Bilinçli eylem belirli aşamalardan sonra gerçekleşir. Önce fark ederiz, algılarız, öğreniriz. Bilgimize güveniriz. Savunuruz. Düşünürüz. Olumlu ve olumsuz yönlerini dikkate alarak eyleme geçeriz.
Bu aşamalardan geçmeden gerçekleştirilen eylem, duygulara dayalı eylemdir. Bu bağlamda, algısal yanılgılar yaşanabilir.
Algılara dayalı tepkilerden çeşitli amaçlarla yararlanılmakta.
Rekabet arttı. Teknolojik ürünlerin ömrü uzun sürmüyor. Bu nedenle satışa çıkar çıkmaz kısa sürede elden çıkarmak gerekiyor. Reklamlar algı yönetimiyle insanı düşünmeden satın almaya teşvik ediyor.
Bilgi geometrik hızla yayılıyor. İnsan beyni bu artışa ayak uyduramıyor. Okumaya, öğrenmeye alışkın değilse algı yönetimine yeniliyor ve algısal hataların kurbanı oluyor. Sosyal medya bu anlamda olumsuz kullanılabiliyor.
İnsanları dış görünüşleriyle değerlendirenler çoğaldı. Özellikle algı yönetiminin etkili olduğu çocuklarda marka eğilimleri arttı.
Algılar; bilimsel bilgi ile akılcı düşünmeye geçirilmedikçe yanlış kararlara neden olmakta.
Fransız filozof Ernest Renan (1823-1892): “Değişememenin tek yolu, düşünmemektir.” deyişiyle algısal yanılgıların hakim olduğu toplumların gelişemeyeceğine işaret etmekte.
Mevlana’nın “İnsanlar giysileriyle karşılanır, ilmiyle ağırlanır, ahlakıyla uğurlanır” deyişi algı ve bilinç ilişkisini göstermekte.
İnsanın bilinç düzeyi gelişmediyse algı yönetimiyle kolayca idare edilebilir. Algı yönetimiyle idare etmek isteyen kişiler, insanların eğitimli olmasını istemezler. Çünkü savunuculuk aşamasına geçilmesi onlar için tehdittir.
Canlı bombalarla ilgili yayınları okumuştum. “Körü körüne inanmak” diye bir gerçek var. Çeşitli faktörlere göre yatkınlığı yüksek olan kişiler bulunuyor, küçük yaştan itibaren körü körüne inanacak hale getiriliyorlar. Yatkınlık ve bilinçsizce hareket, silah olarak kullanılabiliyor.
Bir ara NLP’yi anlamaya çalışmıştım. NLP, “Neuro Linguistic Programming” ifadesinin baş harfleri. “Duyusal Algı Programlama” veya “Sinir Dil Programlaması” olarak çevrilmekte. NLP; düşünülmeden ve otomatik olarak gerçekleştirilen algılama, düşünme ve davranış süreçlerini, bilinçli hale getirmeye odaklı bir davranış biçimi” diye tanımlanıyor (https://www.erdempsikiyatri.com/nlp-nedir). Deneyimlerimizi görsel, işitsel, kinestetik, koku alma ve tatma olarak beş duyumuz ve dil aracılığıyla nasıl işlediğimize odaklı.
Sağ beyin, sol beyin özelliklerine göre bilinç oluşturmak için uygulanabiliyor. İyi niyetli uygulanırsa yararlı.
Ancak sol beynin geliştirilmesine odaklı uygulamalar belirli amaçlar için kullanılabiliyor. İnsanları kontrol etmek isteyenler, yaratıcı olan ve sorgulayan sağ beynin gelişmesine engel olmak istiyorlar. Emir komuta zinciriyle ve ezbere dayalı eğitimle, sol beynin gelişmesi hedefleniyor. Bu şekilde eğitilen çocukların, büyüyünce sadık kullar olması amaçlanıyor. Bunu uygulamak isteyen çok sayıda insan var çevremizde. Bu tür insanlar karar verici olurlarsa o toplumun geleceği parlak olamaz.
Bizler, rol model büyüklerimizle birlikte büyüdük. Ezbere odaklı olmayan ve kıymetimiz bilinerek ilk, orta, lise ve üniversite eğitimlerini almış vatandaşlarız. Sürekli, neden ve niçin sorularıyla sorgulamaya alıştık. Bu alışkanlık, birçok konuda bilinç kazanmış olduğumuz 20’li yaşlarımızdan başlayarak, yaklaşık 1970 ortalarından 2000 başlarına kadar sorun olarak karşımıza çıkmadı.
Son 25 yıldır farklılıkları yaşıyoruz ve izliyoruz. 2005’te sivil toplum kuruluşları gelişme platformu kurmuştuk. Temamız “iyi yönetişim” diye açıkladığımızda o zamanın yöneticileri hiç hoşlanmadı… Çoklu katılıma sıcak bakılmıyor, düşünen ve sorgulayan insan istenmiyordu. Toplumda henüz iyi yönetişim bilinci de gelişmemiş görünüyordu.
Bilimsel bilgiye değer veren ve sürekli öğrenen toplumlarda bilinç oluşur. Algı yönetimi ağırlıklı ise bilinçli eylemden veya bilinçli uygulamalardan bahsedilemez. Çok sayıda örnek var…