Bugünkü köşe yazısında, bizzat yaşadığım ve arkadaşlarım tarafından da bu konuları gündeme getirmem istendiği için, karınca kararınca başlıktaki üç konuya değinmek istiyorum.
Gerçi, hangi yetkili okur ya da okusa bile bunların gerçekten sorun olduğunu kabul ederek gerekli girişimlerde bulunur, onu bilemem. Ama bunları da yazmanın görev olduğuna inandığım için siz okuyucularımın ve okumayıcılarımın(!) dikkatine sunuyorum.
Birinci husus, yani ambulans hususu, hem benim hem de pek çok kişinin gördüğü ve yaşadığı, eğer problemi yaşayan bizatihi siz olursanız, cinnet getirmenize ramak kalacak kadar önemli olduğuna sizin de hak vereceğinizi umduğum önemli bir konudur. Benzerlerini bir kenara bırakarak, tanık olduğum ambulans gerçeğini aktarmakla yetineceğim.
Çoğu insan Kadıköy’deki stadyumu ve kokusu nedeni ile meşhur olan Kurbağalı Dere’yi bilir, diye düşünüyorum. Bir de Bağdat Caddesi’nin batı ucundaki Taşköprü Caddesi ve çevre yolu bağlantısını çoğu insanın bildiğini sanıyorum. Kurbağalı Dere köprüsünden çevre yoluna bağlanmak için gereken süre normalinde araba ile beş altı dakika kadardır. Fakat biz o yolu iki buçuk saatte almak zorunda kaldık. Bizim arabanın arkasında da iki tane ambulans vardı. Zavallılar uzun süre sirenlerini ve kornalarını çaldılar, fakat sonunda galiba pes ettiler ve siren sesi de korna sesi de kesildi. Zira arabaların kıpırdayacak yerleri olmadığı için ambulansa yol vermeleri de mümkün değildi. O iki ambulans içindeki hastalar acil miydi, bilmiyorum, umarım bu gecikmeden dolayı kötü bir sonuç doğmamıştır.
Şimdi, kimse ahkâm kesmeye kalkmasın; o ambulanslar içerisinde çok ağır yaralı olup hastaneye çok acil olarak ulaştırılması gereken hastalar ben de, siz de, yakınlarınız da olabilirdi. Onun için bunun bir sorun olarak kabul edilip gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
Sonradan öğreniyorum ki bu tıkanıklığın nedeni o staddaki bir futbol maçı imiş. Öğleden sonra saat 14.30 dolaylarında olmasına karşın, akşam oynanacak maç için yollar ambulanslara bile yol veremeyecek kadar tıkalı. Allah bu bölgede oturan insanlara maç günü hastalanmamaları için yardım etsin!
Şehrin ortasına stadyum yapıyorsanız, öncelikle bu tür sorunların yaşanmaması için gerekli önlemi almanız gerekir. Otopark, yer altı ve yer üstü ulaşım, toplanma alanları gibi olmazsa olmazları gerektiği düzeyde yerine de getirmeniz gerekir. İki de bir de yurt dışı örneğini verenler herhâlde yurt dışında nasıl önlemlerin alındığını da biliyorlardır. Giderek daha ağır sorunların ortaya çıkmaması için yetkililerin gerekli önlemleri alacağını umuyorum.
Sonuncu konu da benim gibi kıdemlileri -arkadaşlar kusura bakmasın da benim gibi yaşlıları demek istiyorum- ilgilendiren şu kıdem tazminatı meselesi.
Bilindiği gibi, 2015 yılına kadar emekli olanlara hizmet süresi ne kadar olursa olsun, en fazla 30 yıl karşılığı kıdem tazminatı ödeniyordu. Fakat Anayasa Mahkemesinin 2015 yılında aldığı bir kararla SGK ilgili memurun fiili hizmet süresi ne kadarsa o kadar yıl üzerinden kıdem tazminatı ödemeye başladı. İşin ilginç yanı, bu tarihten önce emekli olanların bu haktan yararlanamayacaklarını ileri sürerek SGK’nın eskilere ödeme yapmamasıdır. Bunun üzerine pek çok kişi bu konuyu yargıya götürerek haklarını almak istedi. Söylenenlere göre bunlardan bazıları bu haklarını aldı, bazıları da alamadı.
Şimdi benim, kendisi de bir akademisyen olan Sayın Başbakanımızdan ricam, bir talimatla bu kargaşaya son vermesidir. Sayın Başbakanımızın da çok iyi bilebileceği gibi hukukun temel ilkelerinden biri de yasaların makabline şamil olmasıdır.
Yeni bir konuda yeniden buluşuncaya kadar esen kalın, sağlıklı kalın.