*Her insanın kendi kendini yöneten bir devleti vardır.*
Bu devletin bir hakimi, bir de savcısı vardır.
*Her insanın adeta beyni savcı, vicdanı ise hakimdir.*
Desene insan devletinin bir savcısı bir de hâkimi vardır.
*Keza her insanın adeta kamu ve özel alanı da vardır.*
Özel hukuk alanı adeta kişinin özel alanını, fıtratını, kamu hukuku alanı ise kişinin genelini, huzurunu ilgilendirir.
*Kişinin özel ve kamu hukuku yaptırımı ise cennet ve cehennemdir.*
Kişilerin özel hayatındaki gunahlara müdahale kıyamet alametidir.
*Desene kişinin özel hukuku, özel alanını, kamu hukuku genel alanını ilgilendirir.*
Keza insan, kendi kendini yönetirken, kendi kendine ceza da verir.
*Bu ceza uyarı olur, kınama olur.*
Bu idari bir cezadır.
*Bu cezayı beyin verir. Bazen de insan kendi kendine adeta adli ceza da verir.*
İşlediği günahtan tövbe ile hükmü geri de bırakır.
*Vicdanı onu mahkûm da eder, vicdanı cezasını da çeker.*
Kişiye, kendi vicdanının verdiği cezayı hiç bir hâkim veremez.
Desene her insanın adli ve idari yargısı vardır.
*Keza her insanın adli ve idari yaptırımı da vardır.*
İnsanın hukuk düzeni, insanın kamu düzenini korumak için vardır.
*İnsanların iç hukuklarını tanzim eden yasalar ile dış hukuklarını tanzim eden yasaları da vardır.*
İnsanların iç hukukları sübjektif olduğundan genellikle tanzim edilemezler, fakat dış hukukları objektif olduğundan genellikle tanzim edilirler.
Elbiseniz kirlense yıkar temizlersiniz. Ya vicdanınız kirlense ne yaparsınız.
Tasavvuf iç hukukumuzu hukuk (şeriat) dış hukukumuzu tanzim eder.
*Kişilerin haklarının ihlali konusunda genellikle kati delille takibi şikâyet esas alınır.*
Bu da mağdurun zanni değil kesin delille mağduriyetini ispatla mümkündür.
*Şüpheden ise sanık yararlanır.*
Bunlar kadim ilkelerimizdir. Saygılarımla.