Geçen hafta servis viziti sırasında yeni yatmış bir hasta takdim edildi. Hastanın derin anemisi, ayrıca kronik karaciğer hastalığı var. 50 yaşında bir kadın. Hastanın çocukluğundan beri gazete pikası olduğu, günde bir gazete yediği, Akşam Gazetesi çıktığından beri de onun kokusu ve lezzeti dolayısı ile Akşam Gazetesi yemeyi tercih ettiği yönünde ilginç bir hikayesi vardı. Bundan bir ay önce serviste yatırılan bir başka kadın hasta da çocukluğundan beri günde iki üç avuç toprak yediğini söylüyordu. 60 yaşındaydı ve iki poşet toprak ile yatmak üzere servise gelmişti.
Bilindiği gibi Türkiye’de pika oldukça yaygındır. Hastalar, genellikle kadınlar olmakla beraber toprak ve kil pikası erkeklerde de seyrek olmakla beraber görülebilmektedir. Kadınların bazıları pikaya gebelikleri sırasında başladıklarını, çevrelerinde gebelerin toprak veya kil yemesinin normal olduğunu söylemekte bazıları ise çocukluklarından beri pikaları olduğunu ifade etmektedirler. Bazıları da kansız kalınca canım toprak çekiyor, mazeretine sığınırlar. Gebe iken toprak yemeye başlamaları, hep bana, bizimki gibi kapalı, duyguların gösterilemediği bir toplumda çevreye bilgi verme ve gösteriş yapma hevesi gibi gelir. Nedeni de genelde pikası olanların eğitim düzeyinin çok düşük olması ve hiç eğitimlerinin olmaması. Çünkü pikası olan hastalarım iyi eğitimli ve toplumun yüksek düzey dediği gruba ait değil ve hiçbir arkadaşım veya ben gebelik sırasında kansız bile olsak, toprak yeme ihtiyacı duymadık. Şimdiye kadar toprak ve kil pikası dışında sabun köpüğü yeme, çiğ pirinç yeme, çiğ nohut yeme, ağaç kabuğu yeme, kömür yeme gibi pikalara rastladım ama doğrusu "Akşam Gazetesi pikasına" hiç rastlamamıştım.
Pika vakaları maalesef Türkiye ve İran’dan bildirilmiştir. Amerika’dan bildirilen birkaç zencide rastlanan buz pikası vardır.Yani pikanın ülkemizdeki durumu da yine eğitimsizliğimiz, cahilliğimiz, kabuklarımızı kırıp çevreyi de tanıma isteğimizin olmayışı vb. gibi olumsuzluklara bağlıdır. Ben hep toplumların yıllar geçtikçe daha iyi olmaları gerektiğini düşünmüşüm ama Türkiye’de bu konuda hep yanılmışımdır.
Benden sonra gelenler bazen benden de öncekilerden daha geri zihinsel kapasitede olmuşlardır. Dolayısı ile çok iyi yetişmiş az sayıda kişilerin yanında eğitimsiz ve bağnaz olanların sayısı çok fazla olduğu için maalasef Türkiye gittikçe daha kötü durumlara doğru gitmektedir.
Pikadan başladık, nereye geldik, ama insan düşünmeden edemiyor. Bu işleri kadın eğitimi ile falan da ilgisi yoktur, eğitim erkekleri de hem de belki de daha geniş kapasitede kapsamalıdır, malum erkek egosu. Pikası olan kişiler de bence psikoterapi görmelidir, ama onlar elbette ki hasta olduklarını bilmiyorlar.
Saygılarımla.