını artırır. Bu yüzden üniversitenin planlanması aşamasında bu özellikler dikkate alınır. Akademisyen eğitim etkinliklerinde bir yandan sınıf düzenini sağlarken diğer yandan kendi görünüş, davranış ve konuşma tarzının öğrenci üzerindeki etkilerinin öğrencinin dikkatini dağıtabileceği olasılığını dikkate almalıdır. Abartılı giysiler ve takılar, yabancı terim ve uzun cümleler kullanma, sürekli yürüme ve hareket etme, konuşurken sık sık duraklamalar ve anlamsız sesler çıkarma dikkat dağıtan örneklerden bazılarıdır.
Soruların eğitim öğretimde ayrıcalıklı bir yeri vardır. Dağılan dikkati toplamada soru sorulabileceği gibi öğrencilerin ele alınan konuyu, verilen dersi anlayıp anlamadığını kontrol etmede de soru sorulabilir. Dersi anlamadığında öğrencinin de soru sorması teşvik edilir. Öğrenci aynı zamanda derste işlenen konu hakkındaki görüşlerini açıklaması konusunda cesaretlendirilir.
Bir akademisyenin üniversite içerisindeki görev ve sorumluluklar öğrencileriyle sınırlı değildir. Kendi alanlarında eğitim yapan akademisyen arkadaşlarıyla öğrendiklerini paylaşmak ve onlarla sıkı iş birliği içerisinde bulunmak üniversitelerin değerini artıran yaklaşımlardır. Akademisyenlerin bu alçak gönüllü ve kibirden uzak paylaşımları onların kendilerinden emin, bilgili, paylaşımcı ve kültürlü ve tevazu sahibi ve ulaştıkları akademik basamağa önceki her basamağın hakkını vererek geldiğini gösterir.
Eğitim, araştırma, yurt içi ve yurt dışı seminer, konferans, söyleşi gibi etkinlikler ve paylaşımlar bir akademisyenin zamanını doldurmakla kalmaz kendisini başka etkinliklere yönlendirecek motivasyonu ve enerjiyi de sağlar. Bunlar ise isteyerek seçilen ve severek yapılan bir mesleğin mutluluk kaynağı ödülleridir.