Medimagazin’den okuduğumuz bir habere göre meslektaşlarımıza dayatılmaya çalışılan 65 yaş sınırı, Danıştay tarafından iptal edilivermiş. Haberde özetle şöyle deniliyor: Özel sağlık kuruluşlarının Sosyal Güvenlik Kurumuyla yapacağı sözleşmelerde getirilen 65 yaş sınırıyla ilgili düzenlemenin yürütmesi Danıştay tarafından durduruldu. Danıştay 10. Dairesi, Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme yapacak özel sağlık kuruluşlarında çalışacak uzman hekimlerin 65 yaşını doldurmamış olması koşulunu getiren düzenlemenin yürütmesini durdurdu.
Düzenlemenin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava açan bir hekim, “Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Kurumundan/Kuruluşundan Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi”nin “uzman hekim” başlıklı 3.1.6. maddesinde yer alan “Sağlık kurumu/kuruluşu, hastalara hizmet verebilmek için ruhsatında ve faaliyet izin belgesinde yer alan branşlarda 65 yaşını doldurmamış en az bir tam zamanlı uzman hekim bulundurmayı kabul ve taahhüt eder” ibaresinin iptali ve yürütmesinin durdurulmasını istedi. Davayla ilgili ilk incelemesini yapan Danıştay 10. Dairesi, söz konusu düzenlemenin yürütmesini durdurdu.
Konuyu aylar öncesinde, 24 Eylül 2007 Medimagazin’in 348. nolu sayısında yayınlanan “65 Yaş, Çalışmada Sınır mıdır?” başlıklı makalemde, Dr. Yankı Yazgan’ın yazısından alıntılarla sizlerle paylaşmış idim. Büyükler “aklın yolu birdir” diye boşuna söylememişler. Kamu sektöründe belirli bir yaş sınırı zaten var. 65 yaşına ulaşınca, veya üniversitelerde 67 yaşına varınca işyerinden emekli oluyorsunuz. Hükümet özel olarak ben çalışmak istiyorum diyenlere neden mani olmaya çalışıyor, işte bunu anlamak mümkün değil. İleri yaşta olup da resim yapmaya devam eden ressama, ya da ayakkabı yapana bir engel var mı?
Sanırım bu işler şundan çıktı. Hani sağlık merkezlerinde dört ana dalda tam gün çalışan hekim bulundurma mecburiyeti konulmuştu, da bazı uyanıklar, emekli olmuş ancak çalışmayan ve çalışmak istemeyen meslektaşlarımızın diplomalarını alıp, kağıt üzerinde tam gün çalışıyor göstermeye çalışmışlardı, işte oradan çıktı. Hiç sağlık kurumuna uğramadan diplomanın orada bulunmasına karşılık aylık belli bir ücret alınıyor idi. Sağlık müdürlüklerince yapılan kontrollerde bu türden aksaklıklar kolayca saptanıyor ve gerekli işlemler yapılıyordu. Aslında sağlık müdürlüklerinin gerekli yetkileri var. Doğru olan kanun, yönetmelik ve tüzükler ne diyorsa aynen uygulanmasıdır.
Sadece bu işler, biz doktorlara mı mahsus? Hep merak ederim, aylık belli bir ücret karşılığında elde olunan diplomaların, duvarlara göstermelik olarak asıldıktan sonra, eczane kalfalarının veya diş teknisyenlerinin işlettiği bazı eczaneler ve diş hekimi muayenehaneleri hâlâ var mıdır? Ne bileyim, eskiden vardı da, ondan soruyorum.
Uygulamalar öncelikle kişi haklarına ve hukuka uygun olmalı. Sonrasında ise alınmış yetkiler varsa, bu yetkiler eksiksiz kullanılmalı, kanun varsa uygulanmalı. Ancak adil ve adaletli olmak koşuluyla. Yanlış uygulama ve hesaplar, Bağdat’tan olmasa da, gün gelip hukuktan dönüveriyor.